Rasim Ozan Kütahyalı
Geçtiğimiz günlerde Soner Yalçın’ı alıp götürdüler sabahın köründe... İki gün önce de benzerini Rasim Ozan Kütahyalı'ya yapmışlar...
Yargı ve emniyet...
Birincisi haklarımızı en adil şekilde korumakla görevli...
İkincisi canımızı, malımızı, namusumuzu emanet ettiğimiz bir
kurum...
Ne yazık ki...
İki kuruma da güven yerlerde sürünüyor...
Geçtiğimiz günlerde ’ı alıp götürdüler sabahın
köründe...
İki gün önce de benzerini ya yapmışlar...
Yine sabahın köründe...
Saat dörtte...
Ama...
Ozan'ı kaldığı otelin odasında bulamayınca otel
sahibine öfkelenip
gitmişler...
Efendiler!..
Bizler
gazeteciyiz…
Ne iktidara asker olmalıyız, ne
muhalefete...
Ancak...
Birbirimiz gibi düşünmek zorunda da değiliz...
Kimimiz iktidarın icraatlarını doğru bulur destek veririz...
Kimimiz muhalefet ederiz iktidara...
Kimimiz ise ortadan gideriz...
Doğruya doğru, eğriye eğri deriz...
Ve fakat...
Bir tek konuda mutabık olmalıyız: Haklarımız ve özgürlüklerimizi
korumada...
Hangimize yapılırsa yapılsın; yargı
ve emniyet zulmüne karşı durmalı "ortak tavır"
almalıyız...
Soner Yalçın'a yapılan iğrenç baskın iktidar yanlısı medya
tarafından görmezden gelinmiş hatta kimileri "oh
olsun" bile demişti...
Biz ise (gazeteciler.com olarak) Soner'in yanında
yer almış, kendisine yapılan yargı ve emniyet zulmünü
kınamıştık...
Hatta Soner'i alkışlayarak destek
vermiştim...
Bugün de Rasim Ozan Kütahyalı'ya yapılan polis
zulmünü kınıyorum...
Ayıptır...
Yazıktır...
Bu genç adam "illegal bir yapı" olduğuna inandığı
bir dini cemaat ve liderini eleştirme hakkına sahip olduğu için
sabahın köründe polis tacizini hak etmiş olamaz...
Bu zulmü yapan polisler de "emir kuluyuz" diyerek
yırtamazlar...
"Gidin Kütahyalı'yı alın" emrini veren müdür, amir
her kimse o kişi de devletin memuru olduğunu, her vatandaşa eşit
mesafede ve adaletle durmak zorunda olduğunu öğrenmesi için mutlaka
soruşturma geçirmelidir...
Hâsılı...
Siyasi görüşleri ve çalıştığı gazetenin
durduğu yer neresi olursa olsun bütün meslektaşlarımı Rasim
Ozan Kütahyalı'ya karşı yapılan bu polis baskısına,
zulme, manevi işkenceye ve şahsiyet lincine karşı çıkmaya
çağırıyorum...
Rasim Ozan Kütahyalı ve eşi Nagehan
Alçı'ya da geçmiş olsun dedikten sonra Jean Paul
Sartre'ın ünlü sözünü hatırlatıyorum: Kaybeden
kazanıyor...
Bu son polis baskınında huzurlarını kaybetmiş olabilirler elbette
ama...
Soner'e yapılandan sonra benzeri baskıya maruz
kalan Rasim de unutmasın ki; emniyette
illegal yapılanmanın halen devam ettiğini anlattığı
yazılarıyla haklı çıkarak kazanmıştır...