Şahin Alpay için...
Medyanın birinci işlevi haber vermek, bilgilendirmekse; ikinci işlevi de iktidar, muhalefet, bürokrasi, yargı ve diğer bütün kurumları eleştirebilmesidir...
Demokrasilerde eleştiri, "olmazsa
olmaz"lardan biridir...
Medyanın birinci işlevi haber vermek, bilgilendirmekse; ikinci işlevi de iktidar, muhalefet, bürokrasi, yargı ve diğer bütün kurumları eleştirebilmesidir...
28 Şubat süreciyle başlayan gazetecilik son on yıldır zihniyet değiştirmeden ancak medya gurupları değişiminde sürüyor...
28 Şubat sürecinde muhalefete muhalefet edilirdi ana akım medyada...
Son on yıldır pek fazla (Hükümete kayıtsız şartsız destek verenler hariç) muhalefete muhalefet edilmiyor ama iktidara da muhalefet edilemiyor...
Resmen konulmamış bir iktidarı eleştirme yasağı var...
Bunu, klavyesinin başına oturduğu anda herkes hissediyor...
Yani...
Yönetim veya patronaj, "şunları, şunları yazmayın" demese de yazarlar ve gazeteleri yapanlar Hükümetin bir bakanından veya bizzat Başbakan'dan gelebilecek bir "kovun şunu" talimatından tedirginler...
İşte böyle bir süreçte Zaman'da Şahin Alpay çıkıyor ve önce nalına vurup; Taksim Gezi Parkı ile Bağdat Caddesi'nde gördüğü kafatasçıları eleştiriyor...
Sonra da her konuşmasında kendisine oy veren % 50'lik kitleyi "Milli İrade" zanneden Başbakan'ı eleştiriyor...
Doğu Perinçek ve adamlarının kafatasçılığını eleştirmesinde bir sakınca da tehlike de yok...
Ama...
Başbakan'ı eleştirmesi bakalm ne gibi bir tehlike doğuracak...
Biz; tam da ortadan bakışıyla demokratikleşmeyi savunan Şahin Alpay'ı alkışlıyoruz...
Medyanın birinci işlevi haber vermek, bilgilendirmekse; ikinci işlevi de iktidar, muhalefet, bürokrasi, yargı ve diğer bütün kurumları eleştirebilmesidir...
28 Şubat süreciyle başlayan gazetecilik son on yıldır zihniyet değiştirmeden ancak medya gurupları değişiminde sürüyor...
28 Şubat sürecinde muhalefete muhalefet edilirdi ana akım medyada...
Son on yıldır pek fazla (Hükümete kayıtsız şartsız destek verenler hariç) muhalefete muhalefet edilmiyor ama iktidara da muhalefet edilemiyor...
Resmen konulmamış bir iktidarı eleştirme yasağı var...
Bunu, klavyesinin başına oturduğu anda herkes hissediyor...
Yani...
Yönetim veya patronaj, "şunları, şunları yazmayın" demese de yazarlar ve gazeteleri yapanlar Hükümetin bir bakanından veya bizzat Başbakan'dan gelebilecek bir "kovun şunu" talimatından tedirginler...
İşte böyle bir süreçte Zaman'da Şahin Alpay çıkıyor ve önce nalına vurup; Taksim Gezi Parkı ile Bağdat Caddesi'nde gördüğü kafatasçıları eleştiriyor...
Sonra da her konuşmasında kendisine oy veren % 50'lik kitleyi "Milli İrade" zanneden Başbakan'ı eleştiriyor...
Doğu Perinçek ve adamlarının kafatasçılığını eleştirmesinde bir sakınca da tehlike de yok...
Ama...
Başbakan'ı eleştirmesi bakalm ne gibi bir tehlike doğuracak...
Biz; tam da ortadan bakışıyla demokratikleşmeyi savunan Şahin Alpay'ı alkışlıyoruz...