Reha Muhtar'ın kime röportaj borcu var?

Gazeteciler.com için röportaj verdiği Memduh Bayraktaroğlu ile Vatan yazarı Muhtar bakın neden bir daha buluşacak.

GAZETECİLER.COM - Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar, bugün köşesinin önemli bir bölümünü, gazeteci-yazar Memduh Bayraktaroğlu'nun kendisiyle yaptığı röportaja ve Bayraktaroğlu'nun son kitabı "Harputlu Azize"ye ayırdı. 

Bayraktaroğlu ile GAZETECİLER.COM sitesi için yaptığı röportajın teknik bir sorun yüzünden silindiğini öğrenen Muhtar,  Bayraktaroğlu ile "evreni, görünmeyen şifreleri ve şifrelerin hayatı nasıl etkilediğini" konuşmaya çalıştıklarını anlattı.

Muhtar yazısında okurlarına silindiği için "yeni bir röportaj borçluyum" dediği Bayraktaroğlu'na söylediği yaşam felsefesini okurlarıyla da paylaştı: 

"Kafanızın içinden, hayatta sizi engellemeye çalıştığını düşündüğünüz kişileri silip atın...

Onların sizin enerjinizi ve kafanızın içini yönetmesine izin vermeyin...

Bir süre sonra sizi kimsenin engelleyemediğini görecek ve şaşıracaksınız...

İŞTE MUHTAR'IN BAYRAKTAROĞLU İLE KONUŞMASINI ANLATTIĞI YAZISI

"İstanbul'daki son günlerimdi...

Gazeteci-yazar ve ekonomist dostum Memduh Bayraktaroğlu İstanbul'a gelmişti...

İki kez buluştuk...

Birinde sohbet, ikincisinde benimle röportaj yapmak için "Gazeteciler.com sitesi için..."

Her İstanbul'a gelişinde uzun sohbetlerimiz oluyor...

Bana gazetecilik yaşamımda fazla bilgi sahibi olmadığım ancak bütün davranışların akışına egemen olan "para" dünyasının pencerelerini açıyor...

Gazetecilik yaparken, fazla ideolojik takılırız biz...

İdeolojilere, fikirlere, siyasete olan düşkünlüğümüz, olayların arkasındaki gerçek saik olan "para" unsurunu görmemizi engeller...

Memduh Bayraktaroğlu, Tansu Çiller'e danışmanlık yapmış bir iktisatçı-gazeteci-yazar...

Onla konuşurken, "Hep siyasi davranışların, tavırların ve bağlantıların arkasındaki para saikinin pencereleri açılmaya başlar" gözümde...

O zaman bütün süreçleri ve olayları birleştirip anlamaya başlarım ben...

***

Son buluşmamızda, "Seninle bir röportaj yapmak istiyorum" dedi bana...

- "Fakat röportaj siyasi konularda olmayacak... Seninle hayatı, aşkı, ilişkileri, çok önem verdiğim kuantumu ve yaşam bilgeliği üzerine düşüncelerini konuşmak istiyorum..." dedi...

Bir sürü şeyi aynı anda yetiştirmeye çalıştığım günlerdi...

Fakat dostumu bu şartlarda da atlatmam söz konusu olamazdı...

- "Merak etme Bodrum'a gitmeden mutlaka görüşeceğiz..." dedim...

Geçen Cuma buluştuk...

Benimle röportaj yapacaktı cep telefonunu kayıt için masaya koydu...

***

O anda aklımıza geldi, yazdığı ve yeni çıkan kitabı...

- "Hay Allah..." dedi, "Sana kitabı getirmeyi unutmuşum... Arabada kalmış kitap..."

"Aşk Tehcir Dinlemez... Harputlu Azize..." diye gerçek olaylardan esinlenen bir aşk romanı yazmıştı...

Hazreti Muhammed'in ilk eşi Hazreti Hatice'nin bir Musevi ailesinin kızı olduğunu belirten kitap, onaltıncı kitabıydı Memduh Bayraktaroğlu'nun...

