'Sana ne lan içtiğim biradan!..'
Çek elini ağzımızdan, gözümüzden, dilimizden. Uğraşma mini eteğimizle. Dokunma biramıza, şarabımıza, rakımıza. Laf etme kalamarımıza, mekruh keyiflerimize.
Sana ne lan içtiğim biradan
Yanlış anlamayın. Siyasi mesaj falan vermiyorum.
Zaten konumuz Türkiye değil...
Kuzey Kore...
Allah'ın unuttuğu bir diktatörlük.
Hemen üzerine atılıp beni oraya buraya ihbar etmeye kalkmayın.
Çocuk daha 27 yaşında.
Karşısındaki omuzu, göğsü yıldızlarla, madalyalarla dolu mendebur
general 59 yaşında.
General bu kadar mendebur olunca, çocuk tabiatıyla bize
daha sempatik görünüyor.
Çocuk generalin suratına bağırıyor:
"Sana ne lan benim sevgilimden..."
Orada kalmıyor, sokağa da iniyor.
"Sana ne lan sokaktaki kızın mini
eteğinden..."
Bıraksan konu birazdan, şaraba, biraya da gelecek.
"Sana ne lan benim içtiğim biradan..."
Var ya, yemin ediyorum, önceki gün Türkiye'den kopuk bir yerde
olmasaydım;
Birinin aklına gelip bana haber verseydi;
Bu yazı bugünü değil, dün öğleden sonrasını bile bekleyemezdi.
Dün Hürriyet'te okudunuz.
(...) Dıştan bakınca, şabalak bir hali var.
Oğlan küçük ya, babasının eski arkadaşı, güçlü general de güya ona
"amcalık" yapıyor.
Belli ki içinden, "Bu şabalak oğlan hiçbir şeyden anlamaz.
Devlet benim" diye düşünüyor.
Hayatı, zekâsını iyice gerileten bir diktatör rehaveti içinde
geçtiği için;
Devletin hem derinini hem sığını kendi temsil ettiği ve
"insan" denen varlığı eski püskü bir ideoloji
içinde erittiği için, insan denen varlığın bir bam teli olduğunu
iyice unutmuş.
Unuttuğu o kadar belli ki, babasının yerine geçip, daha
şimdiden ölmüş babasını iyice gömmeye ant içmiş çocuğun bam teline
basıyor.
Nedir o bam teli?
Omuzu kalabalık arkadaş, tombalak oğlanın, popçu bir kızla gezip
tozmasına takmış. "Ne işin var senin o kızla"
falan demeye başlamış.
Bam teline basılan oğlan ne yapar? Zaten bahane arıyor,
zaten babasıyla birlikte onun mendebur arkadaşlarını da gömmeye
ahdetmiş.
Askerin darbe yapmasını beklemeden, o yapmış kendi darbesini.
O, ruhu irikıyım generali, kulağından tuttuğu gibi
çöpe...
İşte sana bir hayat bilgisi dersi, ey mendebur apoletli.
Onun bunun hayat tarzına, mini eteğine, yanındaki kıza veya
erkeğe...
Laf etmeyeceksin arkadaş! (...)
Ey apoletli, apoletsiz; atanmış veya seçilmiş ahir zaman
diktatörü.
Sana ölmüş bir babadan kalmış tombalak oğul
nasihati:
Çek elini ağzımızdan, gözümüzden, dilimizden.
Uğraşma mini eteğimizle.
Dokunma biramıza, şarabımıza, rakımıza.
Laf etme kalamarımıza, mekruh keyiflerimize.
Unutma;
Şabalak diktatör çocuklarının bile bir bam teli vardır...