Sen daha beterini yaptın Ertuğrul!..

1997 yılının Ekim ayının 24 ya da 25'inde Hürriyet Gazetesi'nin birinci sayfa manşet haberi, Oya Eczacıbaşı....

ADNAN BERK OKAN

Benim satırlarımdan sonra okuyacaklarınızı Ertuğrul Özkök'ün bugünkü (26.07.2011) Hürriyet'te başlığı altında yayımlanan makalesinden alıntıladım...
Eski bir genel yayın yönetmeninin acıklı itiraflarından başka bir şey değil bu yazdıkları.
Övünmek gibi olsun; Özkök'ün bu yazdıklarını hem medya içinde olup hem de medyaya karşı yazabilen tek kişiyim ben...
Evet övünüyorum, tek kişiyim...

43 YAŞINDA TUTUKLU BİR KADIN
Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde Türk Medyası'na ilke dersi vermeye niyet ediyor... Kendisinin attığı ilkeli(!) manşetleri unutarak, unuttulduğunu sanarak.

Yazısından bir bölüm şöyle:

Rebekah Brooks günlerdir yerden yere vuruluyor. Olayın neredeyse tek "günah keçisi" haline getirildi.

Ama bakın; polis onu gözaltına aldığı gün yaptığı açıklamada adını bile vermiyor.
SKİ Tartışılan en önemli suç iddiası "kanunsuz telefon dinleme" olaylan.
Bazı gazeteler, özel dedektiflik şirketleri aracılığıyla özel kişilerin telefonlannı dinletmiş.

Polisin elinde 11 bin sayfaya yakın kanunsuz dinlenmiş telefon kaydı var.
Bugüne kadar bir tanesi bile basma sızmadı. Sızmış olsa bile gazeteler tarafından yayınlanmadı.
Ya bizdeki durum?

Yazının tamamı için
Ve bunun bedelini medyadan dışlanarak tahsil(!) ettim...
Kendi adımı kullanamayarak (çünkü kullandığım anda yine üstüme geleceklerdi) tahsil ettim.

Ama...
Sonunda gördünüz işte...
Türk medyasının "en etkin" gazetesini 21 yıl yöneten...
Bugün 63 yaşına geldiği için olsa gerek itiraflara başlayan Ertuğrul Özkök, yıllar önce verdiğim mücadeledeki haklılığımı tescil ediyor...

Hem Ertuğrul Özkök hatırlayacaktır hem de Bülent Eczacıbaşı.
1997 yılının Ekim ayının 24 ya da 25'inde Hürriyet Gazetesi'nin birinci sayfa manşet haberi, Oya Eczacıbaşı'nın "antika eser" kaçakçısı olduğunu iddia ediyordu...
Neye dayanarak?..
Birileri şikâyetçi olmuştu ve savcılık da "mutad" soruşturma başlatmıştı...

Yani, sadece soruşturma başlatıldığı için ülkenin "en saygın" hanımefendilerinden biri "kaçakçı" ilân edilmişti; ismiyle ve resmiyle...
Bunu yapan Hürriyet'in genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'tü...
Bugün, en yakın arkadaşlarından New International’in CEO’su Rebekah Brooks'la ilgili haberi adını ve resmini kullanmadan veren İngiliz Basını'na övgüler düzen Ertuğrul...

Evet Ertuğrul aynen öyle...
Çünkü İngiliz medyası çalışanları genelde "Gazeteci"...
"Tehditçi" de değil, "tetikçi" de değil...
Yasalara ve özel hayata saygılı olma kuralına uyuyorlar...
Hatta...
Habere konu olan kişi İngiliz gazeteciliği içinde "patlamış bir irin" olsa bile uyuyorlar...
İyi de Ertuğrul; bizim kanunlarımızda da aynen yer alan benzer yasaya sen niçin uymadın zamanında?..

Evet sevgili dostlar...
Hürriyet Gazetesi manşetten Oya Eczacıbaşı'yı "Kaçakçı" ilân ederken o habere de medyada karşı çıkan, çıkabilen tek yazardım...
Oya Eczacıbaşı hakkında "takipsizlik kararı verilebileceğini o zaman o manşetten utanıp utanmayacağını soran" tek köşe yazarıydım...

Diyeceksiniz ki?..
Peki "korumalığını"(!) yaptığınız Oya Eczacıbaşı ya da eşi Bülent Bey açıp teşekkür bari ettiler mi?..
Evet...
Bülent Eczacıbaşı telefonla teşekkür etti...

Ama...
O habere karşı çıkan, hem Özkök'ü hem Aydın Doğan'ı ve hem de Hürriyet'i eleştiren makalemin yayımlanmasından sadece 3 gün sonra, her gün yazdığım gazetemden (AKŞAM) 28 Şubat Hükümetinin Başbakanı Mesut Yılmaz'ın (Ertuğrul'un da kankası) ricasıyla(!) kovuldum...
Türkiye'de, siyasal iktidarın baskısıyla kovulduğu için arkasından hem de gazetenin Murahhas Üyesi tarafından "ÖVGÜ" yazılan, "demokrasinin gülü olduğu ama zorla koparıldığı" ifade edilen tek köşe yazarıyım...

Ama en fecisi...
İlerleyen aylarda Bülent Eczacıbaşı ile Ertuğrul Özkök arasında kurulan yakın dostluğu öğrenmem oldu...
Üzüldüm tabii, üzülmem mi?.
Benim, çirkin gazetecilik yaptığı, bir Hanımefendi'yi ve ailesini ortada fol yok yumurta yokken 500 bin satan gazetesinin birinci sayfa manşetinden "kaçakçı" ilân ettiği için karşıma aldığım adamla, o adam tarafından rezil edilen Hanımefendi'nin ve ülkenin en güçlü 3. büyük holdinginin sahibi kuzu sarması olmuşlardı...

Oya Eczacıbaşı'ya gelince...
Aynen dediğim gibi...
Savcı dosya hakkında "Takipsizlik" kararı verdi...
Haber Hüriyet'te iç sayfalarda ve sadece tek sütuna 3 santim yayımlandı...

adnanberkokan@gmail.com
Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor