RTÜK Kabataş görüntüleri için ne dedi?
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeleri Kanal D'nin yayınlandığı görüntüleri yorumladı.
RTÜK Üyesi Ali Öztunç, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarıyla
Kabataş görüntülerinin kamu yararının konusu haline geldiğini
vurgulayarak, "Özel hayatın gizliliği ile ilgili olarak kişilerin
ortak yaşam alanı ve özel hayat alanı arasında bir ayrıma
gidilmektedir. RTÜK uygulamaları da bu yöndedir. Kabataş
görüntüleri ile ilgili olarak Üst Kurul gündemine gelen herhangi
bir ihlal raporu yoktur. Kabataş görüntülerin yayınlanması kamusal
habercilik anlayışının bir gereğidir" dedi.
Gezi Parkı olayları sırasında Kabataş'ta Z.D. isimli bir kadın
vatandaşa yönelik şiddet iddiaları uzun bir süredir kamuoyunu
meşgul ederken, Taksim Gezi Parkı protestoları nedeniyle birçok
iddia da ortaya atılmış, bu iddialar siyasi partilerin
mitinglerinde siyasi bir söylem malzemesi haline gelmiş ve
gazetecilik mesleği de bu tartışmalar çerçevesinde ciddi
saldırılara uğramıştı.
Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut
Dursun da Gezi Parkı olayları sırasında Kabataş'ta yaşananlara
yönelik güvenlik kamera görüntülerinin yayınlanmasını
değerlendirirken, "Özel hayatın gizliliği ilkesinden hareketle
kişinin bilgisi olmadan çekilmiş olan bir görüntünün eğer bir
kamusal fayda yoksa yayınlanmaması gerekiyordu" dedi.
ANKA'nın sorularını yanıtlayan RTÜK Üyesi Öztunç, "Kabataş olayının
görüntülerinin yayınlanması ihlal midir?" sorusu üzerine, "Başbakan
Recep Tayip Erdoğan, yapmış olduğu çok sayıda toplantıda,
Kabataş'ta gerçekleşmiş olduğu iddia edilen saldırıyı kınamıştır.
Başbakanın bu açıklamalarıyla, Kabataş görüntüleri kamuya malolmuş
ve kamu yararının konusu haline gelmiştir. Söz konusu konuşmalarda
ve yapılan tartışmalarda saldırı iddiaları mahkeme kararı ve kesin
delillerle ispat edilmiş gibi ortaya konulmuş ve kamuoyunda bu
yönde bir algı oluşturulmuştur. Bir kadının başta taciz iddiaları
olmak üzere saldırıya maruz kaldığı iddialarının "beyanının esas'
kabul edilmesi ilkesi çerçevesinde kamuoyu ve medya tarafından
hassasiyetle takip edildiği 8 aylık süre sonunda ise bu iddiaları
çürütebilecek nitelikte görüntüler ortaya çıkmıştır. Bu
görüntülerin yayınlanması kamusal habercilik anlayışının bir
gereğidir" dedi.
Öte yandan İzmir'de Gündoğdu meydanında çevik kuvvet polislerinin
sahildeki betonlar üzerinde oturan genç kızlara yönelik orantısız
tekme Tokat şiddet görüntülerinin de medya tarafından aynı kamusal
habercilik anlayışı çerçevesinde yayınlandığına işaret eden Öztunç,
şunları kaydetti:
"Söz konusu şiddete maruz kalan kadın vatandaşlarımızın
görüntülerinin yayınlanmasının polisin orantısız şiddet
uygulamalarının önlenmesi noktasında yerinde bir tutum
olmuştur.
Özel hayatın gizliliği ile ilgili olarak kişilerin ortak yaşam
alanı ve özel hayat alanı arasında bir ayrıma gidilmektedir. RTÜK
uygulamaları da bu yöndedir. Buna göre kişilerin herkese açık olan
ve herkes tarafından izlenebilen yaşam olaylarının oluşturduğu
alandaki hareketleri ve görüntüleri özel hayatın gizliliği
kapsamında sayılmamaktadır. Kişinin başkalarının bilmesinden
rahatsız olmadığı bu alan sayı ve kişi olarak belirsiz kişilerin
görmesine, bilmesine, izlemesine açık olan yaşam olaylarını içerir.
Kabataş görüntüleri veya İzmir Gündoğan meydanındaki görüntüler bu
tarz görüntüler kapsamında ele alınabilir. Özel yaşam alanı ise
kişinin birlikte oturmak veya çalışmak gibi durumlar vesilesiyle
kendisine yakın olan kimselerle yaşam olaylarını ortaklaşa
paylaştığı alanı ifade eder.
Kabataş görüntüleri ile ilgili olarak Üst Kurul gündemine gelen
herhangi bir ihlal raporu yoktur. Konuyla ilgili raporlaştırma
olursa mevcut uygulamalarımız kapsamında gerekli değerlendirme
yapılacaktır. Söz konusu görüntüler veya başka görüntülerle ilgili
olarak özel hayatın gizliliği ilkesi kapsamında değerlendirme
kriterleri bu şekilde olup buna ilişkin karar bağlanmış birçok Üst
Kurul kararı resmi internet sitemizde yayınlanmış ve kamuoyu ile
paylaşılmıştır."