Ruhsal dengemizi bozuyorsun kardeşim
Ekonomik anlamlarda elbette eleştiri olmalı ama Fatih Portakal felaket tellallığı yapıyor.
Sevgili Fatih (Portakal)…
Hükümeti eleştirmenin ve hatta stratejik akıl vermenin hiçbir
sakıncası yok.
Demokrasinin gereği bu…
*
Ancak…
Ve unutma ki…
Sen, Türkiye’nin görevi icabı “en etkin” televizyon
gazetecilerinden birisin.
Milyonlarca yurttaş, neredeyse her haberin sonunda yaptığın
yorumdan etkileniyor.
Etkilenmeleri, o insanların ekonomideki davranışlarını da
yönlendiriyor.
*
Meselâ Fatih…
Bütçe açığını acayip abartıyorsun…
Oysa Fatih’çiğim…
CHP sözcülerinin ve senin “bir felâket” gibi gösterdiğiniz bütçe
açığı, bütçenin sadece yüzde yedisi kadar…
*
Yani…
Bütçe açığı yüksek olmak bir yana düşük bile…
Çünkü…
Türkiye’de işsizlik oranı yüksek…
Büyüme oranı ise düşük…
Büyümek ve istihdamı arttırmak için ise kontrollü ve dengeli bir
bütçe açığı şart…
*
Demek istemem o ki Fatih kardeşim…
Ekonomik söylemlerinde tabii ki eleştiri olsun…
Ama…
Sen çoğu zaman felâket tellallığı yapıyorsun…
*
Kulağımızın dibine yaklaşıp havaya ateş etmek gibi bir şey
bu…
Ölmeyiz, yaralanmayız bile…
Ancak…
Bütün ruhsal dengelerimiz bozulur…
*
SON SÖZ:
Ekonomi daldaki kuş kadar ürkektir…
Bir “pıt” sesi bile kuşun kaçmasına sebep olur…
ANLAŞAMAMALARININ SEBEBİ BU…
“Beni anlamıyorsun” diyor tartışmacının biri diğerine...
“Asıl sen beni anlamıyorsun” diye itiraz ediyor öteki.
*
Mmmmm…
Demek ki…
İkisi de birbirini çok iyi anlıyor…
*
Ama…
İkisi de…
Karşısındakinin fikirlerini değiştirip kendisi gibi düşünmesini
istiyor…
*
Anlaşamamalarının sebebi işte bu…
Birbirlerini anlamış olmak…
ÇOK DA EĞLENİYORUM.
Yine bir tartışma programından…
*
Tartışmacılardan biri hava basıyor:
“Bu hükümet beni susturamaz”…
*
Az sonra aynı kişi kendisi gibi düşünmeyen tartışmacıya:
“Kapa çeneni, konuşma; rezil oluyorsun”…
*
Bir ara tartışma programlarını izlemeyi bırakmıştım…
Çünkü…
İstemeden de olsa öfkem kabarıyordu…
Oysa işim gereği izlemeliydim.
*
Kolayını buldum…
Tartışmacıları ciddiye almıyorum…
Böylece…
Çok da eğleniyorum.
KEŞKE MEVLİDE YENGELERİMİZ GERİ GELSE...
Ahmet Hakan dünkü yazılarından birinde diyordu ki:
“Fotoğrafa bakınca bizim Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı uzak köyün
gelini Mevlide Yengeyi anımsadım. Meğer Gucci’nin son
kreasyonuymuş."
*
Ahmet'çiğim.
Bu Mevlide yengeler giderek azaldığı ve galiba bittiği için Türkiye
özlenen sosyal ve hatta siyasal istikrarı sağlayamıyor.
Keşke Mevlide yengelerimiz geri gelse...
AMMA GÜLERİZ Dİ Mİ?..
Hitler döneminde Yahudileri ölüm kamplarına götüren askerler savaş sonrası yargılandıkları mahkemede; “Bize emir verildi ve emirleri yerine getirdik. O insanları neden topladığımızı bilmiyorduk” dediler.
*
Şimdi aynı şeyi FETÖ'cüler yapıyor…
-“Valla billa neyi niçin yaptığımızı bilmiyorduk. Komutanlarımız
emir verdi, yaptık”…
*
İşin ilginci…
Komutanlar bile darbe girişiminde bulunduklarını
bilmiyorlar/mış…
*
Yargıcın biri çıkıp gülerek:
“Yalanınıza tüküreyim ben sizin” dese amma güleriz di mi?..
Bİ GÜLDÜM Bİ GÜLDÜM…
Ak Partili belediye başkanları meğer güle oynaya istifa
ediyormuş…
Kadir Topbaş istifaya zorlanmamış meselâ…
(Herhalde) Torunlarıyla oyalanacakmış bundan sonra…
Melih Gökçek (İstifa ederse.) belediye başkanlığından bıktığı için
görevi bırakacakmış (Herhalde)…
*
Kim diyor bunları?..
Dün gece CNNTÜRK’te Tarafsız Bölge’de Ahmet Hakan’ın konuğu olan Ak
Partili tartışmacıları söylediler…
Bi güldüm bi güldüm…
Allah ta onları güldürsün…
BİZZAT YAŞAYARAK ÖĞRENDİM.
Başarılı kumarbazların (Bilhassa pokercilerin) öngörülemez…
Başarılı devlet ve iş insanlarının ise öngörülebilir
olduklarını…
Bizzat yaşayarak öğrendim.