Reha Muhtar çocuklarına ne miras bırakacak?..
Hayatta orda burada tetikçilik yapanlar, bir öyle bir böyle sallayanlar, o patronda ak, bu patronda kara diye atıp tutanların.....
GAZETECİLER.COM
Reha
Muhtar dün biraz öfkeli
olmalı…
Ya da kulağına bazı dedikodular
geldi…
O da bugün Hıncal Uluç gibi
meslektaşlarına sallamış…
“Kime değer, kime
değmez” diye düşünmeden yapmış bunu hem
de…
Yazısına “Çocuklarıma miras
bırakacağım telefon mesajı!” diye başlamış…
Sonra vurmuş satırı kimi
gazetecilerin, yazarların beline beline…
Bunu her ne kadar “Tavsiye”
tarzında yapmışsa da satır rast geldiği her yerden derin et
parçaları koparmış…
“Hayata
partilerin iktidardayken başka, muhalefetteyken başka söyledikleri
gibi bakmayacaksın” demiş...
“Çünkü
çocuklarına bırakacağın tek miras, hayatta bir duruş ve düşünce
şeklidir” diye devam
etmiş...
“Hayatta orda
burada tetikçilik yapanlar, bir öyle bir böyle sallayanlar, o
patronda ak, bu patronda kara diye atıp tutanların hiçbir ilkesi,
düşüncesi ve duruşu olmaz” diye eklemiş
ve...
“Onların
çocuklarına bırakacağı bir mirasları da yoktur... Belki üç beş
kuruş para, belki de kaypak bir hava” dedikten sonra, üstünden kanlar damlayan satırı bir süreliğine
masanın üstüne bırakmış…
Ve kendini anlatmaya geçmiş bu kez
de…
Çokça övünme, az biraz da
özeleştiri yapmış…
Bakın nasıl…
Bana hayatta yaptığım her şeyin
kendi içinde tutarlı bir izahının olması gerektiği
öğretildi...
Elbet ben de yaşamımda çok değişik
rüzgârlarda, çok farklı denizlerde çok değişik “yelken” ler
yaptım...
Ama benim gibiler, yaşamlarının iç
tutarlılığını önemserler...
Yaşamda iç tutarlılık sahibi olma,
hayata asalet kazandırır...
Ben Erdal İnönü’nün 1991’de HEP’li
milletvekillerini Meclis’e taşımasını nasıl Türkiye’deki barış ve
demokrasi için gerekli gördüysem, Tayyip Erdoğan’ın “Demokratik
açılımını da” aynı şekilde barış ve demokrasi için doğru ve yararlı
buldum...
Benim için bunun SHP tarafından
savunulmasıyla, AKP tarafından savunulması arasında temel bir fark
yok...
Hatta daha önce Turgut Özal’ın da
benzer insiyatiflerini aynı doğrultuda
desteklemiştim...
Ben bu ülkede barış
istiyorum...
Bu ülkenin tek bir ülke olarak
kalmasını arzu ediyorum ve vatandaşları arasında hiçbir etnik ve
kültürel farklılığın ayrımcılık yaratmamasını
diliyorum...
Ben “siyasi değil, insani bir
adamım” çünkü...
Peki sonra?..
Ondan sonra neler yazmış büyük
“dil” ve “gönül” ustamız?..
Ondan sonrasını da