Sen koca bir yalancısın İlyas Salman!
Sevilay Yükselir'Türk Solu' dergisinde yazan İlyas Salman'ı çok sert eleştirmiş. Yükselir dergiyi de ' ırkçı ' olarak tanımlamış.
GAZETECİLER.COM
Son sayısındaki kapağıyla dikkat çeken Türk Solu dergisi bir çok çevreden tepki almaya devam ediyor. Bugün Oray Eğin'in de köşesinden yasal işlem çağrısı yaptığı Türk Solu dergisinde sinema oyuncusu İlyas Salman'ın da yazdığını biliyor musunuz? Sanmıyoruz.
Sabah yazarı Sevilay Yükselir bugün "Sen koca bir yalancısın İlyas Salman! " başlıklı yazısında adı geçen dergiyi ve dergide bu yazan İlyas Salman'ı hedef almış. Yükselir hiç kıvırmadan olması gerektiği gibi sıkı bir ırkçılık eleştirisi
"Hani, şu "Türk Solu" adını verdiğiniz dergideki köşende,
geçmişe atıfta bulunup, "Tokatlı Alevi, Karslı Sünni arkadaşına,
'Sen hangi mezheptensin?' diye sormuyordu. Ömer'le Ali yan yana,
dünyanın en kutsal birlikteliği olan emek eksenli ahbaplıklarını
sarmaş dolaş sürdürüyorlardı" diye yazmışsın ya...
İşte sadece bu bile senin ne kadar yalancı olduğunu ortaya koyuyor
İlyas Salman!
Niye biliyor musun?
Çünkü, o, "Güllük gülistanlık" diye öve öve bitiremediğin yıllarda
ben senin neler yaşadığını çok iyi hatırlıyorum...
Daha küçücük bir çocuktum... Sense genç bir delikanlıydın...
Devrimciydin sözüm ona... Pis provokatörler tarafından yaratılan ve
Malatya'yı kan gölüne çeviren Alevi-Sünni çatışmasının tam orta
yerindeydin... Okuduğun Turan Emeksiz Lisesi'ni kafatasçı faşist
saldırılardan korumak için lobi yapıyordun Alevi gençler
arasında...
Hani bir öğretmen okulu vardı kentin merkezinde... Karşısında da
Sümerbank çalışanlarının oturduğu lojmanlar... İşte ben seni ilk
kez o lojmanlardan birinde görmüştüm... 1977'ydi sanırsam...
Evimize gelmiştin bir aile dostumuzun oğluyla... Bugün gibi
hatırlıyorum söylediğin o Kürtçe Arguvan ağıtlarını... Mesela hiç
unutmam etrafına toplanan gençlere, "Arkadaşlar... Bu faşistlere
ödün vermeyeceğiz... Ben bu itin köpeğin baskısıyla ne
Kürtlüğümden, ne de Aleviliğimden vazgeçerim!" falan diyerek
propaganda yapışını...
Ve Hamido'nun evinde patlayan bombadan sonra, "Yaşatmayacak bu
kafatasçılar beni!" diyerek nasıl arazi olduğunu...
Ee peki şimdi niye böyle yazıyorsun?
Çünkü etrafında kalan ahali, "Bu durumda böyle bir tavır almak daha
doğru" diyor da ondan...
Özetle senin derdin durumun gerektirdiği gibi bir pozisyon
almak!
Oportünizm yani...
Türkçesi döneklik!
Neyse ben senin bu dönekliğinin ya da yalancılığının üzerinde daha
fazla durmayacağım...
Ama önemli bir detayın altını çizeceğim...
Hani dergide Deniz Gezmiş'in, Mahir Çayan'ın adını da anıyorsunuz
ya...
Hem yazık, hem de çok ayıp ediyorsunuz!
Çünkü onlar bugün hayatta olsalardı eğer...
Sizin gibi bu ülkenin barışı için çözüm arayan insanların boynuna
kanlı urgan atmak, ülkenin yeniden kan gölüne dönmesi için
kışkırtıcılık yapmak yerine, sokak sokak gezinip insanlara hâlâ
faşizmin ve kafatasçılığın ne büyük insanlık suçu olduğunu anlatma
derdinde olurlardı!
O nedenle...
Ne o oğluma adını verdiğim, Deniz'in, ne de Mahirlerin adını
kullanarak ırkçı propaganda yapmak sizin hiç haddinize değil!"