Şamil Tayyar gazeteciliği bırakmakta kararlı mı?
"Korkma Şamil" demişler sana, "Biz hâkimleri ayarlarız davaları kaybetmezsin"...
Artık kesin inanıyorum ki Şamil Tayyar gazeteciliği bırakmakta kararlı...
Aksi halde "YANDAŞ" olmaktan tam sıyrılmak üzereyken bir kara deliğin içine düşmek için böylesine çabalamazdı...
Daha düne kadar çok candan dostu göründüğü Hanefi Avcı için şu yazdıklarına bakar mısınız:
"Kitapta yer vermediğim önemli bir ayrıntıyı şimdi açıklıyorum, Avcı, suskunluğunu savcılara şöyle izah ediyor: 'Soruşturduğunuz kişilerin çoğu benim eski arkadaşlarım, konuşmam doğru olmaz, beni mazur görün.' "
İyi
de
Şamil neden o gün değil de bugün yazıyorsun
bunları?..
İkna edici bir gerekçen varsa seni alkışlayıp, şu andan sonra
yazacağım her kelime için özür dileyeyim...
Ama yoktur...
Bulamazsın...
Olsaydı daha o gün yazardın...
Ama ben niçin o gün değil de bugün yazdığını söyleyeyim:
Çünkü o günlerde
Hanefi Avcı "sizden" yanaydı...
Daha doğrusu siz öyle görüyordunuz onu...
Oysa Hanefi Avcı o gün de mesleki kariyerinin
lekesiz sürmesinden yanaydı bugün de öyle...
Bunun böyle olduğunu sen de bildiğin için; (eğer doğruysa) o gün
kendisine "sır" olarak verilmiş bir samimi itirafı
aktaran Savcı'nın söylediklerine itibar
etmedin...
"Namuslu, helâl süt emmiş" hiç bir savcının, eşine
bile söylememesi gereken samimi itirafı sana aktardığı halde sen o
gün bunları yazmadın...
Gizledin...
Kim bilir?..
Belki de o muhbir savcının seni yanlış
yönlendirmek istediğini fark ettiğin için yazmamıştın...
Hanefi Avcı'yı korumuştun...
Sevgili
Şamil;
Şimdi Hanefi Avcı her zamanki dürüstlüğüyle ve
Ergeneokuncuları ya da darbecileri savunmaz hatta yargılanmaları
gerektiğini yazarken ona çakışının bir tek sebebi
olmalı...
Benim yazdıklarımdan sonra belli ki Cemaat Holding
sana sahip çıkmış...
"Korkma Şamil" demişler sana, "Biz
hâkimleri ayarlarız davaları kaybetmezsin"...
Başka bir gerekçe bulamıyorum...
Varsa söyle...
Hanefi Avcı'nın, namusuna inanıp aktardığı samimi
düşüncelerini sana anlatan savcıya "sen edepsizin tekisin
Savcı Bey.. Hanefi Bey bunları seni helâl süt emmiş biri zannettiği
için söylemiş ama sen yüzün bile kızarmadan, sırf ben yazayım diye
bana aktarıyorsun" demeliydin...
Madem demedin neden yayımlamadın?..
Yok eğer dediysen bugün niçin yayımlıyorsun?..
Yahu siz insanı zorla "Ergenekoncu" bile
yaparsınız be...
Gazetecilik gibi, mesleklerin en kutsalını, en temiz yapılması
gerekenini iki paralık ettiniz...
Öyle ya..
Türkiye'nin "En dürüst, haysiyetli,
onurlu" birkaç bürokratından biri olan ve kendisine yakın
bir dost gibi göründüğünüz bir emniyet müdürüne böylesine
"iğrenç" çamurları atmaktan utanmadığınıza göre,
zaten nefret ettiğiniz askerler için neler yapmazsınız...
Ne yalanlar uydurmazsınız...
Sizlerden tiksiniyorum...
Çünkü..
Sadece kendi yazıp
söylediklerinize inanıyor ve herkesin sizin gibi düşünmesini, sizin
yazdıklarınızı, söylediklerinizi "doğru" bellemesini
istiyorsunuz...
Birileri sizin
düşünecelerinizin aksini söyledi mi başlıyorsunuz; karalamaya,
çamurlamaya, iftira atmaya...
Yahu söyler misiniz?..
Sizin Emin Çölaşan'dan, Ruhat
Mengi'den, Mustafa Mutlu'da, Tuncay Özkan'dan, Mustafa Balbay'dan
ve hatta SÖZCÜ Gazetesi'nden ne farkınız var?..
adnanberkokan@gmail.com