Şamil Tayyar; 'Kim bu dangoz?'
Star yazarı Şamil Tayyar, Doğan grubunun üç yazarına fena çaktı... Hem de onların yazıları ile...
GAZETECİLER.COM - Star yazarı Şamil Tayyar, ıslak belgeye sahip çıkan yazarları diline doladı. Genelkurmay'ın kağıt parçasını delil olarak tanımlamasının ardından bu yazarların "iyot gibi açıkta kaldığını" söyledi...
Fıkrayı sevgili dostum Zeki Çetin’den dinlemiştim… İki subay, bir eri çağırıp soru
soracak ve alacakları cevaba göre eğlenecekler… A.B.O. |
Şamil Tayyar'a göre gaza gelen yazarlar bakın kimlerdi;
MELİH AŞIK:
27 Haziran 2009 tarihli köşesinde Başbuğ'un açıklamasına gönderme
yapıp eylem planıyla Türkiye'nin komik duruma düştüğünü öne süren
Aşık, şöyle yazdı: "Bu sahte planı 'geçersiz bir fotokopi' olduğunu
bile bile kim sızdırdı? Amacı neydi?"
Sorusuna kendi cevap veren Aşık, bu planla, TSK'nın yıpratılmak, Gülen cemaati ile AKP'nin aynı mağdur kategorisine konmak ve TSK ile AKP arasındaki ilişkilerin bozulmak istendiğini iddia etti.
OKTAY EKŞİ: Hürriyet'in Başyazarı Oktay Ekşi ise aynı gün "Meşru müdafaa" başlığını attığı köşesinde, planı, TSK'ya karşı yürütülen "asimetrik psikolojik harekat" olarak yorumladı. Başbuğ'un tepkilerine hak veren Ekşi, yazısını şöyle tamamladı: "...dünkü tam bir meşru müdafaa haliydi ve gerekliydi."
MEHMET
TEZKAN: Mehmet Tezkan, "Yandaş medya tufaya mı
geldi?" diye sorup şöyle yazdı: "Meçhul askerin amacı sulandırmaksa
tongaya geldiler."
Yılmaz Özdil,
27 Haziran 2009 tarihli köşesine şöyle başladı: "Doğruları konuşmak
için en az iki kişi gerekir, biri doğru söyleyen, biri doğru
anlayan demiş Victor Hugo. Çünkü yalanları dinlemek de yalan
söylemenin bir çeşididir aslında. Güzel laf di mi? Ama size kötü
haberim var. Victor'un böyle bir lafı yok! Kıçımdan uydurdum."
Özdil, yazısının devamında uydurmaya devam etti: "Akıllarında ihanet. Vicdanlarında nefret taşıyorlar. Ceplerinde sarı basın kartı... 'Demokratım, özgürlükçüyüm, aydınım' ayaklarıyla, gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar. Süsleyerek... Haysiyet cellatlığı yapıyorlar. 'Papağan efekti' yaratıyorlar. Okuyan, inanıyor. İnanmakla kalmıyor, başkalarına anlatıyor."
Bitmedi, dahası var: "Bu sinsi tuzağı, ne Genelkurmay bozabilir, ne MİT, ne de herhangi bir siyasi iktidar. Siz bozabilirsiniz. Vatandaş. İnanmayın kardeşim. 'Kim bu dangoz?' diye sorun... 'Belge' dedikleri kağıt parçası çıktı. Bunları da kağıt mendil gibi buruşturun. Atın hayatınızdan. Netice itibariyle... Ne demiş Albert Camus? Ajan basın, bunu da yazın!"
Şamil Tayyar sözün burasında şu notu düşerek bitiriyor
yazısını;
Tamam, yazmaya devam edelim. Allah'tan sana uyup o kağıt parçasını
hayatımızdan çıkarıp atmadık, inanmaya devam ettik. Kağıt parçası
dediğin "belge" çıktı. Şimdi biz de vatandaşa senin sorunu
yöneltelim mi: "Kim bu dangoz?"
Ayrıca hakkını teslim etmeliyim. Victor Hugo uydurmaların daha gerçeğe yakın...