Reha Muhtar hangi TV kanalı'na çok kızdı?
Reha Muhtar'ın adını vermediği ve fena halde köpürdüğü TV kanalı ve programı açıklıyoruz...
GAZETECİLER.COM -
Reha
Muhtar, medyafaresi isimli internet
sitesine ve adını vermediği bir televizyon kanalına çok
kızmış…
İnternet sitesinin adını neden
vermiş; televizyon kanalının adını ise neden yazmamış bilemeyiz
zira Muhtar bu… (Gazeteciler.com'un notu: Bulmak
zor oldu ancak Muhtar'ın sözünü ettiği program Kanal
T'de yayınlanan ve Suna Üçkarışoğlu'yla
Abdullah Özdoğan'ın hazırladığı 'Haber
Bu')
Bir bildiği vardır
herhalde…
Ahmet Tulgar’a “kolpa” yapıldığını düşünmüş…
Anlattıklarının “doğru” olduğunu
kabul ediyor ve Tulgar’a yapılan ayıbı kınıyoruz
ancak…
Bu arada bir konuya da dikkat
çekmek istiyoruz…
Eğer eşcinsellik bir hastalık
değil de bir cinsel tercihse neden eşcinsel bir arkadaşımız bu
tercihini saklıyor?..
Kimisi ise “sen eşcinselsin”
dendiğinde mahkemeye koşup “ tazminat talebiyle hakaret davası”
açıyor…
Ahmet Tulgar’ın programı terk edişi de yanlış…
Doğrusu, eşcinsellikle ilgili
“hastalık” tanımlamasını yapanlara karşı savunmasını
yapmaktır...
Eşcinsellik tercihi ile onur duyan
biri bunu neden gizler anlayamıyoruz…
Reha Muhtar’ın öfke dozu biraz fazla kaçmış yazısı aşağıda…
Psikolog mu haysiyet cellatı mı?
Canlı yayında linç edilmeye çalışılan bir gazetecinin
öyküsü...
“Televizyon programında başıma
geleni bir bilsen” dediğinde dinledim, ama doğrusu işin vehametini
kavrayamadım, bir “kuru geçmiş olsunla” geçiştirdim,
telefonda...
Oysa ki, dün akşam, Sacitaslan
sitesinden alıntı yapan Medyafaresi isimli internet sitesinde
olayı, izleyediğimde başımdan vurulmuşa döndüm... Ben hayatımda
insan haklarının bu derece ayaklar altına alındığı, bu kadar kolay
insan damgalandığı, insanın bu kadar kolayca ve rezilce
aşağılanmaya çalışıldığı, bir açıklama görmedim...
Üstelik bunu yapan kişi bir
psikolog...
Hiçbir suçu, günahı olmayan bir
insanı kobay diye oraya oturtmuşlar, bir psikolog da bağlanıp, o
insanın sırf eşcinsel olduğu için “hastalıklı ruh olduğunu
söylemesini” dinlemesini istiyorlar...
Ahmet Tulgar, entelektüel
çevrelerin iyi bildiği bir edebiyatçı ve gazeteci,
televizyoncu...
Benim programlarımda ve haber
merkezimde de çalıştı... Milliyet gazetesinde de, Akşam’da da,
Radikal’de de Nokta’da da...
Yine benim bir zamanlar çok
sevdiğim bir muhnabirimin bir arkadaşıyla yaptığı programa
gidiyor...
***
Ahmet’i oturtuyorlar, sorular
soruyorlar...
Ahmet’in “Birbirimize” isimli
kitabı hakkında konuşacaklar ve o anda yayından öğreniyoruz ki,
program yapımcıları yayına bir psikolog bağlamak istemişler, ancak
Ahmet Tulgar programa tanımadığı bir psikologun bağlanmasını kabul
etmemiş, bağlanırsa yayını yapmayacağını söylemiş...
Uzatmayalım psikolog bağlanıyor ve
bağlanmasıyla birlikte, yavaş yavaş mevziye
yaklaşıyor...
Mevzi bellidir...
Psikolog olarak lanse edilen
Kubilayalp Gülfidan aynen şöyle diyor:
Eşcinsellik bir tercihtir... Ancak
hastalıklı ruhların tercihidir...”
Arkasından da utanmadan, soruyor
“Ahmet Bey neden gitti, stüdyoyu terketti...
Reklam amaçlı
olmasın...”
***
Bunu yapan, bunu söyleyen bir
psikolog...
Eşcinsellik hastalık mı değil mi,
böyle bir soru bir eşcinselin önünde o kobay haline getirilerek
sorulur mu?..
Pskilogluktan vazgeçtim, hiç
insanlığında mı yok arkadaş, bir insanı kobay haline getirip “Sen
hastalıklı bir ruhun tercihisin” diyecek kadar, rezil ve pespaye
bir lafı edebiliyorsun?..
Diyelim ki eşcinselliğin “hasta
ruhların tercihi” olduğunu düşünüyorsun, sen bunu, canlı yayında
hasta ruhlu ilan ettiğin insana nasıl söyleyebiliyorsun bir
psikolog olarak?..
Bak Kubilayalp Gülfidan
arkadaş:
Birleşmiş Milletler’in insan
hakları uygulamalarına göre, bir insanı cinsel tercihinden dolayı
“hastalıklı ruh” olarak ilan etmen suç...
Hem de büyük suç...
Bunu bir insanın yüzüne karşı
söylemek istemek, suçu geçtim ayrıca günah...
Bir de pskilog
olacaksın...
Sen hastalarını böyle mi tedavi
ediyorsun?..
Canlı yayında “sen hasta ruhun bir
tercihisin” diyerek mi iyileştiriyorsun...
Adam yayında kalmayınca, “Niye
gitti?.. Reklam amacıyla...” diyecek kadar nasıl cellat gibi bir
laf edebiliyorsun?..
Yani senin psikilojine göre,
yılların gazetecisi, yazarı, edebiyatçısı, televizyoncusu, sırf gay
olduğu için senin ona “hasta ruhun tercihi” lafını
dinleyecek...
Bu da uzman klinik pkisokogluk
olacak...
***
Kubilayalp Gülfidan denilen adam
eğer bundan böyle bu ülkede klinik psikilogluk yapabilecekse,
Birleşmiş Milletler’i İnsan Hakları Komiteleri’ni, dünyadaki bütün
sivil toplum örgütlerini göreve çağırıyorum...
Bu adamın elinden psikilogluk
lisansını alın...
Arkadaş şöyle
düşünebilir...
Ahmet Tulgar Reha Muhtar’ın
yanında çalışmış veya çalışıyor, onun için Reha Muhtar bu adamı
koruyor...
Hayır dostum öyle
değil...
O programın seni çağıran yapımcısı
ve suncusu da benim eski ve çok sevdiğim bir
muhabirim...
Muhabirlerimi koruyacak olsam
hangisini koruyacağıma karar veremem ben...
Ben onurları zedelenenleri
koruyorum...
Haysiyet cellatlarının, insanları,
kimlikleri, siyasi tercihleri, kültürleri, etnisiteleri, cinsel
tercihleri, renkleri, ırklarını öne sürerek onları giyotine
göndermesin diye...
Cellatların elinde linç edilmek
isteyenlerin haysiyetlerini korumak, insanlığı korumaktır
çünkü...
Bu yayının yapıldığı kanalın Genel
Yayın Müdürü kim biliyor musunuz?..
Sisi...
Acaba o ne diyor çok merak
ediyorum?..