Reşat Petek

Dosyayı soruşturan Savcı gizli tanığın verdiği bir ifadeden yola çıkarak Özal’ın Levent Ersöz tarafından öldürtüldüğü iddiasıyla yargılanmasını talep etti.

Adı Reşat Petek...

Emekli Cumhuriyet Baş Savcısı…

Aynı zamanda da hukuk profesörü (imiş)…

Onu çok sık olarak ekranda “Hukukçu” kimliğiyle görüyoruz.

Ama bugüne kadar bir kere bile Sayın Petek’in hukukun yanında yer aldığına tanık olmadık.

Bir gün de ideolojinizi değil, hukuku savunmadı Petek Hoca...

Yine de gelecekte belki bir gece ekranda tarafı olduğu ideolojiden değil evrensel hukuktan yana bir "gerçek hukukçu" olarak görme umuduyla bekleyelim…

Reşat Bey dün gece CNNTÜRK’te, Özal’ın zehirlenerek öldürüldüğü; failin de (azmettirici) Ergenekon davası tutuklu şüphelilerinden emekli General Levent Ersöz olduğu tartışmasında Ahmet Hakan’ın konuğuydu…

Dikkat lütfen!..
Dosyayı soruşturan Savcı gizli tanığın verdiği bir ifadeden yola çıkarak Özal’ın Levent Ersöz tarafından öldürtüldüğü iddiasıyla yargılanmasını talep etmişti. 
Tartışma konusu Özal'ın zehirlenip zehirlenmediği değildi çünkü Reşat Petek ve Ekrem Pakdemirli merhumun zehirletildiğinden emindiler(!)...
Karşılarında yer alan iki avukat ise aksini iddia ediyorlardı...

Savcı iddianamesinde gizli tanık ifadesinde yer alan ve Levent Ersöz tarafından söylendiği iddia olunan (dikkat!.. Bu defa kaset kaydı bile yok sadece iddia var), “Biz istersek cumhurbaşkanlığı yapmış birini karısına bile zehirleterek öldürtebiliriz” deyişini değiştirip, “Biz istersek bir cumhurbaşkanını zehirleyerek öldürebiliriz” diye yazmıştı…

Hem moderatör Ahmet Hakan ve hem de iki avukat bunun bir yargı skandalı olduğunu iddia edip adeta delirme noktasına geliyorlardı; haklı olarak...

Neden?..

Çünkü “cumhurbaşkanlığı yapmış birini karısına” cümlesinin içinde “Özal” adı geçmiyordu…

Cumhurbaşkanlığı yapan herhangi biriydi söz konusu…
Ve daha da kötüsü; Savcı bu muğlak ifadeyi iddianamesinden çıkarıp yerine “Biz istersek bir cumhurbaşkanını zehirleyerek öldürebiliriz” ifadesini monte ediyordu... 

Yarın bir gün, Petek’in bir süre yakınında bulunmuş ve zaman zaman onun tarafından azarlanmış, belki de aşağılanmış, hayal gücü yüksek bir çalışanı savcılığa gidip Reşat Bey’le ilgili bir takım "yüz kızartıcı" suçlar kurgulasa ve şikâyetçi olsa; savcılık da Petek’in ifadesini alıp kovuşturma ve suçlu olduğu iddiasıyla hapis cezasıyla tecziyesi talebiyle mahkemeye başvursa acaba sayın Petek ne yapar?..

Böyle bir durumda ailesi nasıl bir acı çeker hiç düşündü mü?..

Yani; tutuklu, kendisini savunma imkânı da olmayan bir emekli general salt sosyal ve siyasi düşünceleri yüzünden; bir başka siyasi ve sosyal ideoloji tarafından ve salt küçük düşürülmek, itibarsızlaştırılmak amacıyla yargının zulmü altında inletiliyorsa buna hiçbir vicdan dayanamaz…

Reşat Bey diyor ki “savcı zaman aşımını kesmek istedi”

Peki ama Levent Ersöz’ün şahsiyetindeki aşınma ne olacak sevgili sabık savcı?..

Hukuk insanların ortada kesin şüphe olmadığı gibi ikna edici bir kanıt da olmadan rezil edilmesine yarayan bir kurum mudur?..

Sevgili Petek, hiç kimse “Turgut Özal merhumun öldürülüp öldürülmediği araştırılmasın, soruşturulmasın, kovuşturulmasın” demiyor…

Sorulan şu:
"Hakkında bırakın kesin şüpheyi, şüphe bile olmayan emekli general Levent Ersöz’ün savcının iddianamesiyle itibarsızlaştırılması, bir eski cumhurbaşkanını öldürtme suçlamasıyla cezalandırılmasının talep edilmesi; yani cinayetle suçlanması size göre ahlâki bir davranış mı?.."

Reşat Bey burada hukuk ahlâkının değil, ideolojik aklının etkisi altında kaldı...
Bu kadar açık bir konuda hukukun değil de ideolojisinin eatkisiyle yaptığı savunmayla da kaybetti…