Sağlığın şifreleri 'Yeni İnsan'da saklı

Dr. Zerrin Başer, Dr. Zerrin Işık Tüfekçi ve Dr. Gül Yılmaz Çınar’ın “Yeni İnsan” adlı kitabı, “Bir gün bir kitap okudum ve bütün sağlığım değişti,” dedirtecek…

GAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK
Tolga Meriç  

 Dr. Zerrin BaşerDr. Zerrin Işık Tüfekçi ve Dr. Gül Yılmaz Çınar’ın “Yeni İnsan” adlı kitabı, “Bir gün bir kitap okudum ve bütün sağlığım değişti,” dedirtecek…

Kitabın adından başlayalım mı? Neden “Yeni İnsan”?

Kitabımız iki ana konuyu eşzamanlı olarak işliyor: İnsan ve sağlık. Çünkü insanı tanımadan, taşıdığı yaratıcı gücün şifrelerini ve işleyiş sistemini çözmeden, gerçek sağlığı anlayıp yaşamamız pek mümkün değil. İnsansa, bunca teknolojik ve kültürel dönüşümden etkilenirken, artık eski insan değil. Dolayısıyla, gerçek sağlığı anlayıp deneyimlememiz, kendimize ilişkin farkındalığımızı yenilememizle mümkün. Bu yüzden, yeni insan, yeni sağlık, yeni hayat, diyoruz…


Az önce “gerçek sağlık” dediniz. Bizim bildiğimiz sağlık, gerçek sağlık değil mi?

Gerçek sağlık, rastlantısal ya da şansa bağlı değildir. İnsan, sağlığın tasarımını da, gücünü de, içinde taşıyarak doğar. Doğadaki her şey gibi, insan da dengede kalma ve iyileşme eğilimindedir. Fakat bu eğilimin mekanizmasını çözüp onu yönetemediğimizde, içimizdeki yaratıcı sağlık gücü başıboş bir halde kalıyor, hatta olumsuz sağlık tasarımlarına dönüşüyor. Hastalıklar böyle başlıyor. Oysa hastalıklar, kitabımızda da belirttiğimiz gibi, sağlığın zıddı değildir. Özümüzdeki sağlık bütünlüğünü, biz onu yönetebildiğimiz sürece, bozup parçalayamazlar. Yani iyileşirler. Ve aslında sağlık, hasta olmama halini de aşan, muhteşem bir deneyimdir. Şöyle düşünelim: Bugün bir sürü insan, bu hız çağında, amaçlarını ve hedeflerini yitirmiş şekilde yaşıyor. Bunlar tek başlarına bile birer mutsuzluk ve hastalık kaynağı. Peki, insan asıl amacını, yani doğuşunun en büyük nedeni olan hayatta ve sağlıklı kalma amacını yitirdiğinde ne olur? Sadece bu ayrım ve farkındalık bile, kendimizle birlikte sağlığımızı ve hayatımızı yenilememiz için bir başlangıçtır.

İnsanın var oluş amacı başarı, güç, haz ya da benzerleri değil, sağlıktır diyorsunuz o zaman?

Hem asıl amacı hem de mekanizması sağlık üzerine kuruludur. Bu amacımızdan farkında olmadan saparsak, o mekanizma çöker. Çökmüş bir sistem üzerine koyacağımız diğer bütün var oluş amaçlarımızsa bu çöküşten zincirleme olarak etkilenir. 

Kitabın en şaşırtıcı yönlerinden biri, iletişim gibi, sosyal ilişkiler gibi, hatta hastanelerin iç mimarisi gibi konuları bile doğrudan sağlıkla ilişkilendirmesi.

Asıl şaşırtıcı olan, Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tanımında zaten var olan bu konuların modern dünyada gittikçe açıklanacağı yerde, iyice kapatılıp unutulmuş olması. Bu tanımda, insanın fiziksel, sosyal ve ruhsal sağlığı bir bütün olarak ele alınır. Bu üçünün birbirine etkisi ve bağı, doğrudandır. O yüzden, bir hekimin bir hastalıkla ilgili kurduğu sıradanmış gibi görünen bir cümleden tutun da, o cümleyi bizim nasıl algılayıp yöneteceğimize ve sonrasında da yaratıma dönüştüreceğimize kadar, sayısız ucu vardır içimizdeki sağlık mekanizmasının. Bu sayısız ucu algılayıp bir bütün halinde yönetebilmek, insan olarak taşıdığımız iyileşme potansiyelimizi anlamamızla mümkün…

Toparlayıcı bir soruyla bitirelim: Siz bu kitapta, tek cümleye sığdıracak şekilde yanıtlamanızı istesem, tam olarak ne yaptınız?

İnsanı anlattığımızda ve anladığımızda, içimizde zaten var olan sağlığın kendiliğinden doğacağını ve bu defa kalıcı bir şekilde yaşanacağını umut edip göstermeye çalıştık.