Sarsıcı itiraf; Dinciler yaptı demek işime geldi

Bu itiraf Çetin Emeç'in eşinden geldi... Dahası da var... İşte günün yankı yaratan açıklaması...

Tarihi itiraf... Çetin Emeç’in eşi, “Cinayeti dinciler işledi demek işime geldi. O dönem gerçekle yüzleşmek istemedim” dedi... Vatan'dan Sanem Altan'a röportaj veren Bilge Emeç çarpıcı sözler söyledi...

7 Mart 1990’da işe gitmek üzere Suadiye’deki evinden çıktıktan sonra katledilen gazeteci Çetin Emeç’in eşi Bilge Emeç’ten sarsıcı bir itiraf geldi.

SİMAVİ DEĞİL AYDIN DOĞAN SAHİP ÇIKTI

Suikast sonrasında bize Erol Simavi değil, Aydın Doğan sahip çıktı. Simavi ‘Acaba Bilge benden bir şey ister mi’ diye hiç ilgilenmedi” dedi.

“Erol Bey’e sevgimiz ve saygımız çok büyüktü. Ama hadisede o kadar ayıp etti ki, öyle bir vefasızlık yaptı ki, anlamak mümkün değil. Suikasti unutturma politikası yaptılar resmen. Onu bırak, aramadı bile. Ne ilk gün ne geçen 20 senede bir kez. Bir gün hatırımızı sormadı. Yok oldu ortadan.

İÇKİLİ SOFRALAR KURUP EĞLENDİLER

Belma Simavi geldi gitti. Sofralar kurdu, içkili falan. O evde hiçbir acı yaşanmıyormuş gibi. Çetin’in olayından beş gün sonra Memo’nun doğumgünüydü. Belma, Memo’nun doğumgününü hatırlamış gelmiş, o acının içinde, keşke hatırlamasa, neyse bir de Memo’ya güneş gözlüğü hediye getirmiş. Hiç anlamadım. Bu ne hediyesiydi. Ne tuhaf bir hediye. Çetin’in başına ne gelmiş, onlar ne havada. Çetin haftalık yazı yazıyordu. Onu günlük yazıya Erol Simavi zorladı.

GÖZÜMÜN ÖNÜNDE GÖBEK ATTILAR

Nasıl aramaz bizi, nasıl sormaz. Bir gün bile. Sedat Simavi Ödülleri vardı bir sene sonra, beni de davet ettiler. Ben de çağırdıklarına göre Çetin’e bir ödül, bir şey verecekler sandım. Ne ödül ne bir şey... Ardından Günay’a götürdüler beni. Belma Simavi, Alev, Ertuğrul Özkök, eşi Tansu, Fulya ve Eşref Cerrahoğlu. Gözümün önünde resmen göbek attılar. Masada çok ağlamıştım. Bir tek Tansu sanırım yapmadı. Bir de Fulya, bütün gece elimi tutmuştu. Hatta Belma ağladım diye azarlamıştı beni.”

AKSU'YU SUÇLUYORUM

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’yu, Emniyet Genel Müdürü’nü suçluyorum, İçişleri Bakanı evime taziyeye geldiğinde ‘Olay burada mı oldu, gazetenin önünde mi?’ diye sorabildi. Çözmemek için uğraştılar sanki. Çözmemeye programlıydı her şey. Dosyalar kaç defa boşaltıldı. Savcı olaydan kaç gün sonra ifadelerimizi aldı, hatta adeta azarlayarak yaptı bunu. Bu cinayette birçok ilk vardı. Çapraz ateş ilk defa, kar maskesi, ilk defa şoförü öldürüldü birinin, kullanılan silah ilk defa kullanılmış bir suikastte. İngram marka silah ilk defa kullanılmış. Yurtdışından gelebiliyor o silah ancak.

DİNCİLER DEMEK İŞİMİZE GELDİ

Katilin bulunması çok önemli değil. Yakalanan katilin de gerçek olduğunu düşünmüyorum. Tetikçiyi yakaladılar güya. O çocuk cezaevinde evlendirildi. Hrant’ınki de aynı oldu ya. Evlendi. Nasıl oluyor anlamıyorum. Gerisinde kim var bu işlerin hala çözülmedi. Çözülse de ne olacak ki artık onu da bilmiyorum gerçi. Sürekli dinle ilgili tehdit aldığımız için hep ‘İran’ dedik, ‘Dinciler’ dedik. Çünkü ben Atatürkçü, orduyu seven, vatanperver bir kadınım. O yüzden daha devletime hiç kızmadım ben. Başka gerçeklerle yüzleşmek istemedim. O yüzden hep İran demek işime geldi sanırım. İran’ın yaptığına inanmak istedim.

HER SABAH DUA EDER ÖYLE ÇIKARDI

Çetin sabahları 07.30-08.00 gibi çıkardı evden. Radyoyu kurardı. Her sabah oyun havaları, türkü ile uyanırdık biz. O saatte o var tabii. Uyanır, mutlaka 40 dakika jimnastiğini yapar, soğuk duşunu alır, merdivenleri zıplayarak iner giderdi. Bir de mutlaka çıkmadan duasını okurdu. Kıbleye karşı durur, ellerini açar duasını yapardı. Kimseye göstermeden ama. Çocukların odasına girer, kapıyı kapatırdı.

ÇETİN EMEÇ KİMDİR?

Annesi Rabia Emeç, babası ise gazeteci, Demokrat Parti'nin kurucularından milletvekili Selim Ragıp Emeç'tir ve Zeynep, Leyla ve Aydın (Merhum) isimli üç kardeşi vardır. Bilge Emeç ile evlenmiş, Mehveş ve Mehmet (Memo) isimli iki çocuğu olmuştur.

Galatasaray Lisesi'nin ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Gazeteciliğe 1952'de babası Selim Ragıp Emeç'in Son Posta gazetesinde başladı. 1972'ye kadar Hayat ve Ses dergilerinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1972 yılında Hürriyet Grubu'na geçti. Hürgün Yayınları'nın Genel Yönetmenliğini yaptığı sırada, Hürriyet Gazetesi genel yayın müdürlüğü görevini üstlenen Emeç, 1984-1985 yıllarında da genel yayın yönetmeni olarak Milliyet'e geçti. 1986'da genel koordinatör olarak Hürriyet gazetesine döndü.

7 Mart 1990'da işine gitmek üzere İstanbul Suadiye'deki evinden çıktığı sırada şoförü Sinan Ercan'la birlikte öldürüldü. 38 yıllık gazeteci olan Emeç, Hürriyet Gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarıydı. Çetin Emeç, Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Basın Enstitüsü ile Uluslararası Gazetecilik Basın Enstitüleri Federasyonu üyesiydi.