'Samanyolu' dizisinin oyuncuları nasıl hazırlanıyor?

'Samanyolu' dizisinin senaristleri Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu, oyuncularla çekimlerden önce yaptıkları karakter çalışmasını anlattı...

'Samanyolu' dizisinin senaristleri Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu, oyuncularla çekimlerden önce yaptıkları karakter çalışmasını anlattı...

 

Buge Cankat/Günaydın

Tüm oyuncular rollerine mektuplarla hazırlandı!

'Yaprak Dökümü', 'Aşk-ı Memnu' ve 'Dudaktan Kalbe' gibi başarılı dizilerinin senaryosunu kaleme alan Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu, atv'de bugün başlayacak 'Samanyolu' dizisinin de senaryosunu da yazıyor. 17 yıldır birlikte çalışan Yörenç ve Gençoğlu yine çok iddialı: "Sürükleyici, heyecanlı ve unutulmayacak bir iş olacak."

'Samanyolu' için tam bir edebiyat uyarlaması değil demişsiniz. Biraz açar mısınız?
Melek Gençoğlu: Evet... Kerime Nadir'in 'Samanyolu' romanından yola çıkılan demek çok daha doğru...
Ece Yörenç: Biz ilk kez, bir romandan bu kadar az yararlanıyoruz. 'Samanyolu'nu günümüze uyarlarken, birtakım karakterleri olduğu gibi taşıdık ama yan karakterlerle daha fazla besledik. Çıkış noktamız imkansız aşk, karakterler aynı ama inandırıcı olması için biraz değiştirdik.

TUTKULU BİR AŞK
Nasıl bir dizi olacak?
E.Y.: Çok tutkulu ve içinde her tür duyguyu barındıran bir aşk hikayesi... Özcan Deniz'in oynadığı 'Nejat', aşkından kaçmak için gezgin olmuş, romantik bir adam... Kaçıyor çünkü kuzeni zannettiği kızı seviyor. Fakat yıllar sonra onun kuzeni olmadığını öğreniyor. 'Zülal' ise bu sırrı uzun zaman öğrenmeyecek. Onun durumu bilmemesi de, bu aşkı imkânsız hale getirecek.
M.G.: Biz aşk hikayesi anlatmayı seviyoruz. Bu da yine imkansız bir aşk hikayesi fakat bunun enstrümanları farklı. Çok heyecanlıyız. Bizim kafamızda yine bu sezonun finali belli, önümüzdeki sezon nerede bitireceğimiz de belli... Ara duraklarımızı koyduk ve gerçekten uzun süreli ve sürükleyici, heyecanlı ve unutul mayacak bir iş olacak.

Dizide Özcan Deniz ve Vildan Atasever başrolleri paylaşıyor. Bu iki ismin belirlenmesinde görüşünüz alındı mı?
M.G.: Biz her şeye karışıyoruz. Senaryoyu verip de köşeye çekilen senaristlerden değiliz, işin her aşamasında varız.

Oyuncularla karşı karşıya geldiğiniz zaman nasıl bir ön çalışma yaptınız?
E.Y.: Diziye başlamadan önce yönetmen Andaç Haznedaroğlu bütün oyuncularla bir kamp çalışması yaptı. Birbirlerine senaryodaki sahneleri, çeşitli şekillerde oynadılar. Sonra herkes kendi karakteri hakkında mektuplar yazdı. Biz bu mektuplarla, oyuncuların karakterleri, ne kadar anlayıp anlamadıklarını gördük.

BURÇLARINI DA BİLİYORUZ

Nasıl mektuplar yazdılar?
E.Y.: Okudukları üç bölümlük senaryodan yola çıkarak, 'Nelerden hoşlanır bu kadın veya adam? Hangi kokuyu kullanır? Ne yer, ne içer? Neler yapmaz? Ne giyer? Ne takar? Hangi sporu yapar?' gibi soruların cevaplarını da içeren mektuplar yazdılar. Karakterden ne anladıklarını yazdılar. O mektupları duygulanarak okuduk. Mesela Hatice Aslan rolü için "Bu kadının banyo havluları kahverengidir" yazmış. Bu çok önemli bir çalışma oldu bizim için... Çünkü o zaman kağıt üstünde bir karakter olmaktan çıkıyor, yaşayan biri oluyor... Biz karakterlerin burçlarını, doğum tarihlerini bile biliyoruz.
M.G.: Biz onlardan birer sayfalık yazılar beklemiştik ama onlar en az beş sayfa yazmışlar. Mesela Özcan (Deniz) çok özen göstermiş. Mektubu arkalı önlü bir bloknottu. 'Melek'i oynayan Nesrin Cevadzade, en çok yazanlardan birisi... Hülya Darcan da dizinin entrikalarına katkıda bulunmak için çengeller filan çıkarıp eklemeler yapmış. Hepsi diziyi çok sahiplenmişler.

