Ruşen Çakır
MİT Yasası, sürecin aktörlerinden sadece iktidar siyasetçileriyle devlet bürokrasisinin geleceğini garanti altına aldı.
Dün gece HaberTürk TV’de, Ece Üner’in modere ettiği Enine Boyuna’da Ruşen Çakır, “Barış Süreci” adı verilen sürecin sağlıklı bir sonuca ulaşabilmesi için hem kanaat önderlerinin ve hem de siyasetçilerin nasıl bir üslûp kullanmaları gerektiğini, nasıl davranılırsa yola devam edilebileceğini gösterdi.
Önce taraflar sonra da kamuoyu kabul etmelidir ki sürecin sağlıklı yürüyebilmesi için sadece BDP/HDP’nin ve hatta Kandil’in sorumluluk yüklenmesi yetmez.
Barış tek tarafın kendi kendine yürüttüğü bir görüşmeler manzumesi değil ki…
Barış müzakerelerinin sürdürülebilmesi için “En az iki taraf” gerekli…
Haliyle sorumluluğu da tek bir tarafa yüklemek insaflı olmasa gerek…
Yani…
Bütün sorumluğu BDP/HDP’ye ve hatta Kandil’e yüklemekten vazgeçilmeli, Hükümet de elini taşın altına sokmalı, Meclis çoğunluğuna sahip olması nedeniyle de gereken yasal düzenlemeleri yapması için teşvik edilmeli.
MİT Yasası, sürecin aktörlerinden sadece iktidar siyasetçileriyle devlet bürokrasisinin geleceğini garanti altına aldı.
Sürecin taraflarından biri olan BDP/HDP milletvekilleri önümüzdeki seçimlerde milletvekili olamazlarsa dokunulmazlıkları kaldırılacağı için büyük ihtimalle (yasal düzenleme yapılmazsa) hayatlarının sonuna kadar cezaevinde kalacaklar.
Karaca, Ocaktan ve Koru’nun Ruşen Çakır’ın haklı olarak “Bütün sorumluluğu sadece HDP/BDP’den beklemeyin” deyişine karşı çıkmaları bile hükümet adına konuştukları bilindiği için siyasal iktidarın barış sürecinin sürdürülmesi konusunda pek de istekli olmadığını gösterdi…
Evet…
Uzatmayayım…
Ruşen Çakır’ı, insafsızca üzerine gelinmesine rağmen sakin ve nazik bir üslûpla gerçekçi analizleri nedeniyle alkışlıyorum…