Sayın Cumhurbaşkanımıza açık mektup
Çok zamanlı ve çok yerinde bir açıklama yaparak yüreklerimizi ferahlattınız efendim.
Sayın Cumhurbaşkanım,
Dün akşam haberlerinde, konuşmanızın “tecdid” ile ilgili bölümünü dinlerken heyecanlandım, ağlamamak için kendimi zor tuttum…
İnternet ortamında dinlediğim haberlerde konuşmanızın olduğu o bölümü tekrar tekrar dinledim…
Sayın Cumhurbaşkanım,
Önce tam da şahsınıza yakışır şekilde adını anmadan, ilahiyatçı olduğu iddia edilen malum kişi ve benzeri marjinallerin asla dikkate alınmamasını istediniz…
Bu gibilerin “din adamı” olarak ortaya çıkıp kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunduklarını…
Dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı içtihatlar uydurduklarını hatırlattınız…
Ve sonra da şöyle dediniz:
“(Bu kişileri) Anlamak mümkün değil. Bunlar bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada yaşıyorlar. Çünkü İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslam'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız. Beni birçok hocaefendi tefe koyacak o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın.”
Sayın Cumhurbaşkanım…
Bu güzel ülkemiz, adına “hocaefendi” denilen şarlatanların birinin elinden çok acılar çekti, çok şeyler kaybetti.
Sayenizde o kaybettiklerimizi en kısa zamanda yerine koymayı başardık…
Bundan sonra çok daha iyilerini başaracağımızdan da eminim…
O nedenle; sizin bu gerçek İslâm tefekkürüne dayalı açıklamanıza lâf etmek hiçbir hocaefendinin haddine değildir.
Efendim,
Güzel kitabımız Kuran’ı gerçekten Allah için, Allah adına okumuş ve anlamış herkes bilir ki; tamamen Kuran’a bağlı kalınarak yazılmış Mecelle’nin en değerli kaidelerinden biri şöyle der:
“Ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkar olunamaz”…
Evet efendim,
Zamanların değişmesiyle hükümlerin de değişmesi gereği inkâr edilemez…
*
Sayın Cumhurbaşkanım, 95 yıllık cumhuriyet tarihimizde sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemeye cesaret ettiği bir açıklamayı yaptınız…
Böylece…
Milyonlarca cumhuriyetçi demokratın (Laikçinin değil.), dinî vecibeleri pek yerine getiremeseler de her inanca saygılı olan o güzel insanların, Kuran’ı pek güzel yorumlayan milyonlarca münevverin düşünce ve arzularına tercüman oldunuz…
*
Bendenizin de bu köşelerde güzel İslâm ve mübarek kitabı Kuran için söylemek istedikleri tam da bunlardı…
“İslam'ın güncellenmesi zamanının geldiği ve hatta daha da geç kalınmaması gerektiği” idi yani…
Çok zamanlı ve çok yerinde bir açıklama yaparak yüreklerimizi ferahlattınız efendim.
Evet efendim…
Evet, tecdid aslında Güzel Kuran’ın da tavsiyelerindendir…
O nedenle pek çok müteşabih ayet gönderilmiştir ümmetimize…
Zatı âlinizin de bildiği gibi müteşabih ayetler, zamanların değişmesiyle birlikte yeniden yorumlanma izni olan ayetlerdir.
Ve Sayın Cumhurbaşkanım…
Hatırlayacaksınız.
Sevgili Peygamber Efendimizin bir Hadis-i şeriflerinde şöyle dedikleri rivayet olunur:
“Şüphe yok ki Allah, her devirde bu ümmete dinî durumunu yenileyen birisini gönderecektir.” (Ebû Davut, Melâhim, 1, No: 4291)
Sayın Cumhurbaşkanım,
Hz. Muhammed (s.a.v.) son peygamber olduğuna göre Allah tarafından gönderilecek olan kişiler tabii ki müceddidler olacaktı.
Umarım diğer İslâm ülkelerinin âlimlerini de ülkemize davet edersiniz…
Umarım davet edilecek olanlar müceddid kişilerdir…
Ve yine umarım o güzelim; “Ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz” Mecelle kaidesine riayet ederler…
Teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanım…
Çok büyük cesaret ve çok güçlü bir devlet insanı karakteri gerektiren bu yenilenmeyi/tecdidi ancak ve sadece siz başarabilirsiniz…
Kanımla canımla yanınızdayım efendim…
Saygılarımla
Yakup MURAT