Salih Tuna'dan 'Ayıp Oluyor' çıkışı
. Olsun, iktidarı istediği kadar sert eleştirsin. Lakin "iktidarı" eleştireceğim diye de durduk yere "İslamcı" haşlamaya kalkışmasın. Ayıp oluyor.
"Sevgili Çandar eskiden bu tarz "dönüşümleri" veya "çelişkileri" en azından bir yıla yayardı. Bu da onu sempatik kılardı." diyen Tuna, "Sorun" haftada bir nüksetmeye başlayınca, haliyle biraz dramatik kaçıyor; bu da beni endişelendiriyor." dedi.
Sahi, Cengiz Çandar'ımız bize neyi anlatmaya çalışıyor? diye soran Salih Tuna yazısına şöyle devam etti:
Hem bu nevi şahsına münhasır "dönüşümleri" yutacak kadar "saf", hem de Suriye hakkında (küresel statükonun hilafına yapılan) herhangi bir jeopolitik değerlendirmeyi, "Suriye rejiminin mukadder çöküşünü gözyaşlarını içine akıtarak izlemek" şeklinde algılayacak kadar "külyutmaz" olmamızı mı istiyor?
İstesin; canı sağ olsun. Kendi adıma, Cengiz Çandar için çiğ et bile yerim. Gazetecilik tecessüsüne, entelektüel derinliğine de çok saygı duyarım. Dolayısıyla hiç incinmesini istemem.
KCK operasyonlarına ve bu operasyonları eleştirenlere Sayın Erdoğan'ın sert çıkışına sanırım fena halde canı sıkılmış.
Bunu da "Türkiye'nin en büyük gücü, ülkenin içindeki 'demokratik iklim'in korunmasıdır. / Türkiye'nin 'dünkü Suriye'ye benzememesi şart. / Ama 'bugünkü Türkiye', o yönde işaret vermez oldu." (Radikal, 18 Kasım 2011) şeklinde ortaya koyuyor.
Takdir edersiniz ki, benim güzel "Ablacığım"ın "sivil dikta" ifadesine rahmet okutacak kadar sert bir ifade bu. Olsun, iktidarı istediği kadar sert eleştirsin. Lakin "iktidarı" eleştireceğim diye de durduk yere "İslamcı" haşlamaya kalkışmasın. Ayıp oluyor.
Tuna'nın yazısının tamamını okuyabilirisniz.