Burçlarını da biliyoruz dediniz. Mesela 'Nejat'le Zülal'inki ne?
E.Y.: Nejat'ın Kova, Zülal'in Aslan...

Neden bu burçları seçtiniz?
E.Y.: Canlandırdıkları karakterlere göre... Aslan hem dışa dönüktür, hem çok güzeldir. Kova da hem zekidir, hem çok duygusaldır, hem de yaratıcıdır. Onun yanında dominantlık da vardır.

'Romanın dışına çıkıyorlar' eleştirisine ne diyorlar?
E.Y.: Ne 'Aşkı Memnu'da ne 'Yaprak Dökümü'nde ana hikayeyi bozmadık. Bunda da öyle olacak... Ama şöyle bir gerçek var; yazar bir karakteri ilk 30 sayfa anlatır, ondan sonra döner yüzüncü sayfada tekrar anlatır. Ama aradan geçen zaman ve olaylar, bize hizmet edecek boşluklarla doludur. Biz o boşlukları yeni hikayeler ve karakterlerle doldurmaya çalışıyoruz.

GENÇ KIZ ROLLERİNİN DIŞINDA BİR VİLDAN VAR
E.Y.: Özcan Deniz dokusu çok sağlam bir oyuncu... Yüzü çok özel bir yüz, gülümsemesi çok özel bir gülümseme... Onu merakla bekleyen insanların da olduğunu biliyorum. Özcan, role o kadar inandı ve bizi karşılıklı olarak o kadar besledi ki, ikinci bölümden sonra artık onu düşünerek yazmaya başladık. Vildan (Atasever) da çok yetenekli bir oyuncu. Ama bugüne kadar hep genç kız rollerinde kaldı. Oysa ki dünya standartlarında yüzü var. Biz onu Nicole Kidman'a benzetiyoruz. Bu dizide onu çok farklı göreceksiniz. Aynı 'Bihter' gibi genç kızlıktan kadın olmaya uzanan çeşitli aşamaları olacak.

HATİCE ASLAN ÇOK KONUŞULACAK
E.Y.: Hatice Aslan'ın oynadığı 'Belkıs', kötü kadın değil de, insanların hem sinirleneceği hem de "Bu hafta ne yapacak?" diye bekleyeceği bir karakter olacak. Yolunda giden işlerin önünde duracak, çok güçlü, farklı bir karakter... Öfkeleri, hırsları olacak. Hatice Aslan çok yetenekli bir oyuncu ve bu diziyle çok konuşulacak.

SEVİŞME SAHNELERİ REYTİNGİ ETKİLİYOR MU?
E.Y.: Bizim sahnelerimizde ne küfür vardır, ne argo vardır. TV karşısında çocukların da olduğunu bilerek yazıyoruz. 'Aşkı Memnu'da bir yasak aşkı anlattık. O tutkuyu hissettirecek cesur sahneler tabii ki oldu ve olacak! Ama bunlar hiç sakil değildi. Hepsi tamamen hayatın içindendi. Öte yandan bu sahnelerin reytinge direkt etkisi yok. Reytinge, hikayenin heyecanının etkisi var.
M.G.: Mesela 'Yaprak Dökümü'nde Fikret'le Tahsin'in öpüşme sahnesi, maçı geçti. Reyting getiren, öpüşme sahnesi değildi, izleyicinin Fikret'in mutluluğunu görmesiydi.

İMKANSIZ AŞKIN ÖYKÜSÜ BUGÜN ATV'DE
Kerime Nadir'in aynı adlı romanından uyarlanan, Özcan Deniz, Vildan Atasever, Hatice Aslan ve Hülya Darcan'ın oynadığı 'Samanyolu' adlı dizi bugün ilk bölümüyle atv'de... Konusu şöyle: Zülal ve Nejat, aynı konakta büyüyen iki kuzendir. Ancak birbirlerine aşık olmuşlardır. Vicdan azabı yaşayan Nejat, yurtdışına kaçar ve kendine Zülal'den uzak bir yaşam seçer. Ama yıllar süren bu kaçış, Nejat'ın babasının hasta olduğunu öğrenmesiyle son bulur.