RTÜK bu haldeyken kimi kime şikayet edeceğiz?
RTÜK son günlerde akıl almaz kavgalar ile gündeme geliyor. Peki ekranları denetleyecek kurum bu haldeyken kimi kime şikayet edeceğiz?
RTÜK adı son günlerde sadece televizyonlara verdiği
cezalarla değil, kendi üyelerinin kavgalarıyla da gündeme
geliyor.
başlığı ile GAZETECİLER.COM manşetindeki haber tam da bu kavgalara bir örnek.
Herşey, Kanal A'daki bir programda söylenenlerle başlamıştı aslında. Sunuculuğunu Sadık Yalsızuçanlar’ın yaptığı, Sadık Alpsoy’un ise sürekli konuk olarak katıldığı “Resmi Tarih’ten Gerçek Tarihe” programında 20 Ekim günü söylenen sözler izleyicilerin RTÜK'e şikayetine yol açtı.
Programda, CHP’nin ülkeyi tek başına yönettiği yılların hukuksuzluk, yolsuzluk ve rüşvet olayları ile dolu olduğundan söz eden Sadık Alpsoy, "CHP’nin üst yönetiminin Nazi Partisi’nin üst yönetiminden bile daha fazla suça bulaştığını" söyledi ve ekledi: "Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşadan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınması karşılığında 900 bin lira rüşvet alındığına dair çok ciddi suçlamalar var. Bu suçlamalar Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsına kadar gidiyor araştırılması lazım."
Bu sözler kavgaların da fitilini ateşledi.
Şikayetleri değerlendiren uzmanların raporu RTÜK toplantısında gündeme gelince, CHP kontenjanından seçilen Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan, MHP kontenjanından seçilen üye Esat Çıplak ve BDP kontenjanından seçilen üye Ahmet Yıldırım “Atatürk’e hakaret var ceza verilsin” derken, Ak Parti kontenjanından seçilen 5 üye “Bu sözler hakaret değil” kararına vardı ve kanala ceza çıkmadı.
RTÜK üyesi Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan bunun üzerine sosyal medya hesaplarından RTÜK toplantısında olan biteni açıklamaya başladılar. Gazetecilerin sorularını yanıtladılar, RTÜK önünde bir basın açıklaması yaptılar...
Bu sefer de kanala ceza tartışması yerine RTÜK üyelerine ceza verilmesi tartışması başladı.
CHP'li üyeler Kurulun böyle bir yetkisi olmadığını, verilecek cezayı tanımadıklarını açıkladılar ama Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan'ın "RTÜK'teki gizli bilgileri dışarı sızdırdıkları ve bu nedenle üyeliklerinin düşürülmesi iddialarına" ilişkin başvuruyu görüşüp, oy birliğiyle alınan kararla Öztunç ile Demirkan'a kınama ve uyarı cezası verdi.
Sonunda yaşanan gerilim fiili bir kavgaya dönüştü. RTÜK’ün dün yapılan üst kurul toplantısına da kurulda sert bir tartışma çıktı. Öyle ki tartışmanın büyümesi üzerine RTÜK Başkanı Davut Dursun, özel kalemine telefon açarak, “Güvenliği gönderin” dedi. Muhalif üyeler, “Salona üst kurul üyelerinden başka kimse giremez” diye tepki gösterdi. Dursun, CHP’li iki üyeyi kastederek, “İkisini dışarı aldıracağım” dedi. Bu sırada özel güvenlikçiler de toplantı salonuna girdi. Ancak gerilimin düşmesi üzerine güvenlikçiler dışarı çıktı. Bu sırada kurum önüne polisin de gelerek önlem aldı.
RTÜK, izleyicinin ekranda ahlak, hukuk ya da toplumsal kurallara aykırı bir durum sergilendiğini düşündüğü zaman şikayette bulunması ve uzmanların rapor hazırlayıp, halkın temsilcisi olan TBMM üyeleri tarafından seçilen üyelerin de ceza verilip verilmemesine karar vereceğ bir kurul.
Yani izleyici yanlış olduğunu düşündüğü bir durumda, kendisinin temsicisi olanlara "bu yanlışa engel ol" diyor RTÜK sayesinde.
Ancak üyelerin birbiri ile kavga ettiği, yumruklaşma aşamasına geldiği, başkanın üyelerin kavgasını engellemek iin güzenliğe haber verdiği, anlamsızca gerilimlerin yaşandığı bir kuruma dönüşmüş durumda.
