Sedar Turgut 'çalıntı yazı' iddialarını cevapladı
Serdar Turgut ilk kez 27 Ekim 1996 Pazar günü Hürriyet gazetesinde yayınlan ve efsane haline gelen yazısı için ortaya atılan 'çalıntı' iddialarına bugün cevap verdi.
GAZETECİLER.COM
Serdar Turgut ilk kez 27 Ekim 1996 Pazar günü Hürriyet gazetesinde yayınlan ve efsane haline gelen için ortaya atılan 'çalıntı' iddialarına bugün verdi. Turgut çok net bir şey söylemekten kaçınmış. Çünkü mizahın anonim bir niteliğinin de olduğunu söylemiş. Ama dürüst bir tavır koyduğunu da söylemek gerek.
Okuyucularıma bir açıklama
Yıllardır abi dediğim tecrübeli arkadaşımın tavsiyesiyle bir
süredir internet ortamıyla bağlantımı kopardım. Haber de
izlemiyorum. Sadece arada bir kısa süreliğine twitter'a girip
arkadaşlarım ne yapıyor diye bakıyorum. Bir mesajda benim 1996'da
yazdığım ve geçenlerde tekrar yayınladığım yazının Colin Bowles
adlı bir yazarın kitabından alındığı gösteriliyordu.
Bu konuda hemen yazacaktım ama bir süre, ilk defa bugünlerde
duyduğum Colin Bowles ve kitabını acaba eski bir dönemde hakikaten
okumuş muyumdur diye araştırdım. Kitabın kapağı, yazarının ismi,
içeriğinden bakabildiğim bölümler hiçbir çağrışım yapmıyordu.
Kitabı alıp okumadığım kesin de belki acaba yurtdışına gittiğimde
bir kitapçıda satın almadan okumuş muyumdur diye düşündüm. Çünkü bu
mümkün. Ben her yurtdışı gezimde günlerimi içinde kahveci olan
kitapçılarda geçiririm. Okuduğum her kitaptan, her makaleden notlar
alırım. Eski bir adam olduğumdan hala daha indeks kartlarına alırım
notları. Bu notlar aynen kullanılmak için değil, ileride bana
fikirler vermesi içindir. Böyle bir süreç yaşayabilmiş olabilir
miyim diye düşündüm. Çünkü çocuk yazımda kullanılan fikirler ile
Bowles'in kitabındakiler arasında beni şaşırtan ve rahatsız eden
benzerlikler vardı.
Mizah yazarı olmaya karar verdiğim ilk günden bu yana, mizahçıların
yazılarını okumaya ve şovlarını seyretmeye özel önem veririm.
Mizahın bu özerk alanı benim için ciddi bir çalışma alanıdır.
Klasik mizahçılardan bazılarının (Henny Youngman, Rodney
Dangerfield, Woody Allen) mizahlarını ezbere bilmeme rağmen hala
daha hemen her gün okurum. Onlar bana zihin açıklığı sağlar,
ipuçları verirler.
Bunlar tabii ki meşhur olanlar. Mizahın bir de amatörler tarafından
icra edilen alanı var. Orada başka fikirlerden beslenen amatörler,
mizah denemeleri yapar. Böylece espriler yayılır, yayılırken de
anonimleşir. Ben bu anonim alanda hala daha her gün uğraşıyorum.
Okuma mesaimin önemli bölümünü burada yapıyorum. Beni güldüren her
malzemeyi not alırım.
Ancak çocuk yazısının yayınlandığı 1996 yılında interneti bugünkü
gibi yoğun ve derin kullanamıyordum. O günlerde mizah dünyasından
beslenmelerimi daha çok televizyondan ve videolardan yapıyordum.
Amerikan mizahının patlama yaptığı 1970'li yıllardan bildiğim bütün
komedi şovlarının videolarını o dönemde almıştım. Daha da önemlisi
komedi kulüplerindeki şovlardan derlenmiş kasetlerim de vardı. Bu
komedi kulüplerinde bazı geceler 'Improvisation night' diye
adlandırılır. O geceler amatörler birbiri ardına sahneye çıkıp
spontane espriler yapar. Özellikle bu alan, kaynağı aslında belli
olan esprilerin anonimleşmesi alanıdır.
