Reha Muhtar: 'AK Parti değil AKP demeye devam ediyorum...'
'AK Parti değil AKP demeye devam ediyorum...' başlıklı yazısında Mehmet Ali Birand'ın 'PKK' telaffuzuna atıf yapıp, AK Parti yerine neden AKP yazdığını anlattı.
Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar bugün köşesinde 'AK
Parti değil AKP demeye devam ediyorum...' başlıklı
yazısında Mehmet Ali Birand'ın 'PKK' telaffuzuna atıf yapıp, AK
Parti yerine neden AKP yazdığını anlattı.
İşte Reha Muhtar'ın bugünkü yazısından dikkat çeken
bölümler:
"Allah rahmet eylesin...
Bir ünlü televizyoncu PKK’ya “Pe-Ke-Ka” derdi...
PKK’lılar ve ona yakın kesimler örgütlerini Pe-Ke-Ke diye okurlardı...
Geri kalan kesim ise PKK’yı “Pe-Ka-Ka” şeklinde adlandırırdı...
Ünlü televizyoncu da kendince ortasını bulmuş; Pe Ka Ka’ya Pe-Ke-Ka demeye başlamıştı...
***
Ben baştan neye alıştıysam, o terminolojiyi kullanıyordum...
Pe-Ka-Ka diye başladığıma göre, örgüte ne anlam yüklersem yükleyeyim Pe-Ka-Ka demekten vazgeçmezdim...
***
Suriye lideri Esad’da; hep Esad dediğim gibi...
Eskiden Esed dendiğini hiç duymamıştım; dolayısıyla hiç Esed demedim...
Niye Esed deniyor; bunu da bilmek ve öğrenmek istemedim...
***
Kelimelerin okunuşu üzerinden aidiyetler yaratmak duygularıma tercüman olmuyor...
İlk alıştığım biçimde seslendiriyorum...
Öyle de devam ediyorum...
Esad demem; Hafız Esad’ı sempatik görmem ve “desteklemem” anlamına gelmiyor...
Tersi de ha keza ...
***
Karşı çıktığım mesele; konunun; samimiyetten uzaklaşan bir “dayatma” halini alması...
Ben yıllarca Esad’a “Esad” demişim...
Şimdi siyasi durumdan mütevellit yeni bir okuma çıktı diye Esed demeyi kalbimden hissetmiyorum...
İçimden hissetmediğim hiçbir şeyi yapmıyorum...
***
Yıllardır Pe-Ka-Ka dediğim örgüte; Pe-Ke-Ka, veya Pe-Ke-Ke demek içimden gelmediği gibi...
Türkiye’de AKP’ye “uzlaşı” mesajı ulaştırmak isteyenler, AKP demeyi bırakıp AK-Parti ifadesini kullanmaya başlıyorlar...
Aslında yıllarca söylemeyip; uzlaşı aradığında AK Parti demeye başlamak, “Ben yıllarca siz Ak Parti istiyorsunuz diye AK Parti demedim... AKP diyerek sizi gıcık etmek istedim... Şimdi artık gıcık etmek istemiyorum, uzlaşmak istiyorum...” demek gibi bir şey...
***
Açık konuşayım...
Ben kimseyi gıcık etmek için AKP demedim ki, gıcık etmeyi sonlandırmak için AKP demekten vaz geçeyim?..
AKP demeye başladığımda; AKP yetkililerinin; “illa kendilerine AK Parti denmesini istediklerinden haberdar bile değildim...”
Neden sonra haberdar olduğumda ise, benim alışkanlığım açısından iş işten geçmişti...
Ben AKP kelimesini AKP’ye özellikle bir düşmanlık olsun diye kullanmıyorum...
Dilim böyle alıştığı için kullanıyorum...
***
“İlla ki AK Parti demeliyim” şeklinde AKP’li olmadığım için AKP diyorum...
Böyle alıştığım için, hiçbir partiye özel bir yakınlığım olmadığı için kendi terminolojimde AKP ifadesini özgürce kullanıyorum...
***
Denebilir ki;
AKP desen ne?..
AK Parti desen ne?..
İfade değil ki aslında önemli olan...
Samimiyettir esas mevzuu...
Yıllardır AKP dediğime; AK Parti dersem...
Kendimi samimi bulmam, kendi samimiyetsizliğimden hicap duyarım...
Pe-Ka-Ka’ya Pe-Ke-Ke dediğimde hissedeceğim gibi...
Yıllardır Esad dediğime Esed diyerek, kendime politik bir tanımlama yapmayacağım gibi...
AKP’lilerin kendilerini AK Parti’li olarak adlandırmalarına; partinin sahibi olduklarına göre elbette ki saygım sonsuz derecede baki...
***
Ne ki ben AK Parti’li değilim...
Kendime öyle bir aidiyet biçmiyorum...
AKP diyerek; bu partiye karşı içimde sakladığım gizli bir garezin tezahürünü de yürütmemekteyim...
Eleştirdiğim ancak bel altı vurmadığım tüm partilere karşı kendi objektif mesafemin bir yansıması “AKP” ifadesi...
***
CHP’ye Ce-Ha-Pe demekten zevk aldığım da vaki..
MHP’ye Me-Ha-Pe demeyi tercih ettiğim gibi...
Samimiyet ve niyet hayatın kendisi...
Sahici olmak, samimi niyet ve samimiyet...
AKP olmuş; AK Parti olmuş; ne fark eder ki?..