Rojin yerine Serdar Turgut dağa kaldırılırsa!

Salih Tuna, Serdar Turgut'un Rojin yazısını 'iyi niyetli bir mizah' olarak açıklayanları eleştirmiş bugün. Ve alternetif bir espri yapmış. Başlığa bakın!

GAZETECİLER.COM

Serdar Turgut'un Rojin üzerinden kaleme aldığı muhteşem mizah yazısı(!) Akşam'ın ve Turgut'un özür dilemesiyle kapanır sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yeni Şafak yazarı Salih Tuna meselenin 'mizah' olarak açıklnamasını eleştirmiş bugün. Biz yazacaktık aslında ama Tuna'yı okuyunca vazgeçtik. Gerekeni ziyadesiyle

"Serdar Turgut, “PKK teröristi olmadığıma pişmanım” başlıklı yazısında, “Bugüne kadar hoşlandığım PKK'lı bir kadın henüz görmedim ama olsun. Dağda bulamazsam da bir hücre oluşturup, şehri basıp Rojin'i dağa kaldırıverirdim olur biterdi…” demişti.

Devamında da, “Düşünsenize; yıllarca dağda keyif hayatı süreceğim, dağa kaldırıp seks kölem haline getirdiğim Rojin ile yaşayacağım…” gibi müstekreh ifadeler kullanmıştı.

Sonuç itibariyle…

Rojin hem bir kadın olarak, hem de etnik kimliğinden (Kürt) ötürü tahkir edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Akşam gazetesi de özür diledi zaten.

İyi güzel de, mezkur gazetenin hanım hanımcık yazarı Nagehan Alçı'ya ne oluyor?

Serdar Turgut'u anlamak için onun dünyaya baktığı “mizah penceresi”ni bilmek gerekiyormuş da, iyi niyetliymiş de…

Ne demek iyi niyetli?

Kötü niyetli olsaymış, Rojin'i “bilfiil” dağa mı kaldıracaktı yani?

Ayrıca, söz konusu yazı hakkında, “onun müthiş mizah yeteneğinden çıkmıştı yine ama bu kez birçok insanı güldürse de Rojin'in canını fena yaktı…” demek de ne oluyor?

Rojin'in canını fena yaktığını ifade ettiği “mizahın” birçok insanı güldürebileceğini nerden biliyor?

Çevresinden mi, arkadaşlarından mı, kendinden mi? Kimden?

Bizim bildiğimiz, bir insanın “canının fana yanmasına” normal bir insan evladı gülmez.

Bir de, dağa kaldırılıp seks kölesi olarak Rojin yerine kendisinden bahsedilseydi, yine “onun müthiş mizah yeteneğinden çıkmıştı” diyecek miydi?

Bu kadar hoşgörülü olacak, böylesine “ortopedik” takılacak mıydı?

Nagehan Hanım kusura bakmasın ama bu “dağa kaldırma” işinden “mizah” çıkmaz.

Serdar Turgut dağa kaldırılıp Oray Eğin haline getirilseydi, hadi neyse.

Kim Ki-Duk'ın “Tıme” filmindeki estetik ameliyat teknolojisinin dağ başında bulunmasından bir Zucker Biraderler parodisi tadı alabilir, belki gülerdik.

Lakin bu operasyon Serdar Turgut'un hoşuna giderse gülerdik; “canı fena yanarsa” üzülürdük tabii."