Sen ne anlarsın demokrasiden?..

Peki, niçin hepsi aynı anda ve bağırarak konuşuyorlar?..

ADNAN BERK OKAN

Çocukluğundan beri, “Sus… Çok konuşma… Sessiz ol…” diye yetiştirilen bir millet haliyle yaşı kemale erdiğinde, ülke yönetimine katıldığında, fikrini söylemesi icap ettiğinde de yine aynı şekilde ikaz ediliyor:

“Sus… Çok konuşma… Sessiz ol…”

Hollywood filmlerine yapılan dublajlarda ise daha çok, “sakin ol… Şşşşş…. Sakin ol” uyarısı yapılır…

Sözü bizim mesleğimize getireceğim…

Dikkat edin…

Köşe yazarlarını veya TV yorumcularını “Sakin olun lütfen” diye uyaran hiç yok…

Ya?..

“Sus… Çok konuşma… Sessiz ol…” diye uyarılıyor konuşanlar…

Neden?..

Sesleri çok çıktığı için…

O nedenledir ki moderatörler en çok, “aynı anda konuşulursa söylediklerinizden hiçbir şey anlaşılmadığını bildiriyor yönetmen” uyarısını yapıyorlar…

Peki, niçin hepsi aynı anda ve bağırarak konuşuyorlar?..

Söyleyeyim:

Sakin olamadıkları için…

Sakin olabilseler zaten karşılıklı olarak birbirlerinin söylediklerini dinleyecekler…

Bağırıp çağırmak yerine sükûnetle cevap vermek için hazırlık yapacaklar…

Ama hayır…

Hemen itiraz ediyorlar…

Hemen karşı konuşmacının lâfını ağzına tıkıyorlar…

Bu arada seslerini de yükseltiyorlar…

Ve moderatör haliyle, “susun lütfen” diyor…

“Susun”…

Yani “konuşmayın”…

Oysa “susun” demek yerine “sakin olun lütfen” deseler, diyebilseler…

Ve...

Susmak yerine sakin olunması gerektiğine ikna edebilseler konuklarını…

İnanın kamuoyu da sakin olacak…

Not: Bu yazı, Mehmet Ocaktan’ın, Abdilhamit Bilici gibi sakin bir tartışmacıyı bile çileden çıkaran azarlaması, öfkesi, hırçınlığı, bağırması ve hatta “Sen ne anlarsın demokrasiden?..” kibirlenmesi üzerine yazıldı.

Ve ne yazık ki Ece Üner sadece susturmaya çalıştığı Ocaktan’a “sakin olun lütfen” diyemedi…

adnanberkokan@gmail.com