Peki ekranları denetleyecek kurum bu haldeyken izleyici kimi kime şikayet edecek? Bu soruya RTÜK üyeleri arasında yanıt verebilecek biri var mı?
başlığı ile GAZETECİLER.COM manşetindeki haber tam da bu kavgalara bir örnek.
Herşey, Kanal A'daki bir programda söylenenlerle başlamıştı aslında. Sunuculuğunu Sadık Yalsızuçanlar’ın yaptığı, Sadık Alpsoy’un ise sürekli konuk olarak katıldığı “Resmi Tarih’ten Gerçek Tarihe” programında 20 Ekim günü söylenen sözler izleyicilerin RTÜK'e şikayetine yol açtı.
Programda, CHP’nin ülkeyi tek başına yönettiği yılların hukuksuzluk, yolsuzluk ve rüşvet olayları ile dolu olduğundan söz eden Sadık Alpsoy, "CHP’nin üst yönetiminin Nazi Partisi’nin üst yönetiminden bile daha fazla suça bulaştığını" söyledi ve ekledi: "Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşadan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınması karşılığında 900 bin lira rüşvet alındığına dair çok ciddi suçlamalar var. Bu suçlamalar Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsına kadar gidiyor araştırılması lazım."
Bu sözler kavgaların da fitilini ateşledi.
Şikayetleri değerlendiren uzmanların raporu RTÜK toplantısında gündeme gelince, CHP kontenjanından seçilen Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan, MHP kontenjanından seçilen üye Esat Çıplak ve BDP kontenjanından seçilen üye Ahmet Yıldırım “Atatürk’e hakaret var ceza verilsin” derken, Ak Parti kontenjanından seçilen 5 üye “Bu sözler hakaret değil” kararına vardı ve kanala ceza çıkmadı.
RTÜK üyesi Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan bunun üzerine sosyal medya hesaplarından RTÜK toplantısında olan biteni açıklamaya başladılar. Gazetecilerin sorularını yanıtladılar, RTÜK önünde bir basın açıklaması yaptılar...
Bu sefer de kanala ceza tartışması yerine RTÜK üyelerine ceza verilmesi tartışması başladı.
CHP'li üyeler Kurulun böyle bir yetkisi olmadığını, verilecek cezayı tanımadıklarını açıkladılar ama Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan'ın "RTÜK'teki gizli bilgileri dışarı sızdırdıkları ve bu nedenle üyeliklerinin düşürülmesi iddialarına" ilişkin başvuruyu görüşüp, oy birliğiyle alınan kararla Öztunç ile Demirkan'a kınama ve uyarı cezası verdi.
Sonunda yaşanan gerilim fiili bir kavgaya dönüştü. RTÜK’ün dün yapılan üst kurul toplantısına da kurulda sert bir tartışma çıktı. Öyle ki tartışmanın büyümesi üzerine RTÜK Başkanı Davut Dursun, özel kalemine telefon açarak, “Güvenliği gönderin” dedi. Muhalif üyeler, “Salona üst kurul üyelerinden başka kimse giremez” diye tepki gösterdi. Dursun, CHP’li iki üyeyi kastederek, “İkisini dışarı aldıracağım” dedi. Bu sırada özel güvenlikçiler de toplantı salonuna girdi. Ancak gerilimin düşmesi üzerine güvenlikçiler dışarı çıktı. Bu sırada kurum önüne polisin de gelerek önlem aldı.
RTÜK, izleyicinin ekranda ahlak, hukuk ya da toplumsal kurallara aykırı bir durum sergilendiğini düşündüğü zaman şikayette bulunması ve uzmanların rapor hazırlayıp, halkın temsilcisi olan TBMM üyeleri tarafından seçilen üyelerin de ceza verilip verilmemesine karar vereceğ bir kurul.
Yani izleyici yanlış olduğunu düşündüğü bir durumda, kendisinin temsicisi olanlara "bu yanlışa engel ol" diyor RTÜK sayesinde.
Ancak üyelerin birbiri ile kavga ettiği, yumruklaşma aşamasına geldiği, başkanın üyelerin kavgasını engellemek iin güzenliğe haber verdiği, anlamsızca gerilimlerin yaşandığı bir kuruma dönüşmüş durumda.
Peki ekranları denetleyecek kurum bu haldeyken izleyici kimi kime şikayet edecek? Bu soruya RTÜK üyeleri arasında yanıt verebilecek biri var mı?