Romandaki o karakter Ahmet Hakan mı?

Oyuncu Başak Sayan'ın romanındaki kahramanlarından birinin gazeteci Ahmet Hakan olduğu konuşulurken detaylar hayli ilginç...

'Aşk ve Baştan Çıkarma Üzerine' başlığı taşıyan bir kitap ilgi çeker kuşkusuz, hem bu kitabı güzel ve 'Yaprak Dökümü'nün başarılı oyuncusu Başak Sayan yazarsa; hem de içine ustalıkla ve son derece özel bir aşk hikayesi sıkıştırırsa elbette gündemi meşgul edecektir. Başak Sayan'ın kitabı filozofların aşk, ihanet, aldatma, ilişkiler konularındaki fikirlerini özetlerken, her özetin ardı sıra kendi özelinde yaşadığı iki aşk tüm içtenliğiyle anlatılmış. Hikayenin kahramanlarından birinin gazeteci Ahmet Hakan olduğu konuşulurken; Sayan ismi doğrulamasa da veriler başka bir hedef göstermiyor. Çünkü kitaptaki Altan karakteriyle Ahmet Hakan ziyadesiyle benzer özellikler taşıyor. Sayan ve Hakan arasında ne yaşanmış olursa olsun netice itibarıyla ortada güzel bir kitap ve kitabın arka kapak yazısının imzasına bakarsak da pek sıcak olmasa bile hala 'ılık' bir dostluk var.

ELİF AKTUĞ-Akşam

- 'Başak'tan böyle bir kitap beklemezdim' demiş Hıncal Uluç, sana iltifat mı etmiş acaba?
Bunu diyen çok oldu, iltifat mı hakaret mi anlayamadım (gülüyoruz). Beni yakından tanıyanlar pek şaşırmadılar, entelektüel birikimimi ve uzun yıllardır yazdığımı biliyorlar, daha az tanıyanlarıysa şaşırttığım doğru.

- İnsanların takıldığı nokta nedir sence, güzel bir kadının kitap yazması mı?
Doğru, güzel kadından zeki olması beklenmediği için tuhaf karşılıyorlar. Zaten bu kitabı yazmaya başladığımda bu tarz tepkilerin geleceğini, olayı magazinleştirmeye çalışacaklarını biliyordum. Zaten o yüzden kitaba küçücük bir resmimi koydum, insanların önyargıları kitabı okuduktan sonra gidebilirdi ancak. Nitekim geri dönüşler bana büyük mutluluk verdi.

- Kitaptaki hikaye senin başından geçenler mi?
Evet hepsi doğru, iki erkeğin ismi dışında.

- Hikayedeki kadın kim tarafından baştan çıkarılıyor?
Altan karakteri tarafından baştan çıkarılıyor. İlk başta çok da arzu ederek başlamadığı ve belki de sığınmak için başladığı ilişkisinde baştan çıkarılıyor.

- Farklı bir yöntemle değil mi?
Gurur, özgüven ve egoyla. Kadınları çok iyi çözmüş biriydi. Kadın karakter ayrılmaya gidiyor çünkü hayatının en büyük aşkı geri dönmüş. Altan'a gidiyor ve Altan kadının ses tonundan ve konuşma şeklinden her şeyi anlıyor.

- Bir erkek sevgilisine böyle bir durumda bağırır, belki hakaret eder, bir şey söyler ama Altan ayrılığı son derece normal kabulleniyor?
Aslında içinden öyle hissetmiyor ama gurur o kadar ön planda ki. Zaten öteki türlü olsa ve sahip çıksa ayrılmazdı belki de. Altan'ın orada öyle davranması gerekiyordu, öyle de yaptı. Serinkanlı bir uzaklıkla sıcak bir yakınlık kurdu.

KISKANÇLIK AŞKI TETİKLER
- Aşkı nasıl yaşar bir insan bu taktiklerle?
Aşkın tek bir tarifi var, karşındakiyle duygusal doyum sağlamayacaksın. O doyuma ulaşabilme umuduyla bağlanıyorsun zaten.

