Sanem Altan sordu özgürlük mü kısıtlama mı?
Vatan yazarı sordu: "Şifreleyebiliyoruz ama anahtarı yetkili kuruma veriyoruz... Siz anlayabildiniz mi bu özgürlüğü?"
"23 ekim 2010'da Resmi Gazete'de "Kodlu veya Kriptolu Haberleşme" yönetmeliği yayınlanmış. İsteyen herkesin kriptolu veya kodlu haberleşmesine, telefon konuşmalarını teknolojiden yararlanarak şifreyebilmesine olanak tanıyormuş bu yönetmelik.
Eskiden Türkiye'de kriptolu haberleşme yetkisi sadece Ordu, Emniyet, Mit, Dışişleri'ndeyken artık isteyen kriptolu görüşebilecekmiş. Kriptolu telefon dönemi, telefon dinlenme skandallarına karşı alınacak iyi bir önlemmiş." diyerek başladığı yazısında çarpıcı bir noktaya parmak basan Altan şöyle sordu:
"Ama ben tam anlayamadım açıkçası. Çünkü aynı yönetmelik
kullanılacak tüm şifreli cihazların kayıt altında ve şifre
anahtarlarının da Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı BTK'nın elinde
olması şartı getiriyormuş. Kurumdan izinsiz olmuyor yani...
Peki, şimdi bu yönetmelik gerçekten haberleşme özgürlüğü mü tanıyor
bize yoksa tam bir kısıtlama mı bu? Çünkü sadece telefon değil
internet üzerinden iletişim ve haberleşme için de aynı şey
geçerliymiş. Yıllardır pek çok internet kuruluşu şifreli haberleşme
olanağı sunuyormuş zaten. Yahoo 2000 yılından beri şifreli e-posta
hizmeti sunuyormuş... Hiç bilmiyordum... Şimdi bunlar da kuruma
bildirilecek.
Şifreleyebiliyoruz ama anahtarı yetkili kuruma
veriyoruz... Siz anlayabildiniz mi bu özgürlüğü."
Sanem Altan'ın yazısının tamamını
okuyabilirsiniz.