Salih Tuna'dan Taraf'a 'tozutmayın' uyarısı

Salih Tuna Ahmet Altan'a ve gazetesine "Taraf olun ama "taraftar" olmayın" diyerek seslendiği yazısında sert eleştiriler yaptı...

GAZETECİLER.COM
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Taraf gazetesi ve Ahmet Altan'a seslendiği yazısında sert eleştiriler getirirken bazı uyarılarda bulundu.

Taraf ve Ahmet Altan'ın AKP hükümetini ve Başbakan Erdoğan'a yönelttiği eleştirileri eleştiren Salih Tuna 'edepsizleşmeyin, tozutmayın' dedi. Erdoğan'ın Ankaralılaştığı ya da devletin derin ve geleneksel çizgisiyle uzlaştığı yönündeki yorumları hatırlatan Tuna "İnsaftan izandan geçtik, insan biraz utanır be!" diyerek sert tepki gösterdi.

Salih Tuna Ahmet Altan'a ve gazetesine "Taraf olun ama "taraftar" olmayın" diyerek seslendiği yazısında şöyle diyor:

Mesela "Kürt sorunu yoktur, Kürt kardeşlerimizin sorunu vardır" dedi diye milliyetçileşti, Ankaralılaştı, devletleşti falan diyorlardı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın PKK'lılarla yaptığı malum görüşme ortalığa dökülünce, süt dökmüş kediye döndüler.

Şimdilerde de Uludere üzerinden demediklerini bırakmıyorlar.

Desinler...

Nihayetinde her eleştiri "ortak akla" hizmet eder; her görüş muhteremdir.

Lakin edepsizleşmesinler!

"Yalan söylüyorsun", "yazık sana", "milletin yiğidiydin devletin oyuncağı oldun", "Köşk için zillete düştün", "kendi ahlakından da hepimizi kuşkuya düşürüyorsun", "sefil adam" gibi lakırdılarla tozutmasınlar.

Org. İlker Başbuğ'un tutuksuz yargılanmasından yanayız dediği için de nerdeyse "teröriste yardım ve yataklıktan" yargılayacaklar.

İnsaftan izandan geçtik, insan biraz utanır be!

Sayın Başbakan'ın "vesayet rejimiyle" yıllar yılı kelle koltukta hesaplaştığını ne çabuk unuttunuz?

Onca tehdit, onca suikast girişimi ve onca darbe planına rağmen yılmadan usanmadan azim ve sebatla mücadele ettiği "vesayet rejimiyle" hemhal olduğunu nasıl söylersiniz?

Vicdanınıza ne oldu?

Erdoğan "ilm-i siyasete" uygun basiret ve ferasetle hareket etmeyip de sizin gibi aculluk etseydi halimiz nice olurdu?!

Hayır yani, Dersim'in hesabını soran bir insanın Uludere'nin hesabını sormayacağını mı sanıyorsunuz?

Her zaman olduğu gibi yine mahcup olacaksınız. Hiç değilse o vakte kadar "mahcup olabilme" yetenek ve ahlakını kaybetmeyin.

Hayatını dine adayan birine "Din mi, Türklük mü?" sorusunu sormakla, hayatını millete hizmet etmeye vakfeden birine "Millet mi, devlet mi?" sorusunu sormak arasında zihinsel bir akrabalık yok mu?

Aldığınız cevaplardan istediğinizi "hissedebilirsiniz."

Şuncağızı unutmayın ama: Kimi zaman neyin söylendiği değil, kimin söylediği önemlidir.

Tamam sorun, sorgulayın ama Ertuğrul Özkökleşmeyin!

Taraf olun ama "taraftar" olmayın.

Taraftarlık bir nevi körlüktür çünkü.


Yazının tamamı için