- Altan'ın aksine Cihan karakteriyle kıskançlık düzeyi gayet yüksek bir aşk yaşıyorsun, nasıl katlanıyorsun bu denli kıskançlığa?
Çok aşık olmuştum Cihan'a ve hiç bunları hesaplamamıştım. Elbette bu kadar kıskançlıkla başlayan şiddetli bir aşk benim hayatıma sekte vuracaktı, vurdu da.

- Kitabın bittiği yerde hikaye başka bir noktaya doğru devam ediyor, ikinci kitap olacak mı?
İkinci ve hatta üçüncü kitap gelecek. 

- Altan, kadına 'gitme kal' deseydi ne olurdu?
Yine giderdi çünkü aklı en büyük aşkındaydı. Onca acıdan sonra Cihan geri dönmüştü. Ne olursa olsun şansını denemek isterdi. Altan çok zeki bir adam, anladı ne olduğunu ve bıraktı.

- Belki de Cihan'ı sen terk etmek istedin?
Ama bunlar aşkı besleyen şeyler, inişler, çıkışlar, dargınlıklar, küsmeler, kavuşamamalar, gel-gitler, fırtınalar, kıskançlıklar...

- Sen de onu kıskandın mı?
Benim kıskanmam için fırsat kalmıyordu, tüm hayatı, neredeyse aldığı nefes bana odaklanmıştı. Beni kıskandıracak bir şey de yapmadı.

- Öte yandan Altan'ı kıskandın, çelişki değil mi?
Çünkü Cihan o kadar yoğun bir kıskançlıkla tepemdeydi ki, ister istemez emin oluyorsun ondan. Dünyada sadece ikiniz varsınız. Ötekiniyse sevmek için fırsatlar arıyorsun ve karakter baştan çıkarıldığının farkında değil. Kitapta anlattığım gibi bir gece gelen telefonla her şey değişiyor.

- İkisi de kitabı okudular mı, tepki aldın mı?
Okumuşlardır, bilmiyorum. Bir tepki almadım.

- Kitabın arka kapağında Hıncal Uluç ve Ahmet Hakan'ın yorumları var, ikisi de kitabın tamamını okuyarak mı yorum yaptı?
Tamamını okudular.

- İçeriğe karışsalardı, çıkartmanı istedikleri bölümler olsaydı?
Kıyamazdım çıkartmaya ama dinlerdim onları.

ALTAN, AHMET HAKAN MI?
- Magazine yansıyan fotoğraflarınızdan ötürü Ahmet Hakan ile bir dönem sevgili olduğunuzu biliyoruz, kitaptaki Altan karakteriyle de çok benzer tarafları var. Kitaptaki Altan karakteri Ahmet Hakan mıydı?
(Gülüyoruz) Benim yaşadığım tek ilişki Ahmet Hakan'la değildi, o dönem arkadaşlık ettiğim başkaları da vardı. Belki basına yansıdığı için böyle düşündünüz. Yorum yapmam doğru olmaz.

- Biz yorum yapmış olalım o halde, Ahmet Hakan'ın evinin detaylarını kitapta tarif edilenle kıyaslattım bu arada, kaldı ki fiziksel özellikleri de benziyor, bana kızma ama tekrar soracağım. Altan, Ahmet Hakan mıydı?
Yayın yönetmeniniz Özlem Akalan senin ne kadar iyi röportaj yaptığını söylemişti zaten yazılarını da hep takip ediyorum. Bence çok iyi bir gazetecisin.

- (Gülüyoruz) Canım benim, o halde hemen konuyu değiştireyim, kitabınla her yaştaki kadınlar için bir sorumluluk yüklenmiş oldun bana kalırsa, sen hissettin mi bu sorumluluğu?
Zaten bu yüzden yazdım. Olay bir yandan güzel kadının kitap yazması hadisesini de temsil ediyor ama öte yandan kitabı yazarken düşündüğüm şey, sadece ilişkilerle alakalı olmamasıydı. Baştan çıkarma yöntemlerini de anlatıyorum.

- Baştan çıkarmayı nasıl anlatıyorsun, iyi bir şey midir, tavsiye eder misin (gülüyoruz)?
Baştan çıkarmak genel anlamıyla kullanılması gereken bir kavram değil. Sen köşe yazılarında okuyucularını baştan çıkarıyorsun mesela.

