Şafak ve Talu kaybetti çünkü...

Çok özeldi tartışma, o çok özeli SABAH’ın idari yönetimiyle paylaşıp susarak gelişmeleri bekleyebilirdi, beklemeliydi…

Erdal Şafak, sakin bir medya yöneticisi havası taşıyor gibi…
“Gibi” diyoruz çünkü Şule Talu’nun kamuya açık mektubunda anlattıkları “sakin” olmadığını “sakin”i oynadığını çok net gösteriyor…
Zira Erdal Şafak’ın dizginlenemez öfkesini kanıtlayan onlarca tanık gösteriyor Talu
Ve yine Talu’nun açık mektubundan öğreniyoruz ki kesinlikle Şule Hanım haklı…

Tacize uğramış…
21. Yüzyılın içinde “köleleştirilmek” istenmiş…
Bir emekçinin en tabii haklarından biri olan “izin” hakkıyla birlikte ruhu da taciz edilmiş

SABAH’ın en üst düzey yöneticisi Serhat Albayrak da görünen o ki Talu’dan yana tavır almış...
Ama…
Genel yayın yönetimi özgürlüğüne olan saygısından dolayı olsa gerek Erdal Şafak’a müdahale etmemiş…
Ki doğru yapmış…
Böyle durumlarda genel yayın yönetmenine müdahale, arkasının çorap söküğü gibi gelmesine ve ondan sonraki genel yayın yönetmenlerinin çalışma özgürlüğünün kısıtlanmasına sebep olur…

Albayrak büyük ihtimalle genel yayın yönetmeni operasyonunu “Şule Talu” operasyonuna bağlamadan gerçekleştirecekti ama Şule Hanım acele eti…
Hâsılı…
Böylesine çağdışı bir yöneticilik anlayışını asla onaylayamayacağımız için Erdal Şafak kaybetti…
Ama…
Bir diğer köşede de “Şule Talu kazandı” diyemeyeceğiz…
Çünkü…

Çok özeldi tartışma, genelleştirdi…
Çok özeldi tartışma, o çok özeli SABAH’ın idari yönetimiyle paylaşıp susarak gelişmeleri bekleyebilirdi, beklemeliydi…
Bekleyemedi…

Kendi özeliyle birlikte SABAH’ın özelini de paylaştı kamuoyuyla…
Yani…
Aslında hem Erdal Şafak ve hem de yıllarca çalıştığı bir kurumun özelini kamuoyuyla paylaşarak Şule Talu kaybetti…