Salih Tuna'dan Can Dündar ve Odatv'ye yaylım ateşi
Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, Can Dündar'ın Almanya'da Erdoğan'ın davetine katılma isteğini ve Odatv'nin bunu haberleştirme biçimini adeta topa tuttu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya'da
Cumhurbaşkanı Steinmeier'in onuruna vereceği yemeğe katılacak.
Türkiye'den kaçarak Almanya'ya sığınan Can Dündar, bu haber üzerine
yemeğe davet edilirse giderek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a soru
soracağını belirtti.
Sabah yazarı Salih Tuna, bugün köşesinden Can Dündar'a cevap
vererek: "Can'cık, mezkur yemeğe davet edilseymiş, Erdoğan'a,
Türkiye'de cezaevlerinde bulunanların 'terörist
değil gazeteci' olduklarını kolayca kanıtlayabileceğini
söylemiş. Madem öyle, teslim ol ve önce kendinden başla
kanıtlamaya..." iadelerini kullandı.
Salih Tuna ayrıca Can Dündar'ın sözleri üzerine Odatv'de yer
alan haberi de sert bir dille eleştirdi."
"Erdoğan ve Can Dündar nerde buluşacak"
manşeti nedir, hele hele bu haberi iki müsavi lider gibi
sunmak nasıl bir anlayıştır Allah aşkınıza?" diyen
Salih Tuna "Hepsinden geçtim, Can'cığın Cumhuriyet
gazetesini nasıl FETÖ yatağı yaptığını da mı görmediniz? Neden
iltimas geçiyorsunuz?
Aynı iltiması Ahmet Şık'a da geçtiniz. İçeri düştüğünde
mütemadiyen arkaladınız, hadi iyi yaptınız diyelim.. Peki, "UEFA
tarafından düzenlenecek EURO 2024
organizasyonu Türkiye'ye verilmesin" şeklindeki
fecaatini neden görmezlikten geldiniz?" sorusunu
sordu.
İŞTE SALİH TUNA'NIN O
YAZISI
Almanya Cumhurbaşkanı
Steinmeier'in Başkan Erdoğan'ın
onuruna vereceği yemeğe davet edilseymiş gidecekmiş.
Kim mi?
Kaçak Can'cık.
İyi de ondan önce Türk adaletinin "davetine" icabet etmesi
gerekmez mi?
Biliyorum, "Türkiye'de hukuk
yok" diyecek.
O halde soralım: HSK, FETÖ kontrolündeyken
hukuk vardı da Atatürkçü, solcu, ülkücü, Alevi ve muhafazakârlardan
müteşekkil Yargıda Birlik Platformu'nun kontrolüne geçince mi yok
oldu?
Bu sefer de, "Ama ben gazeteciyim" diyeceği
kuvvetle muhtemel.
Ona bakacak olursak, FETÖ mensubu Dumanlı
Ekrem ondan daha çok "gazeteci" değil
mi?
Can'cık, mezkur yemeğe davet edilseymiş, Erdoğan'a,
Türkiye'de cezaevlerinde bulunanların 'terörist
değil gazeteci' olduklarını kolayca
kanıtlayabileceğini söylemiş.
Madem öyle, teslim ol ve önce kendinden başla
kanıtlamaya...
ADD eski başkan yardımcısı Joe Biden'ın
"kahramanı" olmak böyle bir şey
galiba.
Mahkemeyi / yargıyı yemek davetiyle karıştırıyor.
"Kahramanlığı" nerden mi geliyor?
Adliye önündeki o "mizansende" karısının arkasında
zıplamasından gelmiyor elbette...
FETÖ'nün, MİT TIR'larına düzenlediği "operasyonun" medya
ayağı olmaya soyunmaktan ibaret bir kahramanlık bu!
Can'cık da nasıl bir "kahramanlık" yaptığının farkındaydı ki,
ABD bayrağı altında "güvenli" bir şekilde mışıl mışıl pozlar
vermişti.
Ne ki, söz konusu kahramanlığı, BBC News kanalında
spiker Stephen Sackur'a
toslamıştı.
Mahut ihanetini "basın özgürlüğü / kamuoyunu bilgilendirmek
sorumluğu" üzerinden açıklamaya kalkışınca İngiliz spiker,
"Türk ordusu personelini riske atmak gibi
durumları göz önünde bulundurmak da sizin
sorumluluğunuz..." demekle yetinmemişti.
Amiyane tabirle "ayarın kralını" vermişti:
"Dürüst olmak gerekirse, eğer bir
İngiliz gazeteci İngiltere'de
ordu istihbaratının
ilişkilerinin derinine inmeye
çalışsaydı çok ciddi
sorunlarla karşılaşırdı. Bu açıkçabir devlet
sırrıydı. Gizli bir operasyondu ve bunu
kimsenin bilmemesi
gerekiyordu..."
Hadi "Sputnik Türkiye"nin söz konusu haberi
veriş tarzını anladık. (Rus haber ajansı ama ABD haber ajansını
aratmıyor.)
Ya Oda TV'ye ne oluyor?
O İngiliz spiker kadar olsun eleştirel mesafeyi neden
korumuyor?
"Erdoğan
ve Can Dündar
nerde buluşacak" manşeti nedir, hele hele
bu haberi iki müsavi lider gibi
sunmak nasıl bir anlayıştır Allah
aşkınıza?
Can'cığın "Almanya'nın
Erdoğan'ı değil, Türkiye'yi
onurlandıracağı" ifadesine de
mi
takılmadınız? (Türkiye'yi onurlandırmak
kimin haddine!)
DW Türkçe'de yer alan haberi
aktardık, yorum yapmadık demeyin
lütfen.
Sıra (Şerif Mardin'in kavramlaştırmasından
mülhem) "taşralı İslamcılara" veya Necip Fazıl'ın
ifadesiyle "ham yobaz kaba softa"ya
gelince haber aktarmakla yetinmiyor, adeta "yobazdan" yağ
çıkartıyor, şeytanlaştırıyorsunuz!
Hepsinden geçtim, Can'cığın Cumhuriyet
gazetesini nasıl FETÖ yatağı yaptığını da
mı görmediniz?
Neden iltimas geçiyorsunuz?
Aynı iltiması Ahmet Şık'a da geçtiniz.
İçeri düştüğünde mütemadiyen arkaladınız, hadi iyi yaptınız
diyelim..
Peki, "UEFA tarafından
düzenlenecek EURO 2024
organizasyonu Türkiye'ye verilmesin"
şeklindeki fecaatini neden
görmezlikten geldiniz?