Şebnem Bursalı'nın bugünkü yazısı 'herkes' için
Kadın cinayetlerine belli bir cinsin sorunu diye bakmanın kadınları katleden caniler kadar hastalıklı bir bakış olduğunu söyleyen Sabah yazarı Şebnem Bursalı, önce kendimizi eleştirip sonra başkalarını eleştirmemiz gerektiğine vurgu yaptı. "Devlet aklı artık kadının yanındadır." diyen Bursalı, sadece yasa çıkarmakla bu işin olmadığını ve herkese görev düştüğünü belirtti.
Şule'ler, Ceren'ler hiç günahları yokken katledilen ve sadece kadın oldukları için yaşam hakları ellerinden alınan kızlar...
Sabah yazarı Şebnem Bursalı da bu konuya değindi köşesinde ve devlet aklının kadının yanında olduğunu fakat işin yasa çıkarmakla bitmediğini söyledi. Bu konuda toplumun her alanında herkese büyük görevler düştüğünü söyleyen Bursalı "Her giden canımızda, benim gibi bütün hemcinslerimin içi biraz daha acıyor. Bu yazıyı da yeni Şule'ler, yeni Ceren'ler olmasın diye hepimiz için yazdım..." ifadelerini kullandı.
Ceren'ler, Şule'ler için...
Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, hepimizin içini acıtan Şule
Çet davasına atıfta bulundu ve dedi ki: "Sanığa verilen
cezanın toplumun adalet duygusunu zedelemeyen, kamu
vicdanını rahatlatan bir karar olması için gerekçeli
karar sonrası istinafa
başvuracağız, ağırlaştırılmış müebbet cezası
istemiyle itiraz edeceğiz." Adalet Bakanı Abdulhamit Gül
de genel olarak kadın cinayetleri ve 20 yaşındaki Ceren Özdemir'in
katiliyle ilgili dedi ki: "Zalimce işlenilen cinayetlere verilen
tatmin edici gerekçelere dayanmayan iyi hal gibi soyut
değerlendirmelerle canilere ceza indirimi yapılması vicdanları
yaralıyor." Hepimiz adına konuştular. Milyonların sözüne
sözcü oldular.
Diyeceksiniz ki; sorumlu konumunda olanlar şikayet değil, bu
olayları sonlandıracak düzenlemeleri yapsın. 2002'den bu yana
kadınların statüsünün gelişimi ve kadın haklarıyla ilgili onlarca
yasal düzenleme yapıldı. Medeni Kanun'da yapılan düzenlemelerle
kadın-erkek eşitliği, aile birliği içinde kanunla teminat altına
alındı. Bu da yetmedi, Anayasa'nın 10 ve 90. Maddeleri'nde
düzenleme yapılarak iki cins arası eşitlik anayasal hüküm haline
getirildi. "Ailenin reisi kocadır" ifadesinin yerine,
"Evlilik birliğini eşler beraber yönetir" ifadesiyle yeni
bir anlayış getirildi. Eski kanunlarda, evin seçimini
bile koca yapar, kadının çalışması bile eşinin iznine tabidir
anlayışından eşitliği öngören ve karı ve kocayı birey olarak da
eşitleyen bir anlayış getirildi.
Her şey yasal düzenleme değil elbette. Önemli olan bu
düzenlemelerin tam olarak uygulanması ve anlayış olarak da
yerleştirilmesi. Ama ben yine de parlamentoya büyük görev düştüğünü
düşünenlerdenim. Parlamento, bir nevi toplumun da yansımasıdır.
Geçenlerde, seçilmiş bir kadın milletvekili AK Parti Grup Başkan
Vekili Özlem Zengin için CHP'nin Grup Başkan Vekili Engin Özkoç
Genel Kurul salonunda "Susturun şu kadını" dediğinde
söylemiştim. Bir kadın milletvekiline canlı yayında hem de Genel
Kurul salonunda ötekileştiren, aktif ya da pasif şiddeti
çağrıştıran bu sözleri söyleyebilen erkek vekilin bu anlayışının,
sokaktaki hasta ruhlu canilere cesaret vereceğini, kadınlara
yönelik her tür şiddet ve cinayeti neredeyse "meşru
hak" olarak görmelerine kadar yol açabileceğini söylemiştim.
Bu sözlerimin hâlâ arkasındayım.
Yeni bir tartışma açarak, konuyu özünden uzaklaştırmak gibi bir
niyetim yok ama önce kendimize ayna tutup, sonra başkasını
eleştireceğiz. Devlet aklı artık kadının yanındadır. Bununla ilgili
bir tartışma yok. Ama sadece devlet aklıyla, yasa çıkarmakla
olmuyor. Evde, ailede başlayan bir eğitim, sonrasında sosyal
yaşamda bir zihniyet dönüşümü ve toplumun her alanında herkese
görev düşüyor bu konuda. Şule'ler, Ceren'ler hiç günahları yokken
katledilen ve sadece kadın oldukları için yaşam hakları ellerinden
alınan kızlarımız bizim.
Ben bir gazeteciyim ama her şeyden önce insanım ve bir
kadınım. Her giden canımızda, benim gibi bütün
hemcinslerimin içi biraz daha acıyor. Kadın cinayetlerine
belli bir cinsin sorunu diye bakmak da en az kadınları katleden
caniler kadar hastalıklı bir bakıştır. Bu yazıyı da yeni Şule'ler,
yeni Ceren'ler olmasın diye hepimiz için yazdım...