Ruşen Çakır

Vatan

GAZETECİLER.COM

Ruşen Çakır: Bu konjonktür ötesine bakan köşe yazarlarından Hasan Cemal'in, Hasan Abi'nin başına bir iş geldi, malum çok sıcak bir konu var, Hasan Cemal'in tam da yazması gereken bir dönem. Bu sürece yıllarını vermiş bir kişi... Siz de çok yakından tanıyorsunuz. Ne diyorsunuz?

Abdullah Gül: Doğrusu ben açıkçası bu konularda kendi düşüncelerini, fikirlerini rahatlıkla yazan insanları her zaman takdir etmişimdir. Açıkçası Hasan Cemal'e karşı yapılan çok büyük bir ayıptır. Yani fikirlerini tutarsınız, tutmazsınız o ayrı, ama bunları samimiyetle yazıyor... Ben gazetesini söylüyorum açıkçası... Yani eğer gazetesine varsa bir empoze, gazetesi de orada direnecek kardeşim... İşte Başbakan da söyledi, diğerleri de söyledi, "Böyle bir şey bizden yok" diye. (...) bir yazarın her şeyini aynen siz de tasvip edeceksiniz, onaylayacaksınız diye bir şey yok. Benim de var, benim de Hasan Cemal'in aşırı bulduğum fikirleri, şeyleri de var, o ayrı bir mevzu ama samimiyetle düşüncelerini yazan, şey eden, hele bu konuda en çok emek harcayan insanlardan birisi... Başka insanlar da var tabii, ama şu an onu sorduğunuz için diyorum...

Bu diyalog Cumhurbaşkanı Gül'ün Letonya'daki etkinlikleri sırasında Türk gazeteciler ile söyleşisinde gerçekleşti. Gül pek çok konuda çarpıcı çıkışlar yaptı ama medya kulisleri için en önemli tepkisi Hasan Cemal ile ilgili olan sözleriydi.

Hasan Cemal sorusunu, devletin en tepe noktasındaki isme soran;  üstelik ucu kendi patronu olan Demirörenlere dokunduğu halde dile getiren ve köşe yazarlığını iflah olmaz bir muhabirlik tavrıyla sürdüren Ruşen Çakır günün muhabiri olmayı haketti.