Salih Tuna, Ertuğrul Özkök'e hakaret etti mi?..

Bilebildiğim kadarıyla Özkök, Ahmet Kekeç gibi Salih Tuna'nın da yazarlık yeteneklerini takdir eder....

ADNAN BERK OKAN

 

Salih Tuna biraz "muzırdır” ama sevimlidir onun muzırlığı...

Hele Mine Kırıkkanat'ı gerçekten "kanadı" ve hatta "gönlü" kırık hale getiren muzırlıkları pek sevimli gelir bana...

Dünkü (24.10.2012) Yeni Şafak'ta başlığı altında yayımlanan makalesi internet ortamlarında çok okundu…

Tuna o yazısında adını vermeden Ertuğrul Özkök'ün yıllar önce Ahmet Kaya için attığı “Vay şerefsiz!” manşetini referans alıyordu...

Ve makalesine çok güzel bir giriş yapıyor, Özkök'ün Enver Aysever’in konuğu olduğu programda, "Vay şerefsiz" manşetini savunuşunu (bir bakıma) haklı kılıyordu...

Ama Tuna yazısını girişteki o sevimli mantıkla bitirmiyordu nedense...

Hatırlıyor musunuz?..

Çok sevdiğimiz ve halen çalışırken bile dinlemeye doyamadığımız Ahmet Kaya'nın en çok kullandığı ve hem de sevdikleri için kullandığı sıfat idi "ulan şerrefsizz"...

Aynen öyle...

Tek "r" ve tek "z" ile değil; üstüne basa basa söylerdi rahmetli Ahmet...

"Ulan şerrefsizz"...

 

Türk toplumunda babalar çocuklarını, dedeler torunlarını ve ille de amcalarla dayılar yeğenlerini severken, "n'aber lan keraneci (kerhaneci)" demezler mi?..

Futbol maçlarında tuttuğu takımın futbolcusu olağanüstü güzellikte gol atınca seyircisi, "ulan ..na kodumu piçi ne vurdu be!" diyerek taltif etmez mi golcüyü?..

Sevgili Tuna da zaten girişte "Ne haber lan köpek!" deyişinde hakaret aranmadığını söyleyenin samimiyetini, söylenenin de sevimliliğini gösterdiğine işaret etmiyor mu?..

 

Ertuğrul Özkök yıllar önce o manşet yüzünden kendisini eleştirdiğimizde bize de aynı şeyi söylemişti, "sevimli bir eleştiriden öte bir şey değildi"...

Bugün ise “keşke o manşeti atmasaydım, haddini aşmış belli ki” diyor ve özür diliyor.

Bir insan hatasından dolayı özür diliyorsa ben üstüne gidilmemesinden yanayım.

Ama hatasında ısrarcıysa;

haddinin bildirilmesinin “adalet” olduğuna inanıyorum…

Ve hatırladığım kadarıyla merhum Ahmet Kaya da kendisine "şerefsiz" denilmesine değil, özgürlük anlayışının eleştirilmesine çok üzülmüştü...

 

Neyse...

Bugün bayram…

Dargınların barıştıkları gün…

Bilebildiğim kadarıyla Özkök, Ahmet Kekeç gibi Salih Tuna'nın da yazarlık yeteneklerini takdir eder ve tarzındaki ironik sevimlilikten keyif aldığını birkaç kere yazdı…

Aralarında zulme varan bir “zarar verme” olmamışsa fikri tartışma her zaman olacaktır. Gökyüzündeki bulutlar bile aynı anda olsa da farklı tepelerden bakanlar için ayrı renk ve desende görünmezler mi?.

Ne yani?..

O farklılığı tartışırken de birbirimize mi gireceğiz?..

Bana düşmez ve araya girmek de istemem ancak siyasi görüş farklılığı olanların birbirlerine hakaret etmeden (ki Tuna’nın makalesi son derece zarifti) tartışmaları ve böyle güzel günlerde selâmı sabahı sıcaklaştırmaları ne kadar da güzel olurdu…

İyi bayramlar efendim…

 

adnanberkokan@gmail.com