ROK: Ahmet Taşgetiren kendini aşırı önemsiyor!
Ahmet Taşgetiren-Rasim Ozan Kütahyalı polemiği tam gaz sürüyor... ROK, Taşgetiren'in "aşırı hissi ve komplocu ruh haliyle yazdığını" savundu...
Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı (ROK) ile Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren arasındaki "Türk Aydını" Türk Eliti" polemiği tam gaz sürüyor...
Bugün cevap sırası Rasim Ozan Kütahyalı'daydı...
"Ahmet Taşgetiren'i üzmek istemem ama kendisi de şu an aklıyla değil hisleriyle hareket eden ve kendini aşırı önemseyen tepkisel bir psikolojide" diyen ROK, "Kendisine yakışmayan o çirkin sözleri ve imaları da bu aşırı hissi ve komplocu ruh hali yüzünden gayriihtiyari ifade ediyor" ifadelerini kullandı.
"Taşgetiren ve bazı isimlerin dile getirdiği 'Küskün Hayırcı' dindarlar denilen kitlenin çok yüksek olduğunun doğru bir bilgi olmadığını" savunan ROK, şöyle devam etti: "Medyada konumunu ve gücünü kaybettiği için bir kısım AKP'li yazar buna inanmak istiyor..."
İşte Rasim Ozan Kütahyalı'nın o cevabı:
YÜZDE 51.4 NASIL YÜZDE 60 OLUR?
Türk aydını denen ortalama şahıs çok büyük çoğunluğu itibariyle aklıyla değil duygularıyla hareket eden çocuksu bir insan tipidir maalesef. Pazar ve pazartesi ortaya koyduğum gibi ekonomik ve sosyal seviye olarak bizden çok daha kötü durumda olan ülkelerin aydın sınıfından bile çok geri durumdadır Türk entelijansiyası...
***Küresel düzlemde mukayese edildiğinde akademik ve
entelektüel elitleri itibariyle dünyanın en berbat durumdaki
ülkelerinden biri olduğumuz gerçeğini kabul etmek
zorundayız.
En çok atıf yapılan 500 hatta 1000 bilim adamında bir Türk
yok ama bizim sözde elitlerin-aydınların aşağıladığı ülkelerden
gerçek elit beyinler o listede var. Tüm bu aydın ve elit sefaleti
tablosuna rağmen bizde hem laik hem muhafazakâr aydınlar ve elitler
kendilerini aşırı önemserler ve ülkeyi yöneten siyasetçiler
tarafından önemsenmeyince de çocuk gibi küserler, aşırı hissi ve
tepkisel bir ruh haline girerler. Son dönemde yaşadığımız manzara
da aslında bundan ibarettir.
Medyanın ve akademinin Babıali döneminden günümüze kalma
hastalıklarıdır bunlar maalesef...
Ahmet Taşgetiren'i üzmek istemem ama kendisinin de şu an
aklıyla değil hisleriyle hareket eden ve kendini aşırı önemseyen
tepkisel bir psikolojide olduğunu düşünüyorum.
Bu teşhisime de alınmayıp üzerine sakince düşünmesini rica
ederim. Tevazu sahibi olgun ve akıllı bir münevvere yakışan
budur.
Kendisine yakışmayan o çirkin sözleri ve imaları da bu aşırı
hissi ve komplocu ruh hali yüzünden gayriihtiyari ifade ediyor.
Oysa ben hem Kemal Gözler hem kendisinin analizlerinin
çok yanlış olduğunu son derece nazik bir üslupla ifade
ettim...
Elbette yüzde 48'i anlayalım çağrısı haklıdır, buna hiçbir
akıl sahibi itiraz edemez ama Taşgetiren'in yüzde 48 analizlerinin
de isabetsiz olduğu kanaatindeyim. Türkiye'de bütün araştırma
şirketleri söylüyor ki yüzde 39-40 civarında sol ve sağ Kemalist
bir taban var.
Yani sağ-Kemalistler namaz kılıp oruç bile tutsa bunları
Taşgetiren'in anladığı bağlamda muhafazakâr saymak imkânsız. O
yüzde 40 vatandaşımız bir şekilde Kemalist sistemin devamından
yanaydı ve ne yapılsa evet vermeyeceklerdi.
2019 seçiminde de Erdoğan'a yine asla oy vermeyecekler. Tüm
araştırmalar bunu ifade ediyor...
Öte yandan Taşgetiren'in ve bazı gazetecilerin hep yazdığı
küskün Hayır'cı dindarlar denilen kitlenin çok yüksek olduğu doğru
bir bilgi değil. Elbette öyle insanlarımız var ama bilimsel
rakamlar böyle büyük bir kitle olduğunu söylemiyor. Medyada
konumunu ve gücünü kaybettiği için bir kısım AKP'li yazar buna
inanmak istiyor. Erdoğan'a da bu büyük kitlenin sözcüsü gibi
kendilerini sunup gözdağı verdiklerini düşünüyorlar.
Maalesef onlar da hissi ve histerik davranıyor.
Çok rahatsız oldukları kimi Twitter trollerinden farksız bir
duygu fırtınası ve Erdoğan takıntısı içindeler. Benim dün yazdığım
ve Sabah'ın birinci sayfasından anonslanan kritik yazımı Taşgetiren
ve bu arkadaşlar yeniden dikkatle okumalı. Erdoğan orada bizzat AK
Parti'nin siyasi kimliğini anlatıyor. Bu kimliği destekliyor
musunuz desteklemiyor musunuz?
Mesele budur...
Elbette 51.4 oy daha artabilir ve eğer doğru politikalar
uygulanırsa yüzde 59-60'ın Erdoğan'a 2019'da özellikle ikinci turda
oy verme potansiyeli yüksektir. Fakat 2019'da Erdoğan'ı
destekleyecek esas kitle Kürt yurttaşlarımızdır.
Kazanmamız gereken büyük kitle Kürtlerdir. Zaten 2014'te de
ikinci tur olsa Kürtlerin tüm desteğiyle Erdoğan yüzde
59-60 alacaktı. Tüm araştırma şirketleri bunu
söylüyordu.
Erdoğan ihtilalini samimi olarak destekleyen yazarlar yanlış
analizler yapmak yerine Kürt meselesi ve önümüzdeki dönem üzerine
yeniden düşünürlerse hem kendileri hem Türkiye için daha isabet
olur...