Salih Tuna muhalif medyanın itirafçılarını sıraladı!

Salih Tuna Yeni Şafak'taki yazısında Erdoğan karşıtı medya içinde bir itiraf modası başladığını iddia etti.

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Salih Tuna, bugünkü yazısında muhalif medyanın 1 Kasım sonrası tutumlarını ele almış.

Salih Tuna, seçimlerin ardından, AK Parti ve Erdoğan karşıtı yazarlardaki değişikliği tek tek örneklendirerek bie "itiraf modası" başladığını söylüyor. 

Bakın Tuna'ya göre muhalif medyanın itirafçıları kimler:

Sözcü gazetesi yazarlarından Yılmaz Özdil 1 Kasım seçimleri ardından, "Yeni CHP"ye "Tıpış tıpış değil... Defolup gideceksiniz kardeşim!" dedi.

Haliyle okurlarından büyük tepki topladı.

***
Türkiye'nin teröre karşı verdiği mücadeleyi gündüz gözüyle "Saray savaşı" diye yutturmaya çalışmışlardı.

1 Kasım seçimlerinin ardından, "merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler" misali, itiraf etmeye başladılar.

Aydın Doğan'ın adamlarından Belge Murat'a kadar malum yazarçizer takımı, HDP'nin seçim yenilgisini, PKK'nın çıkardığı savaşa mesafe koymamaya hatta PKK'nın kuyruğuna takılmaya bağladı.

E hani "savaşı" Erdoğan çıkarmıştı?
Siz de PKK'nın propaganda müfrezeleri gibiydiniz, şimdi tek suçlu Sayın Bağlamacı mı oldu?

Zaten 1 Kasım'dan sonra itiraf moda!

Mesela, Hürriyet gazetesi "paralel örgüte" artık mesafe koyacağını ilan etti. Özkök elemanı da "AK Parti'nin yaptığı iyi şeyleri de göreceğim" dedi.

Böylece, 1 Kasım öncesi ne menem "muhalefet" yaptıklarını itiraf etmiş oldular.

Ya Sözcü gazetesi?
Geçen gün, "Paralel kumpas yüzünden 21 faili meçhul cinayetle suçlanıp 8 kez ağırlaştırılmış müebbedi istenen dönemin Kayseri Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz beraat etti..." haberini manşetten verdiler.
Mezkur haberin altındaki imza da kripto cemaatçi bir şahsa ait.

"Paralel kumpas yüzünden" ha?!
Yahu sınav sorularının çalınmasından "casusluk davasına" kadar paralel yapı karaya vurdu gıkınız çıkmamıştı, dahası, paralelcilerin her kumpasının "sözcüsü" olmuştunuz, hayırdır?

Dedim ya, şimdi itiraf moda...
AB'yi ikiyüzlü olmakla suçlayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun itirafı da bambaşka.

Hayır canım, Türkiye'nin AB üyeliğine dair olumsuz tavrına değil, AB'nin AK Parti iktidarına sert tutum takınmamasına "iki yüzlü" diyor.
"İlerleme raporunu" seçimden önce açıklamadıklarına felaket içerlemiş.
Üçüncü havaalanını şikayet ettiği bu "Avrupalı dostları" kapalı kapılar ardında bambaşka şeyler söylüyorlarmış; Kılıçdaroğlu'nu heyecanlandıran şeyler...

Şu hale bakın, "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Gazi Paşa Hazretlerinin koltuğunda, Avrupa'nın Türkiye Cumhuriyeti hükümetine fırça atmasından medet uman biri oturuyor.
*
Hürriyet'ten Sözcü gazetesine, Coşkun Ahmet'ten Coşkun Bekir'e kadar Erdoğan ve AK Parti düşmanı kim ve ne varsa, 1 Kasım seçiminden sonra kazan kaldırdılar adeta.

AK Parti iktidarına engel olamadığı için vaktiyle "Gandi Kemal" diyerek pazarlamaya çalıştıkları CHP Genel Başkanı'na "çek git" diyorlar.

Halbuki, asıl çekip gitmesi gereken kendileri...
Kemal Bey size rağmen, sizin desteğinize rağmen (yüzde 25) iyi oy aldı.
Sizin bu paralelciyle paralelci, darbeciyle darbeci, Esad'la Esadçı, Sisi'yle Sisici, hülâsa, sizin bu pespâye, bu ilkesiz, bu Koray Çalışkan hallerinize rağmen gerçekten iyi oy aldı.

Destek verdiğiniz partinin değil yüzde 25 oy alması, barajı aşması bile mûcize.
Beceremeyen de gitmesi gereken de sizsiniz.