Salih Tuna, sallıyor ona buna…

Aslına bakarsanız (Demokrat olduğuna inandığımız kimliği) onun da Özel’e “Hoop aabi ya!” demesi gerekirdi ama....

GAZETECİLER.COM
Salih Tuna, "Allah cezanı versin Osman Bey" başlığını attığı makalesinde İsmet Özel’i eleştirenleri, çekiştirmiş bugün…
Aslına bakarsanız (Demokrat olduğuna inandığımız kimliği) onun da Özel’e “Hoop aabi ya!” demesi gerekirdi ama nedense(!) sahiplenmiş…
Bakın nasıl…
 
 
İsmet Özel niçin Türk oldu; bize neyi anlatmak istiyor, dedim diye Şinasiler ordusu komple ayağa kalktı!  
Salih Tuna filmlerle ilgili bilgileri belli ki google’dan almış ama yanılmış…
Çünkü…
Filmin adında “Osman” olsa da "Allah cezanı versin Osman Bey"in yönetmeni Osman F. Seden, senaristi Safa Önal’dı…
Biz o zamanlar “F”nin “Fahir”in baş harfi olduğunu bilmezdik…
Filmin başrollerinde ise İzzet Günay ve Fatma Girik oynamışlardı…
O dönemin dört önemli oyuncusu (Ayhan Işık, Eşref Kolçak, Orhan Günşiray, İzzet Günay) oynadığı hiçbir filmi kaçırmadığım ve bugün bile tek sahnesinden hangi film olduğunu çıkardığım halde “Allah cezanı versin Atıf Bey” diye bir film hatıra arşivimde yok…
Salih Tuna’nın sözünü ettiği Atıf Yılmaz filmi “Dolandırıcılar Şahı” olsa gerek…
Dürüst(!) bir dolandırıcıyı oynuyordu merhum Günşiray…
O filmin senaryosunu Vedat Türkali yazmıştı…
Yanılmış olabileceğimi sanmıyorum…
A.B.O.
Şuncacık şeyi bile fehmetmekten acizler:
Bir insanın nerde, niçin durduğunu anlamaya çalışmak başka şey, durduğu yeri tasvip etmek başka.
Murat Belge eski dostu İsmet Özel hakkında, “her durumda yüksekten atarak ve beklenmeyen, şaşırtıcı şeyler söyleyerek var olmayı benimsemiş biri…” demişti.
Muarızına “vatan haini” damgasını vuran “meczup faşistlerin” hülasa etme tarzına (çaresizlik bakımından) oldukça benzer bir nitelendirme bu.
İsmet Özel çapında birinin var oluşunu “şaşırtıcı şeyler söyleme”ye indirgemenin daha makul bir izahı yok.
Bu ülkede beklenmeyen, şaşırtıcı şeyler söylemek, “var olmak”tan ziyade “yok edilmenin” nedeni değil mi?
İsmet Özel olmak gerçekten de çok zormuş! Sırf takbih etmedim diye, Şinasilerden yediğim küfürlerden biliyorum bunu.
Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu bile, İsmet Özel olmanın ne kadar zor olduğunu tek başına ispat etmeye yeter de artar.
Zira, Balçiçek Pamir'in programına katılan İsmet Özel hakkında şunu dercetti: “AKP hayranlığını açık açık dile getirdi, sunucu 'Şimdi Suriye'ye Başbakan Erdoğan'ın konuşmasına bağlanıyoruz' dediğinde, 'Hah... Yaşasın' diyerek sevindi...”
Aynen böyle, inanmayan arşive baksın.
İsmet Özel üzerinden güya AK Parti'yi vuracak.
Hey gidi Mutlu Mustafa'm hey! Ben şimdi sana, “Hah…Yaşasın!” ifadesindeki “ironiyi” nasıl anlatsam?!
İsmet Özel'in AK Parti hayranlığını “tespit” ve “teşhis” ettiğinden dolayı zekâna duyduğum hayranlığı, “Helal olsun; ne büyük bir zekâ!” şeklinde dile getirmemle aynı şey olduğunu söylesem, anlar mısın?
Peki…
İsmet Özel, senin, Emin Çölaşan'ın, Yılmaz Özdil'in, Bekir Coşkun'un, Can Ataklı'nın, hulasa, alayınızın toplamından daha çok ve daha esaslı bir AK Parti “hayranıdır” desem, anlar mısın?
Bedri Rahmi Eyüboğlu, “İstanbul Destanı” adlı şiirini, “Ey benim dev memesinde cüceler emziren acayip Memleketim” mısraıyla nihayete erdirmişti.
Haksız mı?
Bu nasıl tıynettir Mutlu Mustafa'm?
 
Evet efendim…
Salih Tuna, Mustafa Mutlu’nun “tıyneti” ile ilgili kuşkuları olduğunu belirttikten sonra makalesini sürdürüyor…
Ama gelin o bölümü de kendi köşesinden okuyalım…