HEP NEGATİF İLİŞKİLER YAŞADIM 
- Kafa karıştırmak, kurcalamak, yoldan çıkarmak mı demek istiyorsun?
Baştan çıkarmak; karşındakinin düşüncelerine hükmetmek demek aslında. Düşüncelerini yönlendirebilmek demek. Kendi düşüncelerini onlara empoze etmek ama bunu sanki kendi düşünceleriymiş gibi hissetmelerini sağlamak. 

- Sen baştan çıkarmak derken son derece ustalık isteyen başka bir şeyden söz ediyorsun...
Doğru, zaten benimki bir araştırma kitabı, tamamen benim düşüncelerimden oluşmuyor ki. Hayatım boyunca negatif ilişkiler yaşadım, sadece kadın-erkek anlamında değil, kız arkadaşlarımla da ailemle de hatta iş ilişkilerimde de. Her şeyi deneye, yanıla öğrenirken bir yandan da yaşadıklarımın felsefesini yaparım; böyle bir yanım var, hep 'neden' diye sorarım.

AŞK TUTKUYLA DEĞİL KUŞKUYLA BÜYÜR
- İkili ilişkilerde en büyük  problem nedir sence?
Fazla iletişim, çok fazla beraber olunuyor, her dakika telefon etmek, her şeyden haberdar olmak, haberdar etmek iyi değil. Merak ya da özlem kalmıyor. O yüzden günümüz aşkları kısa sürüyor, verimsiz oluyor, tutkuyla karıştırılıyor. İlişkide engel olması gerekir. Her aşk kuşkuyla başlar endişeyle büyür.


- Aşk acısını da çok samimi anlatmışsın?
Anlattığım durumu birebir yaşamıştım.   O kadar acı çekiyordum ki, o kadar şiddetliydi ki, öleyim istiyordum.

- Karşısındakini tanıdıkça mı aşık olur insan?
Hayır, aşk tanımadan olur, tanıdıkça arkadaş olursun. Tanıdıkça aşktan soğuyabilirsin de. Çok yakınlık aşkı öldüren bir şey.

BEDELLER SONUCUN DEĞERİNİ ARTIRIR
- Bu kitap bir proje miydi, içeriği kurgulandı mı?
Tamamen benim başımın altından çıktı (gülüyoruz). Uzun zamandır yazıyorum ama yayınlatmak gibi bir düşüncem yoktu. Bir gün Sayım Çınar'a okuttum yazdıklarımı, fikrini almak istedim. Çok beğendiğini söyledi, ardından GOA Yayıncılık'a götürmüş yazıları. Hemen aradılar, bir araya geldik ve kitaba karar verdik. Ben sadece o güne kadar düzensizce yazdığım yazıları toparlamak zorunda kaldım. O zamana kadar sabah kalkıp da 'Bugün 3 ile 5 arası yazı yazacağım' dememiştim, sistemli çalışarak altından kalktım.

- İlk yazdığın hali bu muydu?
Aynen böyleydi, yalnızca Hıncal Uluç 'Filozoflardan önemli sözleri kutucuk olarak eklesen iyi olur' dedi. Ben de öyle yaptım.

- Hayat sana nelere mal oldu?
Hayat herkese çok şeye mal olur zaten. Bir bedel demiyorsanız eğer, iyi ya da kötü, az ya da çok, sonucu daha az kıymeti olur. Ben oyunculuğa başlarken çok bedeller ödedim, uzun zaman babamla konuşmadık.  Bedeller acıdır ama  sonuca kolayca ulaşılırsa anlamı kalmaz.

- Bu arada hayatı öğreniyoruz ama.


En büyük dert ortağım annemdir, ona 'Anne neden bu kadar çok sıkıntılı ilişki yaşadığımı öğrendim' dedim. 'Neden' diye sordu. 'Yaşamasaydım araştırmayacaktım, araştırmasaydım yazmayacaktım ve ortaya kitap çıkmayacaktı'... Annem bakış açıma hayran olduğunu söyledi (gülüyoruz).