Amatörler de orada bir ticari kaygı olmadığından başkalarından
aldıkları esprileri diğer amatörlerin önünde yaparlar. Ben o
yıllarda bu kaynağı keşfettiğimde çoğunu dikkatle seyretmiş ve
üzerine çalışmıştım. Bir ihtimal o yılda o kasetlerden bir
tanesinde bahsi geçen kitaptan alınmış bir espriyi dinlemiş
olabilirim. Aradan çok zaman geçtiği için kesin bilmiyorum ama
olasılık olduğunu inkar etmek mümkün değil.
Komedinin anonimleşmiş alanında dünyadaki her komedyen birbirinden
beslenir. Meşhur Jay Leno hala daha her gece komedi kulüplerine
gider ve yeni malzeme arar. David Letterman geçen akşam monoloğunda
bir espri yaptı. Ben kendi içimden 'Bunu biliyorum' dedim. O da
seyirciye 'Ne kadar eski ve bilinen bir espriydi değil mi' diyerek
durumu kurtardı. Çünkü o espri Henny Youngman'a aitti.
Dediğim gibi ben o kulüp şovlarından bir tanesinde yazımda
kullandığım malzemeyi duymuş olabilirim.
Ancak bunun dahi olduğunu sanmıyorum. Çünkü çocuk yazısındaki, gece
ağırlık taşıma esprisini ben bir Amerikan televizyon komedi şovunun
içinde gördüm. Carol Burnett şov olabilir, şimdi tam emin değilim.
O şovda evin bütün ahalisi yaşayan ölüler gibi gece boyunca
ağırlıkla dolaşıyorlardı. Bunu ileride müsait bir yazıda kullanmak
için not aldığımı hatırlıyorum.
Keçi esprisi ise o yıllarda Fransız köylülerinin yerel idareleri
protesto için yerel toplantılara keçi sokmalarından esinlenmişti.
Bunu bir televizyon haberinde mi yoksa bir Fransız filminde mi
gördüm, şimdi hatırlamıyorum. Kitabı aynen yanıma koyup yazdığımı
düşünelim. Benim oradaki keçi kelimesini kurban olmaktan kaçma
duyarlılığındaki mandaya değiştirmem çok mu zor olurdu yani! Ama
öyle bir süreç yaşanmadı. Hatta keçi salmayı TBMM'ye keçi
salındığında hangi parti hangi tepkiyi verirdi diye bir siyasi
mizah malzemesi olarak da not almıştım ama daha sonra çocuk
yazısında kullandım.
Ahtapot esprisini ise o dönemde bir çizgi filminde gördüğümü ve çok
güldüğümü hatırlıyorum. Bu maddeyi de oradan esinlenmiştim.
Ben 25 yıldır her Allah'ın günü mizah yazıyorum. Meşhur mizahçılar
gibi ekibim, araştırmacılarım olmadığından her gün durmadan okumak
ve seyretmek zorundayım. Comedy Central favorim şu aralar.
Biliyorsunuz aynı konuda geçenlerde ikinci yazıyı yazdım. Eğer
ondaki maddelerde de bahsi geçen kitapta yer alanlar ile
benzerlikler bulunursa bu çok ilginç olur. Çünkü o yazı üzerine hiç
ön çalışma yapmadım. Sadece çocuk büyütmede kendi deneyimime
dayandım. Ancak buna rağmen yine de benzerlikler olabilir. Aslında
dünyadaki tüm mizahçılar birbirlerinden ve temelde aynı
kaynaklardan besleniyor.
Geçen gün daima çok severek okuduğum Jack Handey'den başlığını
aldığım 'Derin düşünceler' yazısında 2012 ile ilgili bir espri
yaptım. Yazımın yayınlandığı günkü New York Times'ta espri aynen
yer alıyordu.
Yeni yıla kadar bağlantıları koparıyorum. Sadece kitap okuyacağım
ve yazı yazacağım. Bir de sadece twitter'daki arkadaşları özledikçe
onlara 'Merhaba' diyeceğim o kadar. Bu arada Woody Allen'in 'The
Insanity Defense' adlı kitabını tekrardan okuyorum.