Seks sorusu yerine bunu sorsaydı...

Röportaj konusunda deneyimli bir isim, İzzet Çapa'nın teyp kırdıran Sharapova röportajı için bakın ne dedi...

Vatan yazarı Sanem Altan röporta konusunda oldukça tecrübeli bir isim.
Bugün köşesinde Sharapova ile röportaj yapan ve sorduğu soru ile tartışma yararan İzzet Çapa'nın sorması gereken asıl soruyu yazdı. O soru sorulur mu sorulmaz mı? başlıklı yazısında şunları yazdı:

"Son dakikada, önceden belirlenen röportaj süresi 5 dakikaya indirilmiş. Böyle bir haberin, röportajı yapacak kişinin canını nasıl sıkabileceğini gayet iyi anlıyorum. İzzet Çapa da bir hayli gerilmiştir, bunu tahmin etmek zor değil.

Okuduğumu göre; röportaj başlamış, İstanbul'dan getirdiği lokumu, nazar boncuğunu verirken " 4 dakikanız kaldı" demişler ve İzzet Çapa sormuş: "Turnuva öncesi seks diyeti uygular mısınız?"

Sharapova sinirlenmiş, röportajı bırakıp çıkmış. Korumalar teybi istemiş, Çapa vermek istememiş, sonra da kırıp ellerine vermiş.

Fatih Çekirge, "O kadar soru varken böyle bir soru sorulmasına gerek var mıydı?" demiş.

Can Dündar, "Demirel'e, Türkan Şoray'a (İzzet Çapa'nın daha önce yaptığı röportajlar) soramayacağınız soruyu 'Öyle bir soru çaktım ki' çalımı uğruna Sharapova'ya sorarsanız yadırganır, 4 dakikalık sürede ilk bunu sorarsanız niyetiniz hemen anlaşılır" diye yazmış.

İzzet Çapa da gecce.com'da köşe yazarlarına cevap vermiş, olanları ve nedenlerini anlatmış.

O soru ilk soru değilmiş, 4 dakikada en az sekiz soru sormuş. Son soru olarak, bilimsel bir dille de bu soru sorulur mu sorulmaz mı tartışması yapılan seks diyeti sorusunu sormuş.

Her sorunun sorulabileceğine benim inancım tam ama röportajlarda hatta sohbetlerde, sorunun nasıl ve hangi amaçla sorulduğu, neredeyse sorunun kendisinden bile önemlidir.

İzzet Çapa'nın köşe yazarlarına cevap yazısını okuyunca oraya bilerek ve isteyerek o soruyu sormaya gitmiş olduğunu düşündüm.

Çapa o soru yerine "Neden süreyi son anda 5 dakikaya indirdiniz, kendinize ve bize bu haksızlığı neden yaptınız?" deseydi eminim 5 dakikadan fazla kalırdı o odada.

Eğer röportaj yapmak istiyorsanız, bu tip kısıtlamalar karşısında ya en baştan bunu kabul etmez ve yapmazsınız o röportajı ya da kabul ediyorsanız içeri girer densizlik etmeden sorunuzu sorar çıkarsınız.

Aksi takdirde, böyle akılda kalacak ve hatırlanacak bir "sahne" yaratırsınız.

Ama akılda öyle kalmaktan mutlu olmazsınız sonra da... İzzet de mutlu olmamış...

Fatih Altaylı'dan Serhat Akın iddiası: Fenerbahçeli iki yöneticinin adları öne çıkıyor