Salih Tuna dönekliğe değil, rezilliğe kızıyor
Şayet "dönekliği" erdem addetmesinin nedeni "gördüğümü çalarım" yaklaşımıysa, köşe yazarlığıyla hakemliği karıştırıyor demektir.
Bugün Tuna da "isim vermeden çakanlar" kervanına katılmış...
Hedefinde "Ahmet Hakan" var...
Nasıl da kafa buluyor Hakan'la...
Bunu yaparken nasıl da eğleniyor ve eğlendiriyor...
Hani tarafsızlığımıza gölge düşeceğinden korkmasak(!) "Eline sağlık be kardeşim" bile diyeceğiz hani...
Ahmet Hakan'ın önce ilahlaştırdığı ama sonunda dayanamayıp, "bundan lider olmaz!" dediği Kemal Kılıçdaroğlu'na da giydiren Salih Tuna; Ahmet Hakan'a ve Kılıçdaroğlu'na bakın nasıl çakıyor...
Kılıçdaroğlu bana da açıldı
"Mavi Marmara" katliamı, BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a
ambargo kararı, Anayasa değişikliği, "eksen kayması" derken "Gandi
Kemal" arada kaynayıp gitti.
Hadi kaynayıp gitti demeyeyim de, "dönüştü" diyeyim.
O anlı şanlı "Gandi Kemal" bir günde hesap uzmanı "Kemal Bey"e
dönüştü.
Yakında "Tırt Kemal" derlerse hiç şaşmam.
Hayal kırıklığı insana her şeyi söyletir çünkü!
Bir köşe yazarı arkadaşımız, Kılıçdaroğlu'nun haline öyle "heyhat"
çekti ki, içiniz yanar!
Gerçi bu arkadaşımızın kavlince dün "ak" dediğine bugün "kara"
demek bir "oynaklık", nasıl desem, bir "yanardönerlik" değil, bir
erdem.
Doğrusunu isterseniz, kimi zaman öyledir de!
Lakin huy halini almışsa, rezillik elverir.
Şayet "dönekliği" erdem addetmesinin nedeni "gördüğümü çalarım"
yaklaşımıysa, köşe yazarlığıyla hakemliği karıştırıyor
demektir.
Hiçbir hakem "bir dakika" sonraki pozisyonda sakatlamaya yönelik
kasti hareket yapacak düşüncesiyle bir futbolcuya kırmızı kart
göstermez.
Gelgelelim "bir dakika" sonrasını görmekten aciz bir insandan da
köşe yazarı olmaz.
Allah aşkına söyler misiniz, "Kemal Bey"in hangi hali meçhuldü;
baştan sona "heyhat" değil miydi?
Nasıl "heyhat" bir siyasi figür olduğuna dair bir iki
dokundurmuştum da, kimi internet siteleri "Salih Tuna yeni eğlence
buldu" demişti.
Halbuki eğlenceyi ben bulmamıştım; kaset marifetiyle kendisi
çıkagelmişti.
Şöyle bir bakmıştım sadece: