Saçları lüle lüle, Medyadan çıkıyor güle güle…
Şeytan’ın işini bitirir bir şişeye tıkar da zavallı şeytan kırk sene sonra “yahu bu adam yoksa beni şaaapmış olmasın” diye kara kara düşünür..,
Ethem Sancak; "İşim benden akıllıları yönetmek" demişti kendisiyle yapılan
bir söyleşide...
Gerçi o özlü sözün Rockefeller’e
ait olduğunu hatırlatmamıştı ama olsun…
Masum bir “deyiş hırsızlığı” idi
yaptığı sadece…
Ne var ki; gazete patronu olduğu
dönemde kendinden akıllı adam bulamadığı için midir nedir başarılı
olamadı...
Ya da tam tersi...
Medya dünyasının akıllıları, özel
sektörün akıllılarına pabucunu ters giydirecek kadar uyanık
oldukları için olsa gerek, medya patronu olduğu günden beri
papuçlarını ters giymektedir Yekta Okur'un Çingene Osman'ı
gibi...
Sadece 23 yaşında, yerel bir ecza
deposunda “genel müdür” oldu…
Hoş, genel müdürlüğünü yaptığı
kişi sayısı belki beş-altı kişiyi geçmiyordu ama O, görevi ile hava
atmayı beceriyor, CV’sine “23 yaşında genel müdür oldu” yazmayı
başarıyordu…
Hayatı boyunca en iyi yaptığı iş,
kendini pazarlamak; güçlü kişilerle çok rahat iletişim kurmak
olmuştur…
Ecza depoculuğunda yerelden,
ulusala geçiş yapan ilk kişi olduğunu zannediyorum…
Bunda, Karl Marks’ı ucundan
kenarından da olsa okumuş olmasının payı olduğu kanaatindeyim
çünkü…
Başarılı iş adamları, Das
Kapital’i çok iyi okuyanların arasından çıkmıştır…
Öyle ya…
“Artı Değer”in ne büyük bir zenginlik kaynağı olduğunu ve nasıl
arttırılacağını Adam Smith bile Karl Marks kadar detaylı
anlatmamıştır…
Bizim sevimli Sosyalistimiz
(nedense halen öyle olduğunu söylemektedir) Ethem Sancak da
gençliğinde her Sosyalist gibi “servet düşmanı” olarak tanınıyordu
çevresinde…
Biraz para kazanıp da patronluğa
giden yolda Allah’ın da inayetiyle(!) koşmaya başlayınca “servet
düşmanı” değil, “servet sahiplerinin düşmanı” olduğunu anlamış,
daha hızlı koşmuştur…
23 yaşında ecza deposu genel
müdürlüğünden(!) ecza deposu patronluğuna yükselişi dönemin
şartlarının da elverişli olması nedeniyle çok kolay (!)
olmuştur…
Sosyalisttir ya…
Şimdi tıpkı “dindar” oluşu gibi o
dönemlerde de“Sosyalist”ti…
Ve o günler, Sosyalist ahlâkın
“pırlanta” kabul edildiği dönemlerdi…
Sosyalist “yalan”
söylemezdi…
Bu gün de “Müslüman yalan
söylemez”…
Sosyalist “çalmaz”dı…
Bu gün de “Müslüman
çalmaz”…
Sosyalist “adil”di…
Bu gün de “Müslüman
adildir”
Sosyalist “kimsenin karısına
kızına bakmaz”dı…
Bu gün de “Müslüman kimsenin
karısına kızına bakmaz” falan gibi…
Eğer adınızı Sosyalist’e çıkarmayı
başarmışsanız Ethem Sancak gibi…
Biraz aklınız ve ticari
cesaretiniz de varsa…
En güzel yapacağınız iş, aptal
okumuşların (cahiller zaten her zaman kolay yönetilmişlerdir)
sırtından para kazanmaktır…
Ethem Sancak da Rockefeller’e ait o sözü aptal okumuşlara sık sık
söyleyerek onlara vermiş gazı, vermiş gazı ve sırtlarından büyük
paralar kazanmıştır…
Gözü olanın gözü
çıksın…
Aminnnnn!..
Ne var ki…
Ecza depoculuğunda gösterdiği
başarıyı, medya patronluğunda gösteremedi ancak…
O, hayatında hiçbir zaman uçurumun
kenarına kadar gitmeyi beklemeyip, uçurumu görmek bir yana kokusunu
alanlardandır…
Ama…
O yeteneği artık gerilerde
kalmıştır…
Gazete patronluğunda değil
uçurumun kokusunu almak, kendisiyle fazla samimi olup bir miktar da
aşağı bile düşmüştür…
Şu anda uçurumdadır ve hatta
aşağıya doğru düşmektedir…
Gelin görün ki Pazarlama
yeteneğinin ve talihinin yüksekliği bir kez daha kanıtlanacak
gibidir…
Sanki kocaman bir dal, ona
kurtarıcı olarak uzanmak, havadaki ellerinden birini tutmak
üzeredir…
Kötü yönettiği (ya da beceriksiz
kişilerle yönetmeye çalıştığı) STAR Gazete'deki hisselerinin
yarısını çok kârlı bir şekilde Türkiye’nin yıldız Turizmcisi Fettah
Tamince’ye sattı…
Oysa gazeteyi satın aldığında 100
milyon Dolar harcayacağını ve hükümetin emrine vereceğini alenen
söylüyordu...
Başbakan'ı da o büyük balonun
uçacağına inandırdıysa vah ki vah vah...
Cebinden 1 milyon Dolar
bile harcadığını sanmıyorum...
Eğer varsa harcama onlar da
mutlaka kamu bankalarından alınan kredilerden
ödenmiştir...
Şimdi da hisselerinin tamamını
Fettah Tamince'ye satmaya
çalışıyor...
Tamince’ye
hatırlatırım…
Çok kötü bir yönetim sonucu berbat
bir hale düşmüş gazetenin yarısını alma hatasına
düştün...
Şimdi de tamamını satın almak
gibi daha vahim bir hata yapmak üzere olduğunu
duyuyorum...
Antalyalı ortak
dostlarımız çok iyi niyetli ve heyecanlı olduğunu
söylüyorlar...
Aman kardeş!..
Son kararını
vermeden önce çok iyi düşün…
Karşındaki satıcı, Kayserilileri
cebinden çıkarır…
Şeytan’ın
işini bitirir bir şişeye tıkar da zavallı şeytan kırk sene sonra
“yahu bu adam yoksa beni şaaapmış olmasın” diye kara kara
düşünür..,
Sen başarılı bir iş
adamısın…
Her ne kadar henüz çok gençsen de,
kırk yıl bekleyecek halin yok…
Elbette sen de kolay külyutmazsın
ama karşındaki arkadaş insana külü öyle bir yutturur ki, içerken
kaynak suyu içtiğini sanırsın…
Benden söylemesi…
Adnan Berk Okan
09.07.2009