'Senin nereni kıskanayım Hıncal Uluç!'
Bu polemik uzar gider! Bir Engin Ardıç, bir Hıncal Uluç... Birbirlerine yanıt vermeden gün geçirmiyorlar. Sıra Engin Ardıç'ta...
GAZETECİLER.COM –
Ertuğrul Özkök’ün yazarlık
hayatındaki en doğru tespitinden biri, “Köşeler babalarımızın malı
değildir” deyişiydi…
Hürriyet’in “en çok okunan yazarı” Emin Çölaşan’ı, Aydın Bey’e bile
sormadan, köşesini babasının malı gibi kullandığı için kovduğunu
biliyoruz…
Erdal Şafak’a, “Ertuğrul Özkök’ün yaptığını yap” demiyoruz ama "duruma el
koy çünkü aşınan bu iki köşe yazar değil yazarlık kurumu”
diyoruz…
Evet…
Hıncal Uluç ve Engin Ardıç’tan söz ediyoruz…
Bu ikilinin yaptığı kişisel kavga
bir medya sitesi için bulunmaz nimet ama sadece o
anlık…
Bu düzeysiz kişisel kavgalardan
sonra giderek; ortada yazacak medya bulamayacağız diye
korkuyoruz…
Evet sevili Erdal
Şafak!..
Şimdilik çağrımız
sana…
Eğer bu ikilinin kişisel kavgasını
önleyemeyeceksen ikinci kez Serhat Albayrak’ı göreve davet
edeceğiz…
O da başaramazsa, Ahmet
Çalık’ı…
Sevgili okur;
Hıncal Uluç’un Engin
Ardıç’a attığı taşı
yayımlamıştık…
Bu da Engin Ardıç’ın fırlattığı
ok…
Yay ve ok; pardon köşe babasının
tapulu malı ya…
İstediğini yapar…
Bu arada iyi ki “isim”
vermiyorlar…
Ya bir de isim
verseler?..
"Beni "haset etmekle" suçlayan
oldu...
O vatandaşın nesini kıskanacağımı
doğrusu ben de merak ettim.
Gençliğini mi? Yakışıklılığını mı?
Lüle lüle saçlarını mı? Evliliğini mi? Gezdiği kızları mı? Mesleki
başarılarını mı? Bulunduğu mevkileri mi? Eğitim ve kültür düzeyini
mi? Bildiği lisanları mı? Kaleminin kıvraklığını mı? Yayınladığı
kitap sayısını mı? Televizyon şöhretini mi? Cebindeki parayı
mı?
Çalıştığı gazeteyi mi, yazdığı
sayfayı mı?"