Savaş Ay kanserle mücadelesini anlattı...
Balçiçek İlter'in konuğu olan Savaş Ay, hem gazetecilik hikayesini anlattı, hem de hastalığıyla ilgili samimi açıklamalar yaptı.
GAZETECİLER.COM
Usta gazeteci ve televizyoncu Savaş Ay, Habertürk'te yayınlanan Söz Sende programında Balçiçek İlter'in konuğu oldu. 14 yıldır kanserle mücadele eden Savaş Ay, hem gazetecilik hikayesini anlattı, hem de hastalığıyla ilgili samimi açıklamalar yaptı.
14 yıl önce gırtlak kanseri tanısı konulduğunu söyleyen Savaş Ay o günleri şöyle anlattı: Kanseri tanısını duyunca ben, "Peki program ne olacak?" deyivermişim. Kapı çalınsa "kim o?" demeyeceksin diyorlar, olacak iş mi? Ben konuşmayı şehvetle seven bir insanım. Kendi başıma kaldığım zaman mesela bana hep şiirlerim, türkülerim eşlik eder. Şiir okuyamazsam, türkü söyleyemezsem ne olur? Bunlardan mahrum kalacağım diye çok korktum. Çok şükür programa bir gün bile ara vermedim, tedaviye başladım.
"MEŞGALEYİ MEŞGULİYET HALİNE GETİRDİM"
Balçiçek İlter'in, "Peki insan bunlarla nasıl başa çıkıyor?" sorusuna Savaş Ay, "Uzmanlar televizyonlarda hastanın ne yapması gerektiği konusunda konuşuyorlar, hepsi doğru. Ama yaşayan biliyor. Bu hastalıktan yana çok dertli var, doğru. Ama şundan emin olun, bu hastalıkla alakası olmayanların derdi kadar derdi yok hastalığın. Bir süre sonra şunu keşfediyorsunuz; esas doktor ve ilaç kafada... Zaten insan programdan programa koştururken her şeyi unutuyor. Meşgaleyi meşguliyet haline getireceksin, meşgul olacaksın. Hastalık kapını mı çaldı? "İçeride biri var, meşgulüm kardeşim. Senle uğraşamam" diyeceksin.
"AMANSIZ HASTALIK" CÜMLESİ TARİHTEN SİLİNSİN
Şunu öneriyorum: "Yakalandığı amansız hastalıktan..." cümlesini tarihten silelim... Bir de Ferdi Özbeğen, "İnsanlara parasızlığını ve hastalığını söyleme" derdi. Evet insanlar senin hastalığına çok üzülüyorlar. Ama zırt pırt hastalıktan bahsedilmiyor. İnsanların kendi hayatları var. Hayatları devam edecek. Ve negatif bir şey duymak istemiyorlar. Bu kötülük de değil, insanın doğası.
TEN TEN'DEN ETKİLENİP GAZETECİ OLDUM
Savaş Ay, gazeteciliğe başlama hikayesini de anlattı. "Ben sanat dünyasının içine doğdum" diyen ünlü gazeteci, ailesinin onu sanat dünyasından hep uzak tutmaya çalıştığını söyledi. Ay, "Çocukluğumda herkese futbol oynamak yasaklanırken, beni futbola teşvik ediyorlardı. O zaman çizgi roman Ten Ten vardı, çocukluk kahramanımdı, rol modelimdi. Ten ten ne iş yapar? Gazetecilik. Ben Ten Ten'den dolayı liseyi bitirir bitirmez gazeteciliğe başladım.
MEMLEKETİN AYDINI BU KADAR BOL DEĞİL
Bir zamanlar "A Takımı" programıyla efsaneleşen Savaş Ay, son zamanlarda sayıları artan tartışma programlarına da eleştiri getirdi. "Televizyonlarda malumatfuruş adam olarak görülen bir kadro türedi. Bunlar giderek Çin ordusuna dönüşüyorlar, o kadar kalabalık ki. Eskiden din işlerinden bir şey sorulacağı zaman ya Yaşar Nuri çıkardı, ya Zekeriya Beyaz ya da İsmail Nacar. Depremde de Şener Üşümezsoy falan çıkardı. Şimdi herkes aynı anda hem teknik direktör, hem Başbakan, hem muhalefet lideri... Türkiye bu kadar aydını bol bir memleket değil yahu.
