Salih Tuna sert çıktı: Alçak kurgunun yavşak amigoları
DAEŞ'in müstekreh katliamlarını İslam'a mal eden alçak kurgunun yavşak amigolarına soralım: Cihan harplerini ve Nazi soykırımını da Hristiyanlığa mal ediyor musunuz?
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, Paris'te yaşanan saldırılar
sonrası, terör ile İslam'ı ilişkilendirenleri sert bir dille
eleştirdi ve "Alçak kurgunun yavşak amigoları" başlıklı bir yazı
kaleme aldı.
İşte o yazıdan dikkat çeken bölümler:
İlk hayal kırklığım, adına, “Körfez Savaşı”
dedikleri, ABD'nin bütün dünyayı peşine takarak (daha doğrusu,
önüne katarak) 1991'te Irak'ı işgal etmesiydi.
Sırf devrim yaptı diye bütün mal varlığını gasp ettikleri İran
İslam Cumhuriyeti'ne Saddam'ın başında olduğu
Irak'ı saldırtmışlardı.
Tam 8 yıl sürmüştü bu vekalet savaşı.
İran da Irak da tarumar olmuştu. Saddam'a savaş sonucunda, rüşvet
babından, Kuveyt'i sunmuşlardı.
Saddam, Kuveyt'i işgal edince de, “küçücük bir ülke olan
Kuveyt'i işgal eden bir canavar” yollu propaganda
etmişlerdi.
Bir de, “kıyamet topu” heyulası
oluşturmuşlardı.
Oysa, aynı Saddam, Halepçe'de, 5 bin Kürt
kardeşimizi kimyasal silahla, çoluk çocuk kadın ihtiyar demeden,
katlettiğinde gıkı çıkmayan yine onlardı.
Sonrasını biliyorsunuz; 11 Eylül 2001
saldırılarının hemen ardından Kissinger'ın, “Bundan sonra
çatışma Müslümanların arasında olmalıdır” şeklinde
belirlediği hedefin merkez üssü mesabesindeki Irak'ı, 2003'te işgal
ederek paramparça ettiler.
Her parça istikrarsızlığın, çatışmanın, bitmek tükenmek bilmeyecek
olan mezhep savaşlarının nüvesiydi adeta.
DAEŞ işte bu alçak kurgunun ürünüydü.
İşgale, gündüz gözüyle Müslümanların ötekileştirilmesine,
Avrupa'nın göbeğinde Müslümanlara ait yerlere çarpı işareti
koyulmasına uluslararası toplumun sessiz kalmasına yarayan bir
üründür bu!
Karaya vuran çocuk cesetlerine bigane kalmaya, mültecilere kapı
kapamaya, Suriye'de ve Irak'ta sivil yerleşim bölgelerini
bombalamaya elverişli bir ürün…
Atasoy Müftüoğlu üstadımız bir konuşmasında,
“Oryantalist proje, oryantalist kurgu, oryantalist program
dünya Müslümanlığını ebedi öteki ilan etmiştir”
demişti, “Ebedi öteki olarak ilan edilmek demek ebediyen
kendisiyle savaşılacak bir kültür, bir topluluk, bir siyaset, bir
model, demek (…) bu ebedi ötekinin hiçbir insan hakkına sahip
olmadığını vurgulamak demektir…”
Müslümanların ebedi ötekileştirilmesi için her şeyden evvel Batı
kamuoyunun adamakıllı ikna edilmesi gerekti.
DAEŞ işte buna hizmet ediyor, müthiş bir ikna
vazifesi icra ediyor.
Yoksa bu çağda, bütün dünyanın gözünün içine baka baka,
Müslümanları takip altında tutuyoruz ve bazı camileri kapatabiliriz
açıklaması yapılabilir miydi?
Bu alçak kurgunun amigoluğuna soyunan bizdeki müstağrip yavşaklar
da muazzez ve mukaddes İslam'a çemkirmeyi marifet sanıyor.
DAEŞ'in müstekreh katliamlarını İslam'a mal eden alçak
kurgunun yavşak amigolarına soralım:
Cihan harplerini ve Nazi soykırımını da Hristiyanlığa mal
ediyor musunuz?