SABAH’tan, TARAF’a, manşet cezası!..
TARAF manşeti “Muhallebiden çıkma ak kaşık” diye attı ama canı yandı. Ve SABAH'tan yapması gereken tahsilatı alamadı...
TARAF dün manşetini “Muhallebiden
çıkma ak kaşık” diye attı ama canı yandı.
Neden mi?..
SABAH’tan yapması gereken 150 bin
liralık tahsilâtı yapamadı da ondan…
Ne tahsilatı mı?...
Anlatayım…
Yaz boyunca tirajı 50 binin altına
düşmeyen TARAF, bütçesini düzeltme imkânı bulmuştu…
Kendisini uzun süre sırtlayan
SABAH’a olan bütün borcunu ödedi…
Ve aralarında bir centilmenlik
anlaşması daha yaptılar…
SABAH,
dağıtımını yaptığı TARAF için her Cuma 150 bin
lira ödeme yapacaktı…
SABAH,
geçtiğimiz hafta edimini yerine getirdi, 150 bin
lira ödedi.
Haliyle bu Cuma
da 150 bin lira ödememesi için bir sebep
yoktu…
TARAF
yönetimi, SABAH yönetimine güvenerek çalışanlarına
bu Cuma yapacağı tahsilâttan, maaşları ödeyeceğini
duyurdu.
Ama “fakir oynamaya kalkınca davul
patlar” misali İstanbul’un fukara semtlerini sular
kapladı…
TARAF
da yayınlanmaya başlamadan önce, “haktan hukuktan
yana TARAF” olacağını taahhüt etmişti ya…
O halde kimsesizlere, fakir
fukara, garip gurebaya sahip çıkacaktı…
Kimdi bu sel felâketinin
sorumlusu?...
Sadece geçmiş belediyeler olabilir
miydi?...
Olamazdı elbette…
İstanbul’u son 16
yıldır, iktidar partisi ve halen hükümette
ya da iktidarın bürokrasi kadrosunda yer alanlar
yönetmişti…
O yöneticilerden biri de Başbakan
Erdoğan’dı...
Diğeri ise halen Büyük Şehir
Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan Kadir Topbaş’tı…
Her ne kadar kamuoyu, TARAF’ın
hükümete destek verdiği konusunda hemfikir ise de TARAF,
gazeteciliğe başlarken bulunduğu taahhüdün gereğini yerine getirmek
zorundaydı.
Ve TARAF tuttu: “Muhallebiden
çıkma ak kaşık” diye bir manşet attı…
“Muhallebi” demekle belli ki Saray
Muhallebicisi’nin sahibi Kadir Topbaş’ı ima
etmişti…
“Ak Kaşık”
ise akla “Sütten çıkmış ak kaşık olmama” gibi;
söylenen kişinin pek de temiz olmadığını anlatan atasözünü
hatırlatıyordu…
Şimdi iki olayı bir birine
bağlayayım:
Ahmet
Çalık, bütün ticaret hayatı boyunca her
türlü taahhüdüne sadakatiyle tanınan bir
işadamıydı...
Nitekim anlaşmanın ilk haftası
taahhüt edildiği gibi ödenmişti 150 bin lira…
Peki bu hafta ne olmuştu da SABAH
taahhüdünü yerine getirmemişti?..
Az önce TARAF’a bu Cuma ödeme
yapılmadığını öğrendiğimde bugünkü manşeti hatırladım
hemen…
Acaba; SABAH’ın idari kadrolarına
göre TARAF, çok sevdikleri ve saydıkları Kadir Topbaş’ı pek temiz
olmamakla suçlamış olabilir miydi?..
Öyle ya…
Durduk yerde, ortada bir kavga
gürültü de yokken, SABAH ödemeyi neden yapmamıştı?..
Ödemenin yapılmamasının hükümet
için iki türlü tehlikesi var…
Birinci tehlike, TARAF gibi,
hükümete destek veren bir gazetenin küçük bir eleştirisine
katlanamayan Başbakan’ın SABAH yönetimini uyardığının ve “ödeme
yapmayın” diye talimat verdiğinin düşünülecek olması…
İkinci tehlike; hükümetin Aydın
Doğan’a karşı gerçekten de bir yıldırma harekâtına giriştiğine
yönelik iddiaların haklılığı…
TARAF’ın ekonomik rahatlığını bile
kabul etmeyen hükümet, Doğan Gurubu’nu neden yok etmek
istemesin?..
Hâsılı sevgili Ahmet
Çalık…
Sadece TARAF ve hükümetin zarar
görmekle kalmadığını, SABAH & atv’nin giderek yükselen saygınlığına
da gölge düştüğünü bilmeni isterim…
Adnan Berk Okan
adnanberkokan@gmail.com