Sabah yazarından Abdullah Gül'e Can Dündar göndermesi
Sabah gazetesi yazarı Fahrettin Altun, gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını isteyen Abdullah Gül'e Can Dündar örneğini hatırlattı.
Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkındaki Anayasa
Mahkemesi kararını değerlendiren Abdullah Gül, "tutuksuz
yargılanma" esasına işaret etmişti.
Sabah yazarı Fathrettin Altın Gül'ün bu sözlerine bir soruyla
karşılık verdi "Abdullah Bey'e sormak isterim.
Can Dündar'ın
Anayasa Mahkemesi marifetiyle
369056salıverilmesi ve
sonrasında Almanya'ya kaçması
adalete ve Türkiye'nin
imajına nasıl hizmet etti acaba?"
Türkiye'de basında çok seslilik olduğunu ifade eden Altun, basın
özgürlüğü konusunda tek parti rejimi ve İnönü dönemlerindeki
uygulamaları hatırlattı. Altun, "İşte bugün "basın
özgürlüğü ayaklar altında" diye ortalığı ayağa kaldıranlar
bu basın düzeni içinde, Kemalizmi kutsayarak gazetecilik
yaptılar. Sözümona gazetecilik." dedi.
İŞTE FAHRETTİN ALTUN'UN O YAZISI
Abdullah Bey, Anayasa Mahkemesi'nin Şahin Alpay ve Mehmet
Altan'la ilgili kararı hakkında şunları söylemiş: "Ben
Cumhurbaşkanıyken de ayrıldıktan sonra da gazetecilerin
tutuksuz yargılanmasını(n) hem adalet hem
deTürkiye'nin imajı açısından doğru
olduğunu söylemişimdir."
Abdullah Bey'e sormak isterim. Can Dündar'ın
Anayasa Mahkemesi marifetiylesalıverilmesi ve
sonrasında Almanya'ya kaçması
adalete ve Türkiye'nin imajına nasıl hizmet
etti acaba?
15 Temmuz öncesini nasıl da kolay unutuyoruz?
Televizyon ekranlarından, gazete köşelerinden, İnternet
sitelerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, onun çevresine tehditler
savuran insanlardan bahsediyoruz.
Onların sıfatı gazeteci, yazar, çizer olunca sorun olmuyor mu?
Örneğin, "Fetullah Gülen'le şiddetin ne alakası
var, o dünyanın en barışçıl din adamıdır"
diyerek FETÖ propagandası
yapan, "ulan siz kimi kandırıyorsunuz, siz kim
oluyorsunuz da Fetullah Gülen'e terörist
diyorsunuz; bunların hepsinin hesabını
vereceksiniz" diyerek yerli ve milli aktörleri tehdit eden Şahin
Alpay neden korunup kollanmalı?
***
MESELE ÇOK AÇIK
Cumhuriyet döneminin önemli simalarından Zekeriya Sertel anılarında
der ki: "İnönü Cumhurbaşkanlığına geldikten sonra diktatörlüğü
artırdı, tek millet, tek parti, tek şef diye bir sistem kurdu.
Bunun adı polis devleti idi. Amansız, insafsız bir polis devleti.
Emniyet örgütü kuvvetlendirilmiş, genişletilmişti. Nefes almak
olanaksızdı.
Basın bile onun elinde ve onun emrindeydi. Resmen sansür yoktu. Ama
bazı bakanlar ve Basın Genel Müdürlüğü hemen her gün gazetelere
direktifler verirdi.
Bu direktiflere uymayanların gazeteleri kapanmak tehlikesi
altındaydı..." Sevgili dostlar.
İşte bugün "basın özgürlüğü ayaklar altında" diye
ortalığı ayağa kaldıranlar bu basın düzeni içinde, Kemalizmi
kutsayarak gazetecilik yaptılar. Sözümona
gazetecilik.
Bugün bizleri yandaşlıkla itham edenler yıllar yılı meşruiyetini
halktan almayan, varlığını Batı'dan aldığı desteğe borçlu olan
iktidarların borazanlığını yürüttüler.
O iktidarlar halkı baskıladı, onu bir kalıba girmeye zorladı.
Halkın değerlerini geri kalmışlık göstergesi olarak gördü, onlarla
çatıştı. Dışarıyla değil, içeriyle savaştı.
Düşmanı içeride aradı. Bunu yaparken FETÖ gibi PKK gibi içeride
yuvalanan gerçek şakileri, gerçek terör örgütlerini görmezden
geldi. Onlarla gerçekçi bir mücadele yürütülemedi, aksine yürütülen
yanlış politikalar onların kökleşmesine, kendi alanlarını
genişletmesine imkân sağladı.
Bugün tek millet, tek parti, tek şef demiyoruz. Bugün tek millet,
tek devlet, tek bayrak, tek vatan diyoruz. O günlerin sentetik bir
biçimde inşa edilmeye çalışılan, değerlerinden arındırılmış
milletini kutsayan, o günlerin tek partisini, tek şefini hayırla
yad edenler bugün demokrasi havariliği yapıyorlar. Milletin
oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanını Batı'yla işbirliği içinde
yerinden etmeye çalışıyorlar. Emirle, talimatla muhalefet
ediyorlar.
Bugünün medya düzeni her şeyden önce çoğulcu bir medya düzeni.
Terörü ve şiddeti övmek dışında hangi ifadeye sınır konuyor?
Mesele çok açık. 2002'den bu yana yaşanan siyasal dönüşümün gerçek
anlamda demokratikleştirici doğası memleketteki bütün
anti-demokratik vesayet odaklarını ve onların yancılarını rahatsız
ediyor.