Usta gazeteci ve televizyoncu Savaş Ay, Habertürk'te yayınlanan Söz Sende programında Balçiçek İlter'in konuğu oldu. 14 yıldır kanserle mücadele eden Savaş Ay, hem gazetecilik hikayesini anlattı, hem de hastalığıyla ilgili samimi açıklamalar yaptı.
14 yıl önce gırtlak kanseri tanısı konulduğunu söyleyen Savaş Ay o günleri şöyle anlattı: Kanseri tanısını duyunca ben, "Peki program ne olacak?" deyivermişim. Kapı çalınsa "kim o?" demeyeceksin diyorlar, olacak iş mi? Ben konuşmayı şehvetle seven bir insanım. Kendi başıma kaldığım zaman mesela bana hep şiirlerim, türkülerim eşlik eder. Şiir okuyamazsam, türkü söyleyemezsem ne olur? Bunlardan mahrum kalacağım diye çok korktum. Çok şükür programa bir gün bile ara vermedim, tedaviye başladım.
"MEŞGALEYİ MEŞGULİYET HALİNE GETİRDİM"
Balçiçek İlter'in, "Peki insan bunlarla nasıl başa çıkıyor?" sorusuna Savaş Ay, "Uzmanlar televizyonlarda hastanın ne yapması gerektiği konusunda konuşuyorlar, hepsi doğru. Ama yaşayan biliyor. Bu hastalıktan yana çok dertli var, doğru. Ama şundan emin olun, bu hastalıkla alakası olmayanların derdi kadar derdi yok hastalığın. Bir süre sonra şunu keşfediyorsunuz; esas doktor ve ilaç kafada... Zaten insan programdan programa koştururken her şeyi unutuyor. Meşgaleyi meşguliyet haline getireceksin, meşgul olacaksın. Hastalık kapını mı çaldı? "İçeride biri var, meşgulüm kardeşim. Senle uğraşamam" diyeceksin.
"AMANSIZ HASTALIK" CÜMLESİ TARİHTEN SİLİNSİN
Şunu öneriyorum: "Yakalandığı amansız hastalıktan..." cümlesini tarihten silelim... Bir de Ferdi Özbeğen, "İnsanlara parasızlığını ve hastalığını söyleme" derdi. Evet insanlar senin hastalığına çok üzülüyorlar. Ama zırt pırt hastalıktan bahsedilmiyor. İnsanların kendi hayatları var. Hayatları devam edecek. Ve negatif bir şey duymak istemiyorlar. Bu kötülük de değil, insanın doğası.
TEN TEN'DEN ETKİLENİP GAZETECİ OLDUM
Savaş Ay, gazeteciliğe başlama hikayesini de anlattı. "Ben sanat dünyasının içine doğdum" diyen ünlü gazeteci, ailesinin onu sanat dünyasından hep uzak tutmaya çalıştığını söyledi. Ay, "Çocukluğumda herkese futbol oynamak yasaklanırken, beni futbola teşvik ediyorlardı. O zaman çizgi roman Ten Ten vardı, çocukluk kahramanımdı, rol modelimdi. Ten ten ne iş yapar? Gazetecilik. Ben Ten Ten'den dolayı liseyi bitirir bitirmez gazeteciliğe başladım.
MEMLEKETİN AYDINI BU KADAR BOL DEĞİL
Bir zamanlar "A Takımı" programıyla efsaneleşen Savaş Ay, son zamanlarda sayıları artan tartışma programlarına da eleştiri getirdi. "Televizyonlarda malumatfuruş adam olarak görülen bir kadro türedi. Bunlar giderek Çin ordusuna dönüşüyorlar, o kadar kalabalık ki. Eskiden din işlerinden bir şey sorulacağı zaman ya Yaşar Nuri çıkardı, ya Zekeriya Beyaz ya da İsmail Nacar. Depremde de Şener Üşümezsoy falan çıkardı. Şimdi herkes aynı anda hem teknik direktör, hem Başbakan, hem muhalefet lideri... Türkiye bu kadar aydını bol bir memleket değil yahu.