Reha Muhtar en çok bu sıfatı sevmiş

Onun için çok şey söylendi, bir çok lakaplar takıldı da o en çok bunu sevdi.

GAZETECİLER.COM - Reha Muhtar, 28 Şubat anılarıyla medyanın gündemine oturdu.

Fethullah Gülen ile yaptığı canlı yayın sırasında yaşadıkları konuşulurken bu kez 12 Eylül'de yaptığı bir haberi anımsattı.

Yazısından o bölümü aktarmadan önce Reha Muhtar ile ilgili bir tüyo verelim sizlere... Bugünkü yazısından öğrendik ki Reha Muhtar kendisine takılan sıfatlar içinde en "Bir deli gazeteciydi o" denilmesini seviyormuş.

Bugünkü köşe yazısına dönecek olursak... 12 Eylül'de attığı manşeti ve Star'dan neden ayrıldığını aktarıyor.

Diyor ki;

"12 Eylül konuşuluyor...
Aklıma Tahsin Şahinkaya’nın Hava Kuvvetleri Komutanı ve MGK üyesi olduğu günlerde satın alınan F-16 uçakları için bir Amerikalı’nın yaptığı, “Türkiye’de 2 milyar dolar rüşvet verdik” açıklaması geliveriyor... O haberi çıkartabilmek için Atina’nın ortasında çektiğim çileleri düşünüyorum...

Milliyet’te rahmetli Çetin Emeç haberi 9 sütuna manşetten verince “Evren’in 12 Eylül’e çamur atmak isteyenlar var... O çamurda boğulacaklar...” şeklindeki sözleri geliyor aklıma...

O haberi yapmakta direttiğim için STAR televziyonundan ayrılmam geliyor gözlerimin önüne..."

28 Şubat konuşuluyor şimdilerde...

“Ben bu yayını yapmazsam kendime gazeteci demem” diyerek yaptığım Metin Kaplan yayınından sonra hakkımda çıkartılan ölüm fermanlarından, açılmaya çalışılan davalara kadar nice olay gitmiyor gözlerimin önünden...

Son günlerde Fethullah Gülen röportajı ve röportaj sırasında yaşananlar gündeme geliyor...

Esasen bakıyorum da, tüm bu dönemlere ilişkin anılarım “bir siyasi duruştan çok, zaptedilemeyen bir deli habercilik geçmişini” barındırıyor...

(...)
Gazetecilikte bana verilen sıfatlar içinde beni en çok mutlu edeni “Bir deli gazetecidir o” tanımlamasıydı herhalde...

***

Bunları altı kişiyi bir anda silip, ismimi suç duyurusuna “altlık” yapan, Şeref Malkoç’un ve belki de Numan Kurtulmuş’un anlayabileceğini ummuyorum...

Farkında değildirler sanırım...

“Öldü” denilen gazeteciler ölmediler ki gazetecilik ölsün..."

Yazının tamamı için