Sabah yazarından çarpıcı öneri! Bir takım muzır siteler...
Sabah gazetesi okur temsilcisi İbrahim Altay basın sektörünü etkileyen kağıt maliyetlerinin artışıyla ilgili "kenevir" ekilmesini önerdi. Altay bu önerisi için "Birtakım muzır siteler 'kafası güzel galiba' diyebilir" ifadesini de kullandı.
Kağıt maliyetlerindeki artışın son yıllarda nerdeyse
iki katına çıkması özellikle gazete sektörünü derinden etkiliyor.
Sabah yazarı İbrahim Altay,dışa bağımlılıktan kurtulmak
için bir an önce selüloz üretmeye
başlamamız gerektiğini bunun
için de kenevir ekmemiz gerektiğini
savundu.
İbrahim Altay yazısında; "Düşünün: En iyi
muhabirlerden, en iyi editörlerden, en iyi yazarlardan kurulu bir
gazetesiniz.Ama gazeteyi basacak kâğıdınız yok.
Ya da düşünün ki kâğıt maliyeti gazete fiyatının beş
katı olmuş ve giderek de artıyor. Sizce bu gazete daha ne kadar
çıkabilir?" dedi.
Ayrıca kenevir ekilmesi önerisinin bazı "muzır siteler"
tarafından 'Sabah Ombudsmanı bakın ne önerdi',
'kafası güzel galiba' şeklinde başlıklar atılmasına neden
olsa da bu teklifinden vazgeçmeyeceğini belirtti.
İŞTE İBRAHİM
ALTAY'IN O YAZISI
Gazetelerin sayfa sayıları günden güne azalıyor.
Çünkü kâğıt son bir yılda neredeyse iki misli pahalandı.
Pahalanmanın ilk ve tek nedeni kurdaki dalgalanma değildi.
Arz-talep dengesi değiştiği için kâğıt zaten pahalanmaya
başlamıştı; kurdaki dengesizlik yaraya ekilen tuz oldu.
Arz-talep dengesinin değişmesi meselesini açıklayalım: Dünyada
belli başlı kâğıt üreticileri ve tüketicileri var. Çin bunlardan
biri...
Çin'deki bazı büyük kâğıt fabrikaları yenilenmek üzere kapanınca,
Çin başka pazarlardan ciddi miktarda kâğıt çekmeye başladı.
Büyük kâğıt üreticileri bunu fırsat bilerek hem bölgelere ve
ülkelere yönelik kotaları değiştirdiler hem de fiyatlara zam
yaptılar.
Bütün bunlar kurda yaşanan oynamalardan çok önce başlamıştı,
fiyatlar yabancı para birimleri üzerinden artmıştı.
Kâğıt fiyatındaki istikrarsızlığı açıklamak için elbette pek çok
başka sebep daha bulunabilir.
Fakat bütün sebeplerin ortak noktası 'dışa bağımlılık'
olacaktır.
Kâğıt bugün bir milli meseledir.
Ekmek gibidir, su gibidir, hava gibidir.
Kâğıt bugün bir milli güvenlik meselesidir. Türkiye nasıl insansız
hava aracını kendisi üretebiliyorsa kâğıdını da kendisi
üretebilmelidir.
Aslında üretmiyor değil fakat üreticiler haklı olarak enerjilerini
ambalaj kâğıdı gibi daha kârlı ürünlere sarf ediyorlar. Gazete
kâğıdı ikinci planda kalıyor.
Selüloz önemli
Bazıları da diyorlar ki: "Efendim, vaktiyle
gazete kâğıdı üretildi bu ülkede ama dışarıdan
aldığımızdan daha pahalıya mal
oluyordu." Doğru, çünkü kâğıdı
üretmek için ihtiyaç duyduğumuz ham
maddeyi dışarıdan alıyorduk. Yani selülozu.
Bir mamulün hammaddesini kendiniz üretmiyorsanız, yerli teknoloji
kullanmıyorsanız ve büyük markalar ortaya çıkaramıyorsanız
yaptığınız üretimin fazla bir anlamı olmuyor.
Sözün özü, bir an önce
selüloz üretmeye
başlamamız lazım. Selüloz nasıl üretilir
diye baktığınızda karşınıza birkaç
seçenek çıkıyor. Okaliptüs bitkisi
bunlardan biri... Türkiye'de yetiştirilmesi
o kadar kolay değil. Bir diğer seçenek:
Kenevir...
Türkiye'de yetişen bir bitki...
Son derece hızlı büyüyor.
Neredeyse sıfır atık prensibiyle çalışıyor.
Selüloz üretmek için birebir...
Birtakım muzır siteler 'Sabah Ombudsmanı bakın ne önerdi', 'kafası
güzel galiba' şeklinde başlıklar atabilirler fakat teklifimden
vazgeçmeyeceğim:
Türkiye'de orta ve uzun vadede kâğıt sorununu çözmek istiyorsak
elimizdeki en iyi seçeneklerden biri kenevir üretimini
artırmak.
Endüstri ormanları kurulmalı
Kenevir erkek ve dişisi gözle ayırt edilebilen
bir bitki. Her kenevirdenuyuşturucu üretilmiyor.
Hattı zatında sadece kâğıt üretiminde değil endüstrinin pek çok
farklı alanında hatta ilaç yapımında bile kullanılabiliyor.
Herkes kafasına göre kenevir eksin,
demiyorum.
Endüstri ormanları kurulsun, sürdürülebilirliği sağlamak için ekim
ve verim süreci belli kurallara bağlansın. Kontrolü devlet
tarafından sıkı biçimde yapılsın, hatta bunun yapılamayacağından
endişe ediliyorsa üretim işi bizzat devlet tarafından yapılsın.
Düşünün: En iyi muhabirlerden, en iyi editörlerden, en iyi
yazarlardan kurulu bir gazetesiniz.
Ama gazeteyi basacak kâğıdınız yok.
Ya da düşünün ki kâğıt maliyeti gazete fiyatının beş katı olmuş ve
giderek de artıyor. Sizce bu gazete daha ne kadar çıkabilir?
Aynı durum kitaplar için de geçerli. Yayıncılık piyasasına bir
durgunluk hâkim.
Dijitalleşmeye rağmen kâğıt memleketimizin en önemli meselelerinden
biridir ve mutlaka çözülmelidir.