Saçlarını buzağı mı yaladı Yiğit Bulut?

Lütfen hakkımda bu iddiaları ortaya atan şahsın, Türkiye'nin çok önemli bir haber kanalının yayın yönetmeni olduğunu unutmayalım.

GAZETECİLER.COM
Tuğçe Tatari, Yiğit Bulut’un geçen günkü yazısına karşılık yazmış bugünkü makalesini.
“Yiğit Bulut ne biliyorsan açıkla” başlığını attığı yazısına giriş yapmadan önce bazı hatırlatmalarda bulunan Tuğçe Tatari şunları söylüyor: 
 
Geçen hafta Habertürk TV'nin Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut'la ilgili bir yazı yazmıştım.  
Köşeye yakışıyorlar mı?.
Bugün Özkök’ün yazısına yaptığım yorumda bir atasözümüzü hatırlatmıştım:
“Köşe taşları köşede yakışır”…
Tuğçe Tatari ve Yiğit Bulut’un nereye yakışacaklarını bilemiyorum ama asla “köşe”ye değil…
Çünkü ikisinin de üslubu köşelere lâyık değil…
Ya, nerelik?..
Lütfen ona da siz karar verin…
Sevgili anneciğim “Kapı girişine oturmadan başköşeye geçilmez” der…
Asıl sorumlular, bu tür arkadaşları kapı girişinde oturtmadan başköşeye geçirenler olsa gerek…
Adnan Berk Okan
Göreve geldiği günden beri başında bulunduğu televizyon kanalında yaşanan yaprak dökümünü kaleme almıştım.
Aslında bir tür derleme yazısıydı.
Bu yazıya Yiğit Bulut'tan yanıt geldi.
Hem de ne yanıt!
Bulut, benim Ergenekon tarafından basına sızdırıldığımı, amacımın Türkiye'yi istediğim gibi yönlendirmek olduğunu yazdı.
Kendisini hedef alma sebebimin ise Habertürk'ü ele geçirememem, kanalın içine sızamamam, tarafımdan aynı amaçla eğitilmiş konuk adaylarımı programlarına çıkartamam olduğunu gayet net bir şekilde belirtti.
Hatta yazının ateşine kapılıp, 'Buraya gelmek için adeta yalvardı, aracılar koydu' da deyiverdi.
Habertürk'e sızabilmek adına kendisini korkutmaya çalıştığım iddialarıyla devam eden o eşsiz yapıt, çok yakında hakkımda tüm Ergenekonculuk bilgilerini deşifre edeceği iddiasıyla son buluyor.
Sonra 'operasyon medyası' dediği ve bana büyük rol yazdığı o oluşum hakkında başka yazılar da yazdı.
Tam olarak ne dediğini anlayamasam da, telefon dinleme olaylarını ve irtica patladı gibi haberleri yaparak halkı galeyana getirmekle suçlandığım ortadaydı.
Yiğit Bulut, yazısında bana ayrıca 'sarı kafa' diye hitap etmiş. Düzeyi buralara kadar düşürmekte sakınca görmeyen bir kişiye 'saçlarını buzağı mı yaladı' diye sormak denklik açısından gayet uygun kaçar.
Ancak ben oraya kadar inmek taraftarı değilim...
Lütfen hakkımda bu iddiaları ortaya atan şahsın, Türkiye'nin çok önemli bir haber kanalının yayın yönetmeni olduğunu unutmayalım.
Ve televizyon haberciliğinin en önemli limanlarından biri olan Habertürk'ün nasıl bir zihin yapısının elinde olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
 
***
 Ve hemen konuya girelim...
 
Ve hemen konuya giriyor Tuğçe Tatari…
Tatari’nin yazısının tamamını okumak istiyorsanız