Salih Tuna

Yücel Çakmaklı'nın o muhteşem "Birleşen Yollar" filmi unutulup gitmişken, Yılmaz Güney'in servet düşmanlığı aşılayan......

Türkiye'de 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra "sinema filmi" denilince akla gelen ŞEY "Sol Sinema"dır...
Komünizm kokan...
Olmayan proletaryaya övgüler düzen...
Dini küçümseyen, patronu aşağılayan...
Ve...
Türkiye'yi her şeyiyle "karalayan" film...
Tabii ki "roman", "tiyatro" ve "şiir" için de aynı şeyi söylemek durumundayız...
Meselâ Yücel Çakmaklı'nın toplumdaki dejenerasyonu ve akabinde kendi rızasıyla "doğru yolu" buluşunu anlatan "Birleşen Yollar" filmi konuşulmaz...
Sinema tarihimizin en güzel repliklerinden biri kullanılır filmde...
Bilâl (İzzet Günay) kendisine sarkan şımarık sınıf arkadaşı Leylâ'nın sinemaya gitme teklifini kabul etmeyince şöyle der genç kız:
"Yoksa beni çirkin mi buluyorsun?"
Bilâl sakin  ve sevecen bir ses tonuyla verir cevabını:
"Arkadaşın güzeli çirkini olmaz; iyisi kötüsü olur"...

Evet...
Yücel Çakmaklı, arkadaşın "güzel" veya "çirkin" değil "iyi" ya da "kötü" olabileceğini anlatırken; sol sinemanın yapay kahramanı (!) Yılmaz Güney ise "Arkadaş" filminde "iyilik" veya "kötülüğü" değil; sadece ve sadece "varlıklı olanların kötü" olduğunu anlatıyordu...

Fikrî ve maddi zayıflığını bir varlıklının otomobilinin lastiğini bıçaklayarak tatmin eden delikanlının ne kadar da erdemli(!) olduğunu gösteriyordu...
Ve ey güzel insanlar!..
Yücel Çakmaklı'nın o muhteşem "Birleşen Yollar" filmi unutulup gitmişken, Yılmaz Güney'in servet düşmanlığı aşılayan "Arkadaş" filmi halen göklerde dolaştırılır...

İşin ilginci ise bunu yapanların bugün, o zaman çok kızdıkları varlıklı sınıflara dahil oluşudur...

Şimdi sadede geleyim...

Salih Tuna bugünkü (09.12.2011) Yeni Şafak'ta "Seni yeneceğim Trabzon!" başlığı altında yayımlanan makalesinde; kendinde "Beyaz Türklük" vehmeden hiçbir sol yazarın gündeme getirmeyeceği, izlese ve bayılsa bile okurlarına (sinemaseverlere) aktarmayacağı bir filmi tanıtıyor...
Filmin adını da zaten makalesinde "başlık" olarak kullanıyor...
Biz filmi izlemediğimiz halde verdiği mesajı anladık ve sevdik...
Ama...
Daha da çok, Salih Tuna'nın anlatımını sevdik...
Ve...
Dedik ki:
"Günün Köşe Yazarı Salih Tuna'dır"...