Salih Tuna Nazlı Ilıcak'a niçin kur yaptı?..

Nazlı Ilıcak'ın Uğur Mumcu'yla birlikte katıldıkları 90'lı yıllara ait bir tartışma kasetini "tedavüle" sokmasını

GAZETECİLER.COM

Salih Tuna, "Ortodoks Kemalistler mağaralarınızdan çıkın" derken haklı mı haksız mı konusunda "yorum yapmak" değil işimiz...
Birinci vazifemiiizzzz!...
Damarlarımızda dolaşan gazetecilik kanınındaki kiri oraya buraya bulaştırmak...
Bunun için; gazetecinin gazeteciye ettiğini bulup çıkarmaktır...
Sahip olduğumuz kudret işte  o satırlar arasında mevcuttur...
Diyelim; Salih Tuna'nın satırlarını arasında bulduklarımıza gelelim...
Salih Tuna bugün Nazlı Ilıcak'a pek bir "kur" yapıyor...
Ama "kur" Merkez Bankası ayarı gibi eksik kalıyor...
Bizim bildiğimiz Nazlı Ilıcak sadece "şık" ve "sempatik" olduğu söylenmekle tavlanamaz...
Bir de birkaç defa "güzelsin" demek gerekir...
Kiiii...
Salih Tuna bu sihirli kelimeyi hiç kullanmamış...
Bakın neler diyor Salih Tuna...


Mağarandan ne zaman çıkacaksın?

Mağarandan ne zaman çıkacaksın?Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümü ardından Kılıçdaroğlu ile Baykal yan yana saygı duruşunda bulundu. Fikri Sağlar sadra şifa birkaç kelam eyledi. Ali Sirmen de ağladı. Ki, ağlamak çoğu zaman iyidir. Zira ağlamaktan anlamaya yol vardır. İnşallah bir dahaki sefere özür de dilerler... Uğur Mumcu katledildiği andan itibaren "dindarların" anasını ağlatmak için dört koldan saldırıya geçmişlerdi. "Dindarlara" karşı yürütülen bu psikolojik savaşta medya elinden geleni ardına koymuyordu. Öylesine korkunç bir atmosfer oluşturmuşlardı ki, "Mollalar İran'a" sloganları arasında bu ülkede ezana "yuh" çekenler bile oldu. Halbuki... Uğur Mumcu'yu katledenler hakkında zerre miskali ipucu yoktu. Ne ki, herhangi bir ipucuna da ihtiyaçları yoktu. "Danıştay cinayeti"nin hemen ardından "Laikliğe Kurşun" manşetini çeken Milliyet gazetesi gibi. Takip edebildiğim kadarıyla bu kez de "dindarlardan" özür dileyen olmadı ama eskiden olduğu gibi Mumcu'yu "mürteciler" yahut "laiklik düşmanları" öldürdü diyene de rastlamadım. Bu da az bir şey değildir. "Ergenekon soruşturması"nın, söz konusu soruşturmaya karşı çıkanları da ister istemez etkilediğinin göstergesidir. Uğur Mumcu'nun ardından orda burda konuşulanları izlerken bir şey özellikle dikkatimi çekti. Hayır, Nazlı Ilıcak'ın Uğur Mumcu'yla birlikte katıldıkları 90'lı yıllara ait bir tartışma kasetini "tedavüle" sokmasını kastetmiyorum. Gerçi bu da hoş bir ayrıntıydı. "Biz hep medenice tartışırdık..." demeye getiriyordu ama, görüntülere bakarken "Ne kadar genç, ne kadar güzeldim!" der gibiydi.

Salih Tuna'nın yazısının tamamını