- "Müsaade edersen arabadan bir aldırayım da sana vereyim kitabı..." dedi,

- "Sonra röportaja devam ederiz..."

- "Memnuniyetle..." dedim, o ana kadar yaptığımız röportajı kestik, görevli çocuğun arabadan kitabı alıp getirmesini bekledik...

Kitap gelince imzaladı ve verdi...

- "Google'a bir gir, hiçbir kitabımdan bahsedildiğini görür müsün?.." dedi bana...

- "15 kitap çıkardım bugüne kadar; tek bir kelime bahsetmediler, medyadaki örgütlenme..."

***

Nasıl bir yazar olduğunu, 46 yıllık aşkı karısıyla Urla'da sabah 06'dan itibaren nasıl bir disiplinle yazı yazma işine girdiğini biliyorum...

Keskin bir zekası, olayları okurken kimselerin görmediği ve görmek istemediği yerlere dokunan bir sezgisi vardı...

Fakat "şansızlıkların yakasını bir türlü bırakmadığını" düşünüyordu...

Bu düşünce onda, bir inanç haline gelmişti...

Kalemi değme yazarlara taş çıkartırdı...

Zekası, sezgisi ve bilgisi "benim" diyen gazeteciye tur bindirirdi...

Ancak o "beyninde ve ruhunda oluşan kırılgan yapı" ona yazdıklarının daha baştan "raflarda en çok satanlar listesine" girmeyeceğini düşündürüyordu...

***

Onunla röportajda "evreni, görünmeyen şifreleri ve şifrelerin hayatı nasıl etkilediğini" konuşmaya çalıştık...

Uzun sürdü röportaj...

Bittiğinde "bir dostuma görevimi yerine getirmiş olmamın iç huzuruyla" kendi koşuşturmamın içine daldım...

Ertesi günü telefon geldi...

Beni arıyordu...

Telefonu açtım...

- "Ne olduğuna inanamazsın..." dedi...

- "Dünkü röportaj esnasında kitabı alması için teybi kapattık ya... Yeniden açtığımızda yanlış bir şey yapmışım, röportajın büyük bölümü silinmiş gitmiş... Görüyor musun şansızlığı?.."

***

Merak etmemesini söyledim...

Nasıl olsa yapardık...

Dün Harputlu Azize kitabının gazeteciler.com'daki röportajını okuduğumda, fark ettim ki sevgili dostum, bu denli keskin zekasına, inanılmaz sezgilerine ve Türkiye'de olan biten olayların perde arkasını süzebilen derin bilgi birikimine karşın, "birilerinin hep kendisini engellediğini" düşünmekte...

Muhtemelen öyledir...

Fakat engellediğini düşündüğü kişileri kafasından çıkartıp atarsa, onlar bir daha dostumu engelleyemez konuma düşerler...

Aslında onunla yaptığımız röportajda söylemeye çalıştığım gerçek de buydu...

***

Kafanızın içinden, hayatta sizi engellemeye çalıştığını düşündüğünüz kişileri silip atın...

Onların sizin enerjinizi ve kafanızın içini yönetmesine izin vermeyin...

Kendi gücünüze, kalbinize ve ilhamlarınıza güvenip bildiğiniz yolda ilerleyin...

Bir süre sonra sizi kimsenin engelleyemediğini görecek ve şaşıracaksınız...

Onların durumu ise hiç iyi görünmeyecek gözünüze...

Abdulkadir Selvi: İmamoğlu’nun diploması iptal edilir mi Hadi Özışk canlı yayında bombayı patlattı: İmamoğlu dosyası raftan hiç inmedi Ahmet Hakan: Erdoğan’ın hak ettiği bir övgü Ali Karahasanoğlu: Hastayım hakim bey, duruşmayı erteleyin CHP'de Özgür Özel'den üçlü görüşme çıkışı! Hadi Özışık'tan dikkat çeken açıklamalar Salih Tuna: Bu silaha yenildin mi kazanamazsın