Sabah yazarının "Ben demiştim" çaresizliği...
Siyanürle intihar vakaları...Türkiye'nin üç ayrı şehrinden geldi acı haberler art arda...Sabah yazarı da köşesinin bir bölümünü ayırdı bu meseleye önerilerini bir kez daha hatırlattı. Yüksel ayrıca medyanın konuya yaklaşımını da eleştirdi.
Siyanürle intihar haberleri kahretti herkesi... Sabah yazarı Yüksel Aytuğ da bu olaylarda medyanın duyarsızlığına değindi. Daha önceki önerilerini bir kez daha hatırlatan yazar yabancı ülkelerde bu olaylardaki 'sosyal sorumluluk duygusuna' dikkat çekti.
Aytuğ "Yazı hayatımda beni en çok üzen "Ben demiştim" çaresizliği..." ifadelerini kullandı.
Geç kaldık, hem de çok geç...
Ta bir hafta önce yazmıştım, "İntiharları süslemekten
vazgeçelim" diye... Medyanın intihar haberleri
konusundaki duyarsızlığını dile getirmiştim.
Bir kaygımı da seslendirmiştim o yazıda: "Şimdi Antalya'daki işsiz
babanın, dört gün önce İstanbul'da yaşanan olaydan ilham (!)
alıp kendi felaketini hazırlamadığını hangimiz iddia edebiliriz
ki?" diye sormuştum.
Ne yazık ki yanılmadım. O yazıdan dört gün sonra bir baba daha aynı
yöntemle ailesini yok etti. Oysa "Gazete haberlerinde, haber
bültenlerinde ayrıntılara girmeyelim" diye adeta yalvarmıştım.
Elin Amerikalısı, Avrupalısı intihar haberlerinde ölümlerin nasıl
oluştuğunu söylemez, ölenlerin fotoğraflarını yayınlamaz. Niye
peki? Onlarda reyting, tiraj rekabeti yok mu? Fazlası var ama
'sosyal sorumluluk duyguları' da var.
Peki intihar olaylarını 'sansürlemek' çözüm mü?
Değil tabii... Önerilerimi de sıralamıştım: "1- Ekonomik darboğaza
giren insanların kendilerini yalnız ve çaresiz hissetmelerini
önleyecek sosyal düzenlemelere gidilmeli.
2- Mahallelerdeki Aile Hekimliği birimleri gibi Aile Ruh Sağlığı
Merkezleri de kurulmalı. Kafası karışan, psikolojisi bozulan
insanlara ücretsiz profesyonel rehberlik hizmeti verilmeli. 3-
Siyanürün internet üzerinden kolaylıkla temin edilmesinin
mutlaka önüne geçilmeli."
Ama geç kaldık, hem de çok geç... En azından şu internetten
satış işi 'acil' olarak önlenebilirdi, yapamadık.
Yazı hayatımda beni en çok üzen "Ben demiştim" çaresizliği...