Sayım Çınar'dan Bach, Frankfurt ve kitaplarla dolu bir hafta

KÜLTÜR TARAFI
Sayım Çınar
sayimcinar@gmail.com

Yoğun bir haftaydı benim için. Leipzig’den yeni döndüm, görkemli bir yolculuktu, başrolünde de Bach vardı. Büyülü müziklerin yaratıcısı, gözleriyle değil kalbiyle dünyayı gören özel bir ismin müzesini, evini, şehrini ziyaret etmek güçlü bir duyguydu.

Sınırları Sanatla Aşmak!

Almanya’da ve dünyada, kendi alanında marka haline gelen ve Frankfurt’ta 15 yıldan beri aralıksız olarak düzenlenen Uluslararası Türk Film Festivali’nin 16. için hazırlıklara başlandı. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Hessen Eyaleti Film Destekleme Fonu ve Frankfurt Belediyesinin desteğiyle 31 Ekim 2016 - 05 Kasım 2016 tarihleri arasında Almanya-Frankfurt’ta gerçekleşecek olan festival, 31.05.2016 tarihinde Allegro The Public Hotel İstanbul’da basın toplantısı ile medyaya tanıtıldı.

Açılış konuşmasını gerçekleştirdiğim etkinlikte, festivalin başkanı Hüseyin Sıtkı da sanatın kıtaları, ırkları, kültürleri aşan gücünü konu etti. Elimizde sanattan, iyi sanattan başka bir şey yok, unutmayalım!

Efsanevi İstanbul Yarımadası’na Dair…

Şehir, şehirle ilişki, tarihten geleceğe uzanan hikayeler her zaman ilgimi çekmiştir. Haldun Hürel, binlerce yıllık hikâyeleri kalbinde saklayan efsanevi “Yarımada”nın öyküsünü heyecanla, keyifle ve özlemle Efsanevi İstanbul Yarımadası kitabında anlatıyor. Kapı Yayınları etiketini taşıyan kitapta Haldun Hürel, “Suriçi”ni semt semt, sokak sokak mercek altına alırken, “evrenin gözbebeği”nin tarihini Megaralılardan günümüze keyifli bir dille aktarıyor.

Sanatçıların Gözünden Nazım!

Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi müthiş bir sergiye evsahipliği yapıyor bugünlerde. Memleket şairi Nazım Hikmet’i, yokluğunun 53. yılında Maltepe’de anmak isteyenlerin kaçırmaması gerek. Usta sanatçıların kıymetli yapıtlarının sergileneceği Sanatçıların Nazım’ı sergisi memleket şairini anmak, şiirlerini ve hümanizmini hatırlamak için iyi bir fırsat.

Ölen Bir Şehir Var

 

“Sen Sur’da hiçbir şey görmedin sevgili arkadaşım, sen bu şehirde hiçbir şey görmedin. Şehrin ruhunun nasıl vurulduğunu, cinayetin nasıl işlendiğini görmedin.”

 

Yaşamakta olduğumuz acılı günlerde, Diyarbakır Surönü’nde bir tanıklık, yüzleşme ve kendimizle hesaplaşma denemesi... Batı’dan gelen Türk’ün bakışı ile yakılıp yıkılmış bölge insanının içeriden bakışının dramatik karşılaşması. “Hendekçi çocukları hendeklerin arkasından çıkarıp önüne geçirmek için ne yaptık? Onlara eşit ve özgür yaşayacakları bir ülke verebildik mi?” sorusuna cesur ve içten bir cevap arayışı. Her ölümün bizi birbirimizden biraz daha uzaklaştırdığı bu savaş günlerinde, Oya Baydar barışı neden bir kez daha ıskaladığımızı iki tarafa da soruyor.

Beni Beklerken…

ON8 Kitap’tan güzel bir haber geldi geçtiğimiz günlerde. Gazeteci yazar Sibel Oral’ın ilk kez 2006’da yayımlanan romanı Beni Beklerken, tamamı gözden geçirilmiş ve yenilenmiş baskısıyla ON8 okurlarıyla buluşuyor. İki genç kızın varoluş çırpınışlarını anlatan kitap, vazgeçiş ile yaşama tutunma çabasının sınırlarında geziniyor. Kitabı merakla okuyacağım, iyi bir edebiyat yolculuğuna hepimizin ihtiyacı var.

Dank Dank!

OT’tan ve Birgün’deki yazılarından takip ettiğimiz şair yazar Sinem Sal, şiir kitaplarının ardından bu kez Dank adlı öykü kitabıyla merhaba diyor okurlara. Duru dili şiirlerinden sonra bu kez öykülerinde kendini gösteriyor. Yazarın kapak tasarımıyla da dikkat çeken ilk öykü kitabını